1.0

201 35 8
                                    

Geldiği ev ile arabayı park etti Minho, elini telefonuna götürmüş kahve saçlı alfanın numarasını tuşlamıştı.

İkinci çalışta açılan telefon ile "Ben geldim alfacık" dedi. Chan heyecanla gülümsemiş, spor çantasını eline alırken "Çıkıyorum şimdi bende" demişti. Aramanın bitmesi ile hızlıca ayakkabılarını giyinip evden çıktı.

Arabayı ilerlemiş, öne otururken çantasını arkaya bırakmıştı. "Selam" demesi ile Minho da gülümsedi. İkisinin de kalbi çok hızlı atıyordu, "Selam alfacık"

Chan gülerek önüne dönerken Minho bir süre onun gamzelerine baktı ardından kendine gelip arabayı çalıştırdı.

Kısık sesle müzik onları eşlik ederken spor salonuna varmışlar, arabadan inip içeri girmişlerdi.
Eşyalarını bırakıp aletlerinin oraya geçmişler "Ne çalışacaksın?" diye sormuştu Minho.

"Sanırım bugün karın kası üzerinden gidicem" diyerek bir aletin koltuğuna oturdu. "Altı karın kasın var mıdır?" diye sordu Minho merak ederek.

Chan gülmüş, ona göz kırpıp "Evet vardır" dedi. Minho göz kırpma etkisiyle bir süre afallamış ardından gülüp kol kası çalışmak için başka bir alete geçmişti.

Arada gözleri Chan'a gidiyor, onu süzüyordu. Kabul etmeliydi ki Chan'ın vücudu kesinlikle çok iyidi. Yapılı vücudu ile beraber ince sayılacak beli ve dolgun kalçaları fiziğini daha da güzel gösteriyordu.

Onu gereğinden fazla süzdüğünü farkederken hızla önüne döndü. Bu sıralar bu alfa çocuğu çok fazla düşünüyordu.

İki saatin sonunda Minho çalışmayı bırakmış, "Ben bıraktım, duşa girerim" demişti Chan'a.

Chan başını sallayıp, "Son bir set yapacağım ben de" dedi. Minho onaylamış, salondan çıkıp soyunma odalarına girmişti. Üstünü çıkarıp kendini duş kabine atmış, üzerinde ki telden kokudan kurtulmuştu.

Belinde ki havlu ile çıkıp çantasından kıyafetlerini almış, altına eşofmanı da geçirirken içeri Chan girmişti.

Kahve saçlı alfa girdiğin de gördüğü çıplak üst ile bir süre afalladı. Tamam Minho'nun yapılı olduğunu biliyordu ama bu düşündüğünden de iyidi.

Minho bir süre onun afallamış yüzüne bakmış, burnuna gelen vanilya kokusu ile başı yana eğilmişti. "Chan?" diye seslendi.

"Ah, ha evet" diyen Chan ile güldü kendine engel olamadan. Chan ensesini kaşıyarak yanına gelirken göz kırptı "Alfaları da etkileyecek biri olduğumu bilmiyordum".

Chan göz devirip sırtını dolaplara yasladı. "Anlık afalladım sadece" demesi ile Minho'yu önünde bulması bir olmuştu.

Minho bilerek ellerini onun iki yanına koymuş, "Hm burnuma gelen vanilya kokusuna ne diyeceğiz peki" diye sormuştu.

Chan nefesleri hızlanırken dediklerine pek odaklanamıyordu, odağı şuan çıplak bir üstle onu dolapla arasına alan Minho'ydu.

Minho'nun da aslında pek farkı yoktu, onu bu şekilde görmek kalbini çok hızlandırıyordu. Bakışları dudaklarına inerken Chan da onun gibi dolgun dudaklara baktı.

İki bedenin nefesleri birbirine karışırken Chan önünde ki bedenin kendisine eğildiğini farketti. Gözleri her an kapanmaya hazırken dışardan gelen sesler onlara engel olmuş ikiside hızla birbirinden uzaklaşmıştı.

İçeri bir kaç arkadaş girerken iki beden bakışlarını birbirinden kaçırdı. Minho hızlıca tişörtü de üstüne geçirmiş, hafifçe öksürüp "Çıkalım mı? Duş alacak mısın?" diye sordu.

Any // MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin