Volkan bugün hastaneye gidip doktora görünmüştü. Şimdi ise Doktor'un ne dediğini Ahmet'e anlatıyordu.
"Bugün gittik hastaneye abi, gerekli tahliller yapıldıktan sonra ameliyat için çağıracaklar."
"Anladım, ne kadar sürermiş çağırmaları?"
"İşte tahlillerin sonuçları çıkacak, acil olanları önce çağıracaklar. Beni de hemen çağırabilirlermiş."
"Anladım, iyi bari. Bir an önce ameliyatını ol da kurtul."
"Öyle, sen ne yapıyorsun?"
"Bu akşam Vural gelecek işte.Yemek yapıyorum şimdi. Birazdan da almaya gideceğim." Ahmet öyle heyecanlı konuşmuştu ki, Volkan onun bu haline gülmeden edememişti.
"İyi o zaman tutmayayım seni. Hadi görüşürüz."
"Görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı Ahmet.
Ocaktaki yemeğin altını kapattı ve kapağını kapatıp bıraktı. Sofrayı da kurduktan sonra banyo yaptı.
Üstünü giyinip odadan çıktı. Arabasının anahtarını ve telefonunu alıp evden çıkıp arabasına bindi.
Yarım saatlik bir yolculuk ardından Vural'ı göreve gönderdikleri yere geldi. Etrafta üç beş kişi vardı. Bir grup da komutan vardı, saldırıdan kurtulan komutanları karşılamak için.
Beklemekten sıkılıp cebindeki paketini çıkardı. Bir sigarayı dudaklarının arasına koyup yaktı.
Sigarayla da zaman geçiremeyince telefonunu çıkarıp oyalanmaya başladı.
En sonunda durdukları yere otobüs gelince elindeki telefonu kapattı. Heyecandan kalbi çoktan atmaya başladı.
Onu iyi görmek istiyordu. Ağır yaralandığını duyduğu için bir engeli ya da çok büyük bir yarası varmış gibi hissediyordu ve öyle olmaması için dua ediyordu.
Otobüs durdu ve kapısı açıldı. Kenarda duran birkaç asker otobüsün içine bindi ve onların yardımıyla İki komutan elindeki koltuk değnekleriyle indi.
Tekerlekli sandalyede oturan bir komutan daha indi yine askerler yardımıyla. Komutan indiği anda kenarda bekleyen birkaç kişi ona doğru koşmuştu. Birbirlerine sıkıca sarılıp ağladılar.
Ahmet onları görünce Vural'a sarılma isteğiyle dolup taşmıştı.
İnen komutanlardan bile anlaşılıyordu aslında ne kadar büyük bir saldırı olduğu. Vural'ı göreceği halden daha çok korkmaya başladı.
İki asker yardımıyla bir komutan daha indi. Yüzünün sol tarafı sargıdaydı. Bir bacağının üzerine basamıyordu. Değnek elinde olsa da askerlerin yardımı olmadan yürüyemediği apaçık belliydi.
Biraz daha kendine yaklaştığında farketti o askerin Vural olduğunu. Yüzündeki sargıdan dolayı zor tanımıştı.
Elindeki sigarayı kenara fırlattı ve ayağıyla ezerek söndürdü. Koşar adım yüzü sargılı adamın yanına gitti.
"Vural!" dedi koşmaya devam ederken. Vural kafasını kaldırıp Ahmet'e baktı.
"Ahmet..." diye fısıldadı. Anında boynuna sarılan kollarla içindeki özlemi hissederken boynundaki ağrıyı görmezden geldi. Şu an ağrısını düşünecek halde değildi.
Koluna girmiş asker geri çekildi. Bir koluyla değneğe sıkıca tutunurken diğer kolunu Ahmet'in beline sardı.
"Ahmet." dedi biraz daha yüksek sesle. "Seni çok özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy | bxb
Teen FictionBabası tarafından zorla okuldan alınıp ağır işlerde çalıştırılan Volkan ile köye atanan öğretmen Vedat'ın hikayesi