0.4

270 38 10
                                    

Aynanın karşısında saçları ile uğraşan alfa üst kattan gelen seslerle kaşlarını çattı. Odasından çıkıp Jeongin'in odasına girmiş "Bunlar neye kavga ediyor?" diyerek ikizlere hitaben sormuştu.

Kendisi Jeongin ile aynı evde kalırken üst katlarında da ikiz kardeşler Jisung ve Felix kalıyordu. "Felix galiba yarım etek giymek istiyor ama Jisung pek sıcak bakmıyor" dedi Jeongin gömleğini giyerken az çok anladığı kavgayı anlattı.

"Felix alır" diyen Minho ile güldü Jeongin de. Felix bir şeyi istedi ise onu bir şekilde yapardı.

"Hazır mısın sen?" diye sorması ile Jeongin son kez kendini kontrol edip parfümünü sıktı. "Hazırım" diyerek yanına geldi.

Evden çıktıklarında dışarıda onları bekleyen arkadaşlarına yaklaştılar, Felix istediği kıyafeti giyse bile sinirli olduğu için feromenleri etrafa dağılmıştı.

Minho yüzünü buruşturup "Felix, burada bir sıkıntı yok ama gidesiye kadar feromenlerini sabit tutmaya çalış" dedi.

Beta oldukları için çok da anlamayan Jisung ve Jeongin direk sarışına dönerken Felix iç çekti "Tamam kontrol altına alırım" dedi.

Hepsi minho'nun arabasına binerken Minho Yeonjun dan aldığı konuma sürmeye başlamıştı. Açtıkları şarkılar ile Felix'in keyfide yerine gelirken feromenleri de normale dönmüş daha ciceksi bir koku yaymıştı etrafa.

Geldikleri mekan ile Minho arabayı park etmiş, inmişlerdi. İçeri girdikleri gibi tanıdık simalarla "Selam gençler!" diye bağırdı Jisung.

Hepsi ona selam verirken "Cidden herkesi tanıyor" diyerek göz devirdi Jeongin. Minho gülmüş tanıdığı kişiler ile tokalaşmıştı.

Gördüğü kişi ile "Chanlar şu tarafta bir selam verek" demişti. Jeongin de gördüğü mor saçlı ile anında "Bana uyar" demiş Felix'in ise kaşlarını çatılmıştı.

"Selam alfacık" diyerek yanına gelmesi ile Chan gülerek ona döndü. "Selam Minho, şu lafı bırakmayacaksın galiba?"

Minho başını salladı "Söylemesi eğlenceli, nasıl mekan?" diye sordu. Chan omuz silkti "İyi galiba, dediğim gibi benlik değil"

Sonra arkadaşlarına dönmüştü "Selam Minho ben, Chan'ın bölümden" diyerek.

Hyunjin onu tanıdığı için el sallarken Seungmin de gelen Jisungla beraber "Beraber otursak ya o zaman" dedi.

Kabul eden dört genç yanlarına oturmuş, birbirlerini daha iyi tanıyarak sohbet açmışlardı.

Felix dans edenleri izlerken heyecanla Jeongin'e dönmüş, onun Hyunjin ile konuştuğunu görünce yüzü düşmüştü.

Onun düşen suratı Seungmin'in dikkatini çekerken, ilk kez kendisi gibi omega arkadaş edinmenin heyecanı ile "Felix, dans etmeye gidelim mi?" diye sordu.

Felix onun parlayan gözlerine gülümseyip "Olur, hadi!" diyerek ayağa kalktı. İkisi dans edenlerin arasına karışırken Jisung yerinde kıpırdandı "Bende yanlarında durayım şunların" diyerek hızla yerinden kalktı.

"Oğlum birinci ickini bile bitirmedin mi daha?"

Hayretle konuşan Minho ile Chan güldü. "Ya sen kendine işine baksana artık, bu tür yerlerde içmek istemiyorum"

"He yani normalde güzel içersin?" diyerek sırıtarak sordu Minho, Chan da sırıtmış göz kırparak "Emin ol dayanıklı bir yapım var" demişti.

Hyunjin ve Jeongin de ortadan kaybolurken "E bunlar haşır neşir olmuşlar hemen" dedi Minho.

"Seungmin'in bizden başka anlaşabildiği kişi sayısı sınırlı, ilk kez omega bir arkadaşı olacak heyecanlanmıştır"

"Tatlı he, Jisung da rahat verirse onlara. Felix'in kızgınlık feromenleri yaklaşıyor arada"

Chan kaşlarını çatarken Minho durumu toparladı. "Küçüklükten beri kardeş gibi büyüdük bu yüzden burnum onun feromenlerini karşı duyarlı"

"Onlar kardeşin gibi yani?" diye sordu Chan emin olmak isteyerek. Vücudu kıskançlık ile dalgalanmaya başlıyordu.

"Aynen öyle ya" dedi Minho da. İyice kalabalık olan mekanla Chan iç çekti, bu tür yerler cidden ona dar geliyordu.

Minho ona dönmüş "Rahatsız mı oldun?" diye sormuştu. "Yok, yani sadece fazla kalabalık gelmeye başladı" dedi yerinde kıpırdanıp.

Minho bir süre onu izlemiş, ardından ayağa kalkıp "Gel hadi" demişti.

"Ne? Nereye?" diye sordu Chan, Minho onun bileğini tutup kaldırmış, "Seni kaçırıyorum buradan, hadi" demişti koşar adımlarla.

O kalabalık arasından koşarken Chan gülerek ona ayak uydurdu. İkisi mekandan çıkarken "Nereye götürüyorsun beni?" diye sordu Chan.

Minho ona dönmüş "Sahile inelim mi?" diye sormuştu. İç çekti alfa "Minho orada durmak istiyorsan sorun değildi" demişti.

Omuz silkti siyah saçlı "Bende sıkıldım oradan zaten, hadi gidelim?" dedi sorarcasına.

İkisi beraber gülüşerek sahil tarafına indiler. Sakince yürürken "Peki" dedi Chan. Minho ona dönerken "Sen neden psikoloji tercih ettin?" diye sordu.

Minho bir süre düşünmüş ardından "Küçüklüğümden beri galiba bunu istiyorum, bilmiyorum insanlara yardımcı olma duygusu hep güzel geliyor. Onlara yardımcı olmak iyileştirmek istiyorum. Evet mizacıma bakınca biraz ters gibi" dedi gülerek.

"Neden öyle dedin ki?" diye sordu Chan. "Oğlum biliyorsun ya, serseri gibiyim ben" dedi Minho da.

"Sonuçta birisini dış görünüşleri ile yargılamak yanlış ki, senin serseri gibi bir görünüşün olsa bile tanıdığım süre içersinde aslında çok yumuşak bir kalbe sahipsin sen. Çevrene çok ilgilisine herkesi inceliyor iyiler mi kontrol ediyorsun. Sana bu bölüm cidden yakışıyor"

Minho'nun adımlarının durması ile Chan durup ona baktı. Minho kahkaha atmış "Sen cidden" demişti gülüşü arasında.

Chan başını yana eğerek ona baktı, Minho ise ona yaklaşıp omzuna hafifçe vurdu "Bu şekilde düşünmen güzel hissettirdi, saol alfacık"

Chan gülüp kolunu onun omzuna attı. "Kendi gözlemlerim bunlar sadece" dedi omuz silkip. Minho ise ellerini ceketinin cebine koydu Chan ile grup arkadaşı olmak onu gün geçtikçe daha çok mutlu ediyordu.

---

Yavaştan ısınıyor alfacığa

Baysss

Any // MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin