"O benimle birlikte."
~~~
Koruma görevlisi dönüp merdivenlerde duran adama baktı. Bara girmeme gizemli bir şekilde yardım eden adamın, sokakta neredeyse arabasıyla bana çarpacak olan ve ardından dilenciymişim gibi bana bir tomar para fırlatan adam olduğunu fark ettiğimde gözlerim fal taşı gibi açıldı: Louis Tomlinson, WereCorp'un CEO'su. Arkamı dönüp gitmeyi düşündüm ama bunu yapamadan Louis merdivenlerden indi ve çelik mavi gözlerini bana dikerek fedaiye el salladı.
"Hadi," dedi, kapıdan dışarı ve sokağa bakmak için etrafıma bakarak. "Yine yağmur yağacak gibi görünüyor. Yağmur altında dolaşmak istemezsin, değil mi?"
Zengin kurt adamın ses tonunda biraz küçümseyici bir şeyler olduğunu hissettim, ama haklıydı: Günün büyük bir bölümünde yağmur yağmıştı ve şimdiden yeniden çiselemeye başlamıştı. Yağmurda eve yürüyüp zaten ıslanmış olduğumdan daha fazla ıslanmak istemedim, bu yüzden sessizce Louis'i merdivenlerden yukarı kadar takip ettim.
Merdivenlerin başına vardığımızda Louis biraz soğuk bir ses tonuyla, "Hâlâ o kirli giysileri giyiyorsun," dedi. "Onları değiştirmen için sana para verdim. Neden kullanmadın?"
Kaşlarımı çattım.
"İnsan olabilirim ama sokaktaki bir dilenciymişim gibi arabasının camından bana para fırlatan kaba ve küstah birinden para almayacağım tabii ki." dedim karşımda ki kişi istediği kadar Louis Tomlinson olsun ben yine de gururu olan bir insandım ve onlardan biri olmadığım için böyle bir muameleyi hak etmiyordum. Çünkü nasıl doğacağımı ben seçemezdim.
Louis dişlerini sıktı ve bir süre beni aşağı yukarı süzdükten sonra yanında duran bir adama döndü. Adam oldukça gençti ve sade siyah bir personel üniforması giyiyordu. Louis ona tam olarak anlayamadığım bir şeyler mırıldandı ve adam başını sallayarak bana döndü ve bir kolunu uzatarak gülümsedi.
Louis dönüp barın ana salonunda kaybolurken, daha demin konuştuğu personel gibi duran adam "Bu taraftan beyefendi" dedi. Adam beni üst kattaki özel bir odaya götürürken omzumun üzerinden ona son bir kez baktım. Kapının kilidini açıp içeri girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Oda pahalı giysi, ayakkabı ve aksesuar raflarıyla doluydu.
"Nedir bu?" Dedim şaşkınca adamın yüzüne dönerek.
"Müşterilerimiz için en iyisini sunmayı seviyoruz," diye gülümseyerek cevap verdi. "Bu oda erkek müşterilerimizin gelip hazırlanmaları, acil bir durumda üstlerini kolaylıkla çıkarmaları ya da bir gardırop arızası durumunda kıyafetlerini değiştirmeleri için özel olarak tasarlandı. Bir... insanın tesislerimizi kullanmasına izin vermek normal bir uygulama değil, ancak Bay Tomlinson bu kulübün çoğunluk hissesine sahip olduğu için, istediğinizi giyebilirsiniz. Acele etmeyin."
Ben başka bir şey söyleyemeden adam kapıyı kapattı ve beni yalnız bıraktı.
Yüzümde şaşkın bir ifadeyle etrafımdaki tüm pahalı kıyafetlere, güzel fularlara ve parıldayan gümüş altın karışımı saatlere baktım; Louis Tomlinson düşündüğüm kadar kibirli ve zalim değil miydi?
Sokaktaki karşılaşmamızdan dolayı kendini kötü hissediyor ve bunu telafi etmek mi istiyordu, yoksa tüm bunlar bir tür hastalıklı şaka mıydı?
Her halükarda, erkek arkadaşımı o adamla yakaladığım için hâlâ çok üzgündüm ve bu benim iyi bir gece geçirme biletim gibi görünüyordu...
Sonunda, siyah transparan bir gömlek giyindim üzerinde oldukça gerçekçi duran altın işlemeler vardı. Altıma dar paça pantolon giyindim uzun saçlarımı sprey yardımıyla düzelttim.
![](https://img.wattpad.com/cover/371581401-288-k813853.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fireside | Larry Stylinson
FanfictionOMEGAVERSE Borçlarla başı dertte olan Harry bir barda kafayı bulduğunda iyilik meleği olarak nitelendirdiği mavi gözlü ünlü iş sahibi WereCrop'un CEO'su Louis Tomlinson onu kurtarır. Tek sorun bu kişinin eski erkek arkadaşının milyarder olan eski al...