Köy | bxb

Bölüm 48 - Müge'nin evi

Sabah İstanbul'a gelmiş, akşama kadar uyuyup dinlenmişlerdi. Vildan ve annesi dinlenmek istedikleri için evde kaldılar, Volkan ile Vedat'ta Müge'nin evine doğru yürüdüler.

Yürüdükleri sokaklar boş olduğu için Vedat Volkan'ın elini tutmuştu. Volkan ilk başta itiraz edip birinin göreceğinden korksa da daha sonra elini tutmasına izin vermişti.

Fakat şimdi kalabalık bir yere gelmişlerdi ve istemeye istemeye bırakmışlardı ellerini.

Müge'nin evinin olduğu sokağa girdiklerinde kapıda oturan grupla Vedat durdu ve "Volkan." dedi. Volkan dönüp Vedat'a baktı ve Vedat karşıdaki grubu gösterdi işaret parmağıyla.

Volkan onları gördüğü gibi Vedat'ın elini tutup adımlarını hızlandırdı.

Apartmanın merdivenlerinde oturup sohbete dalan dörtlünün yanına geldiklerinde onları ilk farkeden Fırat olmuştu.

Karşısındaki ikiliye inanmaz gözlerle baktı. Daha sonra gözlerini avuç içiyle ovdu ve tekrar baktı.

"Ben mi hayal görüyorum yoksa Volkan ve Vedat mı geldi?"

Diğer üçü Fırat'ın dedikleri üzerine arkalarını dönüp baktılar ve Volkan'la Vedat'ı görünce şaşırdılar.

"Siz ne ara geldiniz lan!" Fırat heyecanla ayağa kalkıp Volkan'a sarılırken Müge "siz ne alaka?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Sürpriz yaptık." dedi Volkan.

"Ya senin sürprizini yerim." diyerek sıkıca sarıldı Volkan'a Fırat. Volkan kıkırdarken Vedat Müge'ye sarıldı.

Daha sonra Seda ile Engin'e sarıldılar.

"Burada mı oturalım? İçeri mi geçelim?"

"İçeri geçsek, biraz üşüdüm." Volkan'ın cümlesiyle Müge "hemen içeri geçiyoruz o zaman." dedi ve anahtarıyla kapıyı açtı.

Önce binaya sonra da eve girdiler.

Müge hemen Volkan'ı mutfağa götürüp sandalyeye oturttu ve "ne istiyorsun, hemen yapayım sana." dedi.

"Yemek yedikte geldik Müge abla. Sağol."

"Yok olmaz, yemeden göndermem seni. Hem biz yemeği hazırlayana kadar acıkırsın sen."

"Yok Müge abla gerçekten yemek istemiyorum."

"Cheesecake yapayım mı sana?"

Volkan heyecanla "olur." dedi

"Müge, hemen malzemeleri çıkar. Volkan bey cheesecake istiyor." Fırat Müge'ye emir verdiği için kafasına bir tane tokat yemişti. Fırat acıyla inleyip elini kafasına koyarken Müge malzemeleri çıkarmaya başladı.

Fırat tatlıyı yaparken Engin Volkan ve Vedat'a döndü ve "hayırdır, bu ani gelişinizin sebebi nedir?" dedi sorgular gibi.

Onlara hiçbir şey söylememişlerdi. Her şeyi en baştan yüz yüze anlatacaklardı. Vedat olayı başından sonuna kadar anlattı.

İlk önce Volkan'ın amcalarına küfrettikten sonra Volkan'ın ikinci ameliyatına üzülmüşlerdi. Tekrardan aynı acıları yaşamasını istemiyorlardı. Ama onun iyiliği için olması gerekiyordu. Bu yüzden bir şey demediler.

"Ben uzun süredir iyi bir doktor arıyorum zaten. Bir iki isim var elimde. Daha iyi araştırıp bulacağım." dedi Vedat.

Müge sandalyede oturan Volkan'ın omuzlarına doğru kollarını kayıp arkadan sarıldı ve kafasını Volkan'ın kafasına dayadı.

"En iyi doktora götürelim. Volkan'ım iyileşsin." Volkan güldü ve göğsünde birleşen Müge'nin kollarının üstüne elini koydu.

"Ahmet nasıl peki?" diye sordu Fırat.

"Aynı, Vural abiyi bekliyor."

"Ondan mektup gelmemesi iyice korkutuyor." dedi Engin.

"Geçen gün ona çay götürdüğümde gözleri kırmızıydı, sanırım ağlıyordu."

"Kolay mı Volkan? Biz bile ne kadar korkuyoruz. Onun için daha zor."

"Umarım güzel haberler alırız." dedi Seda.

"Neyse, bırakalım tatsız konuları." dedi Vedat. Volkan'ın stres yapmasını istemiyordu. Ameliyat gününe kadar bunlardan bahsetmek istemiyordu.

"Venüs'ü Ahmet'e mi bıraktınız yine?"

Volkan evet anlamında kafasını salladı ve "Bu arada, annemle Vildan da geldi." dedi.

"Gerçekten mi? Onlar nerede?" Fırat heyecanla sorarken Volkan "evde onlar, yolda yoruldukları içim gelmek istemediler." dedi.

"Anladım." dedi ve tatlıyı yapmaya devam etti.

~

İki saatin sonunda tatlı hazır olunca hepsi salona geçti ve Fırat servis tabaklarına koyduğu tatlıyı arkadaşlarına dağıttı.

Hepsi tatlısını yerken Fırat telefondan birisiyle mesajlaşıyordu.

"Yine şu kız mı?" diye sordu Müge.

Fırat telefona bakarken kafasını salladı ve mesaj yazmaya devam etti. Müge göz devirdi ve "hiç sevmedim o kızı. Üzüleceksin Fırat." dedi.

"Benim konuştuğum hiçbir kızı sevmezsin ki sen."

"Bu ayrı, bundan hiç hazetmiyorum. Yarın öbür gün terk edildiğinde ağlayarak yanıma gelme."

Fırat kafasını sallayıp alay eder gibi "he he." dedi ve mesajına devam etti.

Volkan tatlısını bitirip kafasını Vedat'ın omzuna koydu ve Vedat'ta tatlısını bırakıp elini Volkan'ın beline koydu.

"Niye yarım bıraktın tatlını?"

"Çok geldi." dedi ve Volkan'ın saçlarını öptü.

Diğer yandan da Seda ile Engin sarılıyordu ve Müge kaşlarını çatıp "sizin iğrenç ilişkilerinize şahit olmak istemiyorum. Gidin odada yaşayın özel anlarınızı." dedi.

Vedat ve Engin sinirle Müge'ye dönerken Volkan ve Seda gülmüştü. "Altı üstü sarıldık amına koyayım. Ne yaptık sanki?" dedi Engin sinirle. Vedat sadece ters bakmayla yetinmişti.

Seda ise Engin'e dönüp yanağına hafif bir tokat attı ve "Müge'yle düzgün konuş." dedi. Engin kafasını çevirirken Volkan Vedat'a daha çok sokuldu. Vedat sıkıca Volkan'a sarıldı.

"Uykum geldi." dedi Volkan mayışmış bir sesle.

"Gidelim mi eve?"

Volkan evet anlamında kafasını salladı.

İkisi ayağa kalktı ve Vedat "biz gidiyoruz, Volkan'ın uykusu gelmiş." dedi.

"Tamam, yarın geliriz yanınıza. Evi de temizleriz. Kaç aydır açılmıyor sonuçta." Müge konuşurken Fırat hemen ayağa kalkıp mutfağa gitti. Tatlıdan kalan son üç dilimi bir saklama kabına koyup Volkan'ın yanına geldi ve "al hayatım, annenle Vildan'a götür." dedi

"Teşekkürler Fırat abi."

"Rica ederim." dedi ve Volkan'a sarıldı.

Vedat ile Volkan evden çıkıp Vedat'ın evine doğru yürümeye başladılar.

~

Bölümler kısa oluyor çünkü aklıma bir şey gelmiyor.

Ayrıca yazmaktan sıkıldım ama final yapmadan da bırakmak istemiyorum. Bir an önce her gün bölüm attığım zamanki motivasyonuma dönmek istiyorum. Çünkü kendimi zorlayarak yazmakta yoruyor ve güzel şeyler ortaya çıkmıyor gibi hissediyorum. İki üç bölümü biraz sallama yazdım gibi.

Bir de ben Venüs'ü unutmuşum bu bölüm ekledim zaten yine Ahmet'in yanında.

Siz yorum yapınca daha çok yazasım geliyo o yüzden yorum yaparsanız sevinirim

Sizi seviyorum 💞