Dersleri biten iki alfa beraber kitapçıya girmiş, raflar arasında dolanıyordu. "İşte çizgi roman kısmı" diyerek ileriyi işaret etti Chan.
O önden ilerlerken Minho arkasında takip etti onu. "Bunu hiç gördün mü? Bende okumaya ilk başladığımda daha beş sayısı çıkmıştı. O kadar iyi bir kurgu ki Minho, kesinlikle okumanı tavsiye ederim".
Chan heyecanla eline birini alıp konuşurken, Minho farkında olmadığı bir gülümsemeyle onu dinliyordu.
"Hmm, bu kadar beğendiğin bir seriyse kesinlikle bakarım" demesi ile Chan gülerek çizgi romanı bir eline aldı. "Senin bakacağın bi şey var mı?" diye sordu ardından.
"Yok ya, daha okunacak kitaplar var bende" demesi ile gülüp kasaya ilerlediler. Chan parayı ödemiş, beraber kitapçıdan çıkmışlardı.
"İşin yoksa eğer" dedi Minho, içinde hala Chan ile takılma isteği vardı. Chan tch sesi çıkarmış, "Yok, boşum bugün" demişti.
Minho zaferle gülümseyip, "Harika, bir park var yani genç parkı. Gidip biseyler içelim mi?" diye sordu.
Kahve saçlı alfa hafif mutluluk feromenlerini etrafına yağarken, "Olur tabi" dedi. Minho ise duyumasadığı koku ile gülümsedi.
Yürüme mesafesiyle parka varmışlar, oranın minik kafesine oturmuşlardı. İçecekleri söylerken Chan feromenlerini kontrol altına almaya çalışıyordu.
Minho bunu farketmis gibi, "Chan" dedi. Ona bakan alfa ile "Yani belki haddim değil ama mutluyken yağdığın kokuyu gizlemeye mi çalışıyorsun?" diye sordu hafif çekingen bir ifadeyle.
Bu sorula Chan bir süre duraksadı ardından bir eli ensesine gitti. "Bir alfa olarak kokum odunsu olsada böyle durumlarda tatlı bir vanilya kokum var sonuçta. Ben bir alfayim ama çevrenin bana atacağı bakışlar biraz tedirgin ediyor sanırım"
"Kokun çok güzel ama" dedi Minho kendine engel olamadan. Chan gülmüş, "Cidden yargılamıyor musun?" diye sormuştu.
"Böyle bi sey bana düşmez ki, hem ne olmuş mutluyken vanilya kokusu yağıyor isen? Mis gibi işte, çok güzel kokuyor"
Chan bu sefer kahkaha attı. "Ama yine de düşününce ilk kez böyle biri ile karşılaştım" dedi Minho.
"Ben bir beta ve omeganın alfa çocuğum çünkü. Biliyorsun bu çifte alfa çok nadirdir"
Minho anladığı şeyle kaşlarını havaya kaldırdı, "Bunun nadir olduğunu bende duymuştum" diye mırıldandı.
"Senin ailen peki?" diye sordu Chan. "Benim babalarım alfa ve omega düz" demesi ile kıkırdadı Chan.
"Hiç sevgilin oldu mu peki?" diye sordu bu sefer Minho. Bunu cidden merak etmişti. Chan ensesini kaşıdı, "Lisede sevgilim olmuştu. Erkek bir omegaydı ama sadece beş ay sürdü"
"Yine iyi ya, ne oldu peki?"
İç çekti kahve saçlı alfa, "Onun için yeterli bir alfa olmadığımı söyledi" demesi ile Minho'nun kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı.
"Ciddi misin? Oğlum senin neyin yetmesin. Yakışıklısın, güzelsin, vücudun da yapılı duruyor"
Bir anda övgü alması ile hafifçe kızardı Chan, gülüp "Şuan belki öyle ama lise biraz daha zordu benim için" dedi. Minho bir elini çenesinin altına koyup "O omega şansını kaybetmiş bence" dedi.
Chan yine gülmüş, "Senin hiç oldu mu?" diye sormuştu. Minho kahve bardağını sallarken "Aslında iki tane oldu. İkiside omegaydı ama nasıl desem ergenlik dönemi yüzünden hep sevgili olmak amaçlı çıkmıştık"
"Yani gerçek duygular yoktu" dedi Chan. "Evet, birisine gerçekten tüm benliğim ile aşık olmadım ama şu gerçek ki olgunlaştım".
Chan ile tanıştığından beri kendini daha olgun birisine dönüşmüş gibi hissediyordu gerçekten. "Bu yüzden bir gün karşıma çıkan kişi ne olursa olsun" derken gözleri karşısında ki alfaya çıktı.
"Onu çok seveceğim"
Gözlerini kırpıştırdı Chan, hafif bir gülümseme konudur ardından yüzüne. "Seveceğin kişi çok şanslı"
"Seninki de öyle"
Bir süre sessizce dururken, Chan boğazını temizledi. "Kalkalım mı? Geç olmaya başladı"
Minho onu onaylamış, kahvelerin parasını ödeyerek Minho'nun arabasına doğru ilerlemeye başlamışlardı.
"Yarın spora gidiyor muyuz?" diye sordu aniden Minho. Chan onunla tekrar görüşeceğin heyecanı ile, "Gideriz tabiki" dedi.
Diğeri de gülümsemiş, yanına geldikleri araba ile binmişlerdi. "Ehliyetini ne zaman aldın?" diye sordu Chan merakla.
"Geçen sene aldım, bir yıl olmuştur diye düşünüyorum"
"Şehir dışı için bir sene daha beklemen lazım yani" diyen Chan ile iç çekti. "Şu bir sene daha geçsin, aklıma nere eserse oraya gideceğim"
Bununla güldü Chan, "Hiç dolaşmayı seven biri gibi durmuyorsun".
"Aslında tam tersi, kamp yapmayı çok severim" diyen Minho ile "Ciddi misin?" diye sordu Chan şaşırarakmMinho gülmüş, başını sallayıp "Evet, her bu tür gezilere gittim, babam ile de çok kamp yaptık. Okulumun bittiği zaman tekrar kamp yapmak istiyorum"
"Vay be, çok havalı geldin gözüme" diyen Chan ile kahkaha attı Minho. "Ben hiç kamp yapmadım, memleketime rağmen böceklerden hiç haz etmiyorum" diyerek yüzünü buruşturdu.
"Hayatın zor gecmis olmalı alfacık" diyen Minho ile Chan iç çekip başını iki yana salladı. İkiside gülmüş, geldikleri ev ile arabayı durdurmuştu Minho.
"Teşekkür ederim, her seferinde bırakıyorsun böyle" dedi Chan. "Sorun değil ki, seviyorum" diyen Minho ile gülmüş "Görüşürüz o zaman yarın" diyerek kapıyı açmıştı.
"Görüşürüz" diye mırıldandı Minho da.Arabadan inip, evine giren kahve saçlıyı izledi bir süre. İç çekmiş, "Bir alfadan hoşlanıyor olabilir miyim acaba cidden" demişti kendi kendine.
Başını iki yana sallayıp bu düşünceleri kafasından attı. Arabayı çalıştırıp alfanın sokağından çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Any // Minchan
Fanfiction| Omegaverse - Alfa x Alfa Katıldığı projeyi güzel bir omega ile yapacağını düşünen Minho, proje arkadaşını gördüğünde tüm hayalleri çöpe gider. "Çok fazla şey var ama hiç birini istemiyorum Çok fazla şey var ama hepsini ayağımın tersiyle fırlatıy...