Öğretmenim Bir Centilmen | Hyunlix ✓

[8]

✧

Hyunjin'in Felix'i öpüp ardından soğuk davranmasının üzerinden, yani saçma sapan disiplin cezalarının başlamasının üzerinden bir hafta geçiyordu.

Oğlanlar darmadağındı.

Mesela matematikçi, Jisung'un burnundan getirmişti resmen. Hocasının her hareketine yükselen Jisung'un bile adamı gördüğünde yüzü düşüyordu.

Çünkü aynı kitapları bir haftadır oradan oraya taşıyordu. Birkaç kere sınıftaki tüm sıraları dışarı çıkartıp silip geri getirmiş, bahçeye attığı eşyaları toplamıştı.

Hocasına sempatisini yavaş yavaş kaybederken onun her dediğini yapan evcil hayvanıymış gibi hissetmekten kendini alıkoyamıyordu.

Ya da Jeongin, bedenci kulağının dibinde sürekli bağırarak ona saçma sapan emirler veriyor, okul saatleri boyunca işkence ediyordu.

Spor salonunu götüyle silip süpürmüş, bahçede onlarca tur koşmuş, hatta bir gün 80 basketi tamamlayana kadar eve gitmesine izin vermemişti.

Hele Seungmin, hocasını tenhaya çekip bıçaklamamak için kendisini zor tutuyordu. Adam sürekli ilkokul deneyleri yaptırıyor, bir de sayfalarca rapor istiyordu.

Felix ise Hyunjin'i bir haftadır görmemiş, sadece oturup onun söylediği slaytları hazırlayıp mailden ona göndermişti.

Haftasonu rahatlamış olmalarının etkisiyle bir alışveriş merkezinin kafesinde toplanmaya karar verdiler.

İlk gelen Felix oldu. Zaten bir şeyler bakmak için erken çıkmış, alışverişini tamamladığında oturup arkadaşlarını beklemeye başlamıştı.

İkinci gelen en yakın dostu Jisung oldu.

"Naber bro?" Dedi Felix dostunu gördüğünde sırıtarak.

"Hala gülmeye enerjin var ya, şaka gibisin." Dedi Jisung oflaya puflaya hırkasını sandalyeye asıp karşısına otururken.

"Oturduğum yerden slayt hazırlıyorum. Hyunjin'in yanında olmam gerekirken bir haftadır göremedim orospu çocuğunu. Beni öptükten sonra ghostluyor resmen."

"Hata yaptığını anlamıştır."

"Neresi hata ya? Öpüşürken kıpkırmızı oldu oğlum, saç dipleri terden sırılsıklamdı. O da aşık bana, ama başka bir sebebi olmalı."

"Hani çok ufak fikrim olarak... Öğretmenin olmasıyla bir alakası olabilir mi?"

İkisi gülüştüler.

Ardından Jisung devam etti. "Minho kocam ağzıma sıçıyor, bıktım artık. Son gün iki defa tüm sıraları sildirdi, ellerim çamaşır suyu kokuyor hala."

"Müdüre başta çok teşekkür etmiştik ama götümüzden kan alınınca durum biraz değişti sanırım."

"Sorma!" Diye bağırarak aralarına katılan Jeongin'di. Hızlı bir şekilde sandalyeyi çekip yanlarına oturdu, enerjisini hiç kaybetmeden konuşmaya başladı. "Geçen gece eve onda girdim, onda! Uyuz herif, neymiş 80 tane basket atmam gerekiyormuş. Ben rahip olmak istiyordum amına koyayım."

Felix, "Bak oldun şimdi." Dediğinde gülüştüler.

"Ne konuşuyorsunuz?" Diye merakla aralarına katılan son kişi de Seungmin olmuştu.

Jeongin gülerek Seungmin'e döndü. "Kanka sana kötü bir haberim var. Abim dün senin raporlarınla mangal yelliyordu."

Seungmin dışında hepsi bir ağızdan kahkaha attılar.