12. Kopan bir fırtına vardı ama öncesi çok sessizdi, bizim gibi.

889 157 558
                                    

Gecenin üçbuçuğunda selamlar olsun... uzun bir bölümle geldim. Söz verdiğim gibi geldim.

Umarım bu bölüm iyi kalırsınız. Bir veya iki bölüm sonunda, sizi yavaş yavaş normale döndürcem. Endişelenmeyin. İnşallah diyormuşum...

Diğer bölümü sizin tepkilerinize göre hızlıca atarım. İyi okumalar ballarım :)







"Herhalde doğmadan önce çok kötülük ettik, ya da öldükten sonra çok büyük bir mutluluk tadacağız ki, Tanrı bu yaşamın kefaretinin tüm işkencelerle, tüm acılarla ödenmesine izin verebiliyor."

Bölüm 12: Kopan bir fırtına vardı ama öncesi çok sessizdi, bizim gibi.

İnanmak istemediğimiz her şey bir yalan gelir bize.

Sanki sizin ağzınızdan çıkanlar değildir doğruyu da ipe sapa gelmeyen dürüstlüğe vuran.

Üç insanın gözleri, bir insanın ağzından çıkan sözlerle en kurnaz olan ve bir o kadar da kahreden bir hayatın başlangıcını yaşayacak cümlelerle aydınlanırken, kazanan sadece o sözleri kullanandı. Yalanlara bezeli gerçeklik vardı. Şimdilik.

Eun söylediklerinin arkasında dururken, Taehyung'un sinirden bir dudağının kıvrımı seğiriyordu. Bu kadını tamamen hayatından çıkarmak isterken, bu kadın öyle haince bir plan yaparak sonsuza kadar kendisiyle olmanın garantisini yapıyordu ailesinin önünde. Midesi bulandı. O hep böyle biri miydi de görememişti bunu? Ne sanıyordu, öylece bu evden çekip gideceğini ve kimseye zarar gelmeden yaşayabileceğini mi? Katiyen durum böyle değildi. Taehyung dönülmez bir nokta ile, "Hayır," dedi ama o kağıttaki imzanın tek amacı bunun için olmamıştı. O mal varlığını, her an başına bir iş gelirse çocuğu üzerindeki miras hakkına sahip olsun ve hak ettiği hayatı yaşasın diyeydi. Fakat durumlar çok tersine işlerken, "Bu saçmalığa oğlumu bulaştırmayacaksınız ve" diyerek gözlerini belerterek kadına baktı. Tek tek söylediği sözleri ağzından çıkanları duymamış olsa gerek, kendinden çıkanları duysun istedi.

"Benim oğlum, senin oğlun değil. Sen onun annesi olmayacaksın."

Annesi ve babasının bu fikre ne kadar sıcak baktıklarını elbette biliyordu. Bu konuda şu anlık ses etmediklerinden bile anlamıştı. O akıllarında bunun senaryolarını ve planlarını daha şimdiden ayarlamaya çalıştıklarını kestirebiliyordu.

"Ne yani, bir de yeni doğan çocuğumu mu kurban edeceğim size," dedi ve babasına doğru saniyelik öfkeli gözlerini çevirdi. Ardından emellerine kavuşmak üzere olan karısına çevirdi gözlerini yeniden. "O kafandakileri sil aklından, yoksa çok fena şeyler olacak."

"Taehyung," diye itiraz da bulundu babası. Çünkü bu sözlerin sihri onun zihninde çok daha yeni ve kuvvetli gücün kapılarını açmaktan geçiyordu. "Eun'un söyledikleri çok mantıklı. Bu boku yemişsin ama kız buna rağmen yanında durmaya çalışıyor seninle. Oturup buna minnet edeceğine bir de karşı geliyorsun. Sen bu evliliği bitirebileceğinin sanrısına nasıl kapıldın?"

Taehyung çevresinde olan bu üç insanın içinde delirecekmiş gibiydi. Özellikle bunca zaman yanında olup şu anda sırtından bıçaklayan Eun yüzünden ise çok fena öfkelenmişti. Gözlerinin önüne perde inmiş gibiydi o vakit. Korktuğu başına gelmişti ama bunun böyle olduğundan dolayı değil, karısından boşanarak kimsenin haberi olmadan bu ülkeyi terk ederek yapıyor olmasından dolayı olacak olandı. Yine peşine düşeceklerdi ancak bunca zaman boşanmayı bekleyerek nasıl da büyük bir hata yaptığını da biliyordu artık. Çünkü korumak istediği gerçek ailesi de yoktu. Onlar yoktu hayatlarında. Bu en kötüsüydü onun için.

Hızlı adımlarla bunca sene tüm uğraşlarıyla saklamaya çalıştığı sırrını ve en değerli olan varlığını korumak için verdiği çabasını, şimdi gizli arzularıyla ortaya döken Eun'a doğru bir hışımla gittiğinde, Eun korkarak kaçmaya çalıştığında bazı şeyler için çok geçti.

two ringsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin