Saat öğle vaktine gelirken Minho geldiği evin önü ile derin bir nefes aldı. Yaklaşık üç gün önce gelmişti zaten ama Chan'ın rut dönemi yeni bittiği için daha yeni nefesi olan bu eve gelmişti.
Sevdiği alfanın evine.
Zili çalmış, bir süre beklemişti. Bir kaç dakikanın ardından kapının açılması ile kahverengi saçları dağılmış olan alfa görüş açısına girdi.
Gözlerini kırpıştırıp "Minho?" dedi Chan şaşırarak. Bugün geleceğini biliyordu ama bir anda burda görmeyi beklemiyordu.
Minho sonunda gördüğü yüz ile gülümsedi "Selam" dedi. Chan gülmüş, kenara çekilirken "Selam" demişti.
Minho içeri girmiş, beraber salona geçerken "Sabahın köründe seni beklemiyordum" dedi. Minho omuz silkip "Rut döneminin bittiğini öğrenince hemen gelmek istedim. Özledim seni"
Chan duydukları ile kalbi hızlanırken "Gerçekten mi?" diye sordu engel olamadan. Vanilya kokusu etrafta dolanırken Minho gülümsedi.
Chan'a dönmüş, bir elini yanağına çıkarmıştı. Hafifçe okşarken "Gerçekten" dedi kısık bir sesle. Chan'ın hafiften kızardığını görüyordu ve bu diğer alfaya çok tatlı gelmişti.
"Chan" demesi ile onun elini yanağını yaslayan beden "Evet" diye mırıldandı.
"Ben senden çok hoşlanıyorum"
Bir anda çıkan sözler ile Chan kapalı gözlerine hızlıca açtı. Hafif açılmış gözleri diğeri ile birleşirken "Ben senden gerçekten çok hoşlanıyorum, bunu çok iyi anladım. Benim için herkesten çok farklı, özelsin" dedi.
Chan yutkundu, "Minho" demesi ile alnında yumuşak bir öpücük hissetti. "Sana aşık oldum alfacık" derken burunlarını sürtmesi ile Chan kıkırdadı.
Dolu gözlerini hızlıca silmiş, "Gerizekalı alfacık diyerek mi itiraf yapılır?" derken hafifçe omzuna vurmuştu. Minho da gülmüş, "Bizim olayımız bu değil mi?" diye sormuştu gevşekce.
Chan göz devirirken hala gülüyordu, bununla Minho bu sefer gamzesinden öptü ardından yanaklarından, gözlerinin altından, burnunda en son ise o hasret olduğu dudaklarından öptü.
Geri çekilirken Chan onun ensesinde ellerini birleştirmiş ardından hise hızlıca kendisine çekip dudaklarını tekrar birleştirmişti.
Öpüşmeleri hızlanıp daha da yoğunlaşırken ikiside uzun zamandır bu anın beklentisi ile birbirlerini öpüyordu.
Minho'nun elleri Chan'ın beline gitmiş, sıkıca dolamıştı. Alt dudağını emerken ağzını aralayan Chan ile dilleride birbirlerine dolanmıştı.
Chan pozisyondan rahatsız olmaya başlarken hafifçe dizlerinin üstüne de yükseldi. Elleri onun kalçalarına doğru düşen Minho ise hızlı ama dikkatli bir şekilde onu kucağına doğru çekti.
Öpüşmeleri tekrardan hızlanırken Chan'ın alt dudağını ısırması ile inledi Minho. Elleri Chan'ın belinde, sırtında ve bacaklarında dolanıyordu. Chan ise onu öperken arada saçlarını çekiyor, sırtında elini dolaştırıyordu.
Nefes nefese birbirlerinden ayrılırken alınlarını birleştirdiler. Salon Chan'ın vanilya kokusu ile Minho'nun çam kokusuyla karışmıştı.
Chan'ın kıkırtısı kulağına irişirken gözlerini açıp ona baktı. Chan ise onun yanaklarını kavramış, "Bu anı ne kadar beklediğimi bilemezsin" demişti. Minho da güldü bununla, beline sıkıca sarılmış "Çok çok seviyorum seni" demişti.
"Bende seni çok seviyorum, çok mutluyum şuan"
Minho uzanıp onun dağınık saçlarını biraz düzeltti, "İlk sevgililik günümüzde ne yapmak istersin peki?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Any // Minchan
Fanfiction| Omegaverse - Alfa x Alfa Katıldığı projeyi güzel bir omega ile yapacağını düşünen Minho, proje arkadaşını gördüğünde tüm hayalleri çöpe gider. "Çok fazla şey var ama hiç birini istemiyorum Çok fazla şey var ama hepsini ayağımın tersiyle fırlatıy...