3. Esaretten çıkan yalanlar, yalanlara bir halka gibi bağlı olan insanlar.

1.4K 184 317
                                    

Selam, ben geldim :)

 Uzun bir bölüm oldu. Desteklerinizi esirgemeyi unutmayın. Spare wife final verdiğinde buraya daha aktif döneceğim. Yine de hafta da en az 2 bölüm atmaya çalışacağım

Bu bölüm tepkilerinizi merakla bekliyorum. İyi okumalar ballarım...



...

"Bazen bir sessizlik bütün sözlerden anlamlıdır. Her insanın ölçüsü, değeri yüreğinde, istemindedir asıl."

...


Bölüm 3: Esaretten çıkan yalanlar, yalanlara bir halka gibi bağlı olan insanlar. Her biri güvenden kayan yıldızlar.

"Senin benim işlerime burnunu sokmana hakkın yok. Sadece sana ne dediysem onu yap ve bir daha onu yalnız bırakırsan, alacağın sonuçlar hiç iyi olmaz. Anladın mı beni Jimin? Bu sana son ikazım. Şimdi o uyanmadan git buradan."

Duyduklarımın karşısında ilk önce aklım bulandı sonrasında kalbim küçük bir tufan altında ezilircesine kendisini içe doğru bükerken, havadar duran ayaklarım zeminle bütün olurcasına titredi. Gözlerimin illeti çekilemiyordu bile öte bereye. Bu sözleri sarf eden Taehyun muydu sahiden? Hem de ne hakla? Ve öylece eşimle benim hakkımda konuşan, bundan öncesinde ikisini dahi yalnız görmemişken her şey o kadar uç bir manzaranın içinde beni eğrelti bırakmışlardı ki, düşünceli bir şekilde durumu daha da anlaşılır kılsın diye bekledim. Belki de daha duymayı umduğum kafa karıştırıcı sözlerin beklentisi içerisindeydim.

"Peki efendim," dedi sadece Jimin. Onunla normal iki insanın, komşunun konuşacağı şekilde konuşmuyordu. Aşırı rahatsız edici olan bu durum, Jimin'in eğik başını yavaşça kaldırmasıyla sonuçlanırken onları gizlice dinleyen biri gibi görünmemek için telaşla bir adım geriye kaçmamla neticelenmişti ve benim kafam allak bullaktı. Bunu Taehyun'a sorsam, nasıl bir açıklama sunardı bana?

Mutfaktan çıkarken benim için hazırlamış olduğu bu kahvaltıyı zehirli bir öğün dilimine mi bölerdi? Bir hafta boyunca kalacaktı, öyle söylemişti en son. Bunu buraya taşındığımızdan beri hiç yapmamışken, söyleyecek olduklarımla sinirleri mi zıplardı? Ama Teehyun bana hiç kızmazdı ki? Jimin ile konuşurken ses tonunun katılığı bu nedenle beni biraz daha meraklandırmıştı ve... Jimin ondan emir alıyordu, beni yalnız bırakmaması gerekiyormuş gibi. Tüm bunlar için insan nasıl en doğru çıkarımı yapabilirdi?

Bu aklımdaki kurtçukları elbette şu anlık kendi içimde tutarken zaman kollayacaktım bunun için ve alenen değil de laf almaya çalışır gibi yapacaktım. İç güdüsel bir savaş daha şimdiden içimde bir harabe gibi yıkımla sonuçlanırken, ağırlaşan bedenimi Taehyun'un eve doğru gelen hışırtılarını duymamla birlikte, direkt olarak banyoya ve musluğu açmama sebep oldu. Yüzümü tekrar tekrar sertçe yıkasam da fayda etmedi.

Bu nedenle kısa bir duş alıp ürerimdeki bornozumla yanıma kıyafet almadığından yatak odamızın içine girerken, sanki az önceki beni kirli, abuk sabuk düşüncelerin hiç sahibi olmamışçasına yatağımızda oğlumuzla oyun oynarken keyifle mırıldanan Taehyun ile karşılaştım. Beni büyük bir gülümseme ile karşıladı. Aynı şekilde karşılık vermeye çalışırken dünyamı devireceğimi sandım.

"İyi uyuyabildin mi sevgilim? Ben ve oğlum çok uslu durduk sen rahatça uyuyabil diye." Sevimlilik yaparak Minjun'u yatağın içinde yuvarlarken yüzüme o an bakmadığı için şanslıydı. Çünkü benim hissettiklerim yüzümde akar giderdi, apaçıktım ben. "Çok kibarsınız bu sabah siz ama..." diyerek arkamı dönerek giysi dolabına yöneldim. Eski kapaklar gıcırdayarak açılırken, sırtım onlara dönükken sakınamadım dilimden, bir niyet gibi imlenirken düşünceler. "Uslu olmalar... kahvaltı hazırlamalar... sessizce bir yerde dolanmalar. Bir şey mi yaptın, rahatsız olacağım? Hım? Korkundan gözümü boyar gibi."

two ringsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin