Merhaba! Yazım yanlışlarım varsa üzgünüm, dikkatsizliğime denk gelmiş olabilir.
DİKKATİNİZE!
Bu bölümün başlangıcında bazılarımızın dayanmayacağı +18 şiddetler bulunuyor. +18 uyarısı yazdığım yeri hassas olanlar okumasın.Tekrardan uyarıyorum, hassas olanlar okumasın!
İYİ OKUMALAR!
(+18)
Elinde tuttuğu şey meşaleydi. Küçük bir odun parçasını yakarak etrafını aydınlatmıştı ve bu odun parçasını meşale olarak kullanıyordu. Birkaç büyük adımlar attıktan sonra mağaranın içine girdi.
Koskoca mağaranın içi zifiri karanlıktı. Göz gözü görmezdi. Lakin elinde tuttuğu küçük odun parçasından ibaret meşale, koskoca karanlığı aydınlattı ışığıyla. Etraf aydınlanınca bakış alanına giren ilk şey önündeki tahta parçaları oldu; yanında da kan.
Dudaklarının kenarı sinsi bir şekilde yukarı kıvrılınca, dilini dışarı çıkararak dudağını ıslattı.
Kan, gıdasıydı.
Birkaç küçük adımlarla kanın yanına gelince gördüğü şey daha da sırıtmasına sebep oldu.
Bir kadının koluydu.
Kısık sesle kahkaha attıktan sonra arkasını dönerek mağaradan çıktı hızla. Mağaradan çıkınca yine zifiri karanlık olan ormanı aydınlatan meşalesi oldu. Koşarak ormanı sanki avını arayan bir çeşit kurt gibi gezdi.
Bir süre sonra gördüğü vücut onu sevindirmiş, hızını azaltmasına ve hatta durmasına sebep oldu. Vücut, kocaman bir kayanın üstündeydi.
Kayanın altında uçurumun olması, adamın kaya üzerindeki kişinin ne yapmak istediğini anlamasına sebep olmuştu.
Diliyle yine ıslattı kan rengi dudaklarını. Kayanın üstündeki kişi ise olduğu yerde öylece duruyordu; ellerini iki yana açmış, kafasını geriye atmıştı. İnsan olduğundan bile şüphelenilebilirdi.
Kayadaki adam kafasını daha da geriye atınca dünyayı ve hatta arkasındaki adamı görebilecek duruma geldi. Fakat umursamadı. Yüzünde yaralar vardı.
Alnında siyah benler ve yanaklarında yaralar vardı.
Kayanın üzerindeki kişi, "Meşale," diye mırıldandı. "Küçük bir odun parçası nasıl da aydınlatıyor karanlığa çökmüş ormanı." Adam gülümsedi.
"Her şeye fazla anlam yüklüyorsun." Kayanın üzerindeki kişi arkasını bile dönmedi. "Seni tüm ormanı aydınlatan meşaleyle yakarsam ne anlam yükleyebilirsin?"
Kıkırdama sesleri geldi. "Kocaman ormanı aydınlatan ateş, küçücük hayatımı söndürür." dedi kayanın üstünde dikilen kişi. Alkış sesleri geldi.
"Anlamlı bir ölüm olur yani senin için, öyle mi?" Kafasını yukarı aşağı salladı. Elinde meşale olan adma geriye çekilince, kayanın üzerindeki adam da bir adım öne gitti. Birbirlerinden daha da uzaklaştığında aynı vaziyette duruyordular yine.
Meşaleli adam meşalenin ucundaki ateşe doğru üfledi. Nefesini ateşi söndürmek için verdiğini anlayan kayadaki kişi, "Boş yere," diye mırıldandı. "Kocaman karanlığı aydınlatıp küçücük aydınlığı söndüren bir şeyi söndürmek, incir ağacında açan bir çiçek gibidir."
Adam meşaleyi havada hareket ettirdi hızla. "Söylesene, kocaman ormanın bir rüzgârı bile söndürebiliyor mu o meşaleni?" Meşaleli adam alaylı bir şekilde dinlediği adamın sözlerini algılamaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlunun Sevgisi
Action"Dünya bir uyku, hayat ise onun rüyası gibiydi. Dünyaya daldıkça, hayatı görüyorduk."