Bunun dışında gelişen her şey şaşırtıcıydı ama eve gidene kadar güzelim kelimesi kulağımda çınlarken peşimde olan ve oradan beri beni gözetleyen korumalardan bihaberdim.
~~~
Eve geri geldikten sonra tek yaptığım Freddie ile oynamak olmuştu. Başka bir şey yapmamıştım, Louis eve gelmemişti. Onun hakkında biraz meraklanmıştım çünkü Freddie, Selina'ya babasını sorup durmuş Selina ise Freddie'yi sürekli geçiştirmişti. Benim ise burada yapmam gereken tek şey Freddie'nin bunu düşünmemesini sağlamaktı.
Aklıma geçen gece ki yemek geldi, benimle özel olarak konuşacağını söylemişti. Acaba bundan vaz mı geçmişti bilmiyorum ama oldukça gergin hissediyordum çünkü onunla iletişim kurmak başlı başına gericiydi.
Ama Freddie'ye kısa sürede alışmam bir yana işin parası da olduğundandır ki, tatil günlerimde en azından eskiden yapamadığım o alışverişi yapabilecektim.
Kafam da ki düşünceler çikolatalı sütünün son yudumunu hüpleten Freddie tarafından kesildi, ona döndüm ve gülümsedim.
''Sütünü sevmiş olmalısın?''
Freddie, minik elleriyle tuttuğu büyük bardağı kenara kaldırırken bana baktı ve kafa salladığında onun hafif uzamış saçlarını ellerim ile düzeltip kenara çektim. Ardından başına bir öpücük kondurup yanağını sıkmıştım.
Evde ki asansör kapısı bir anda açılıp 'ding' sesi geldiğinde Louis'nin geldiğini anlamıştım. Freddie, asansöre doğru koşmaya başlarken ben oturduğum yerde onları izlemekle yetinmiştim.
Freddie, bağıra çağıra babasının yanına koşup onun kolları arasına girdikten sonra Louis onu kocaman kucaklamış ve yanaklarını öptükten sonra yere bırakıp bana doğru bakmıştı.
Keskin bakışları 10 metre öteden bile hissedilebilecek kadar güçlü olduğundandır ki istemsizce alt dudağımı dişlemeye başlamıştım.
Bana doğru yaklaştı, Freddie onun peşinden gelirken Louis ise sadece ''Harry.'' dedi.
Panik içinde onun ağzından çıkacak cümleyi beklerken gerginliğimi tüm hücrelerimde hissetmeye başlamıştım bile.
''Yemeğimizi dışarıda yiyeceğiz.''
Kafamla onaylarken Freddie'ye eğildim ''Tamam ben Freddie'yi hazırlarım ve sonra ikiniz çıkarsını-''
Sözümü keserken tereddütsüz bir şekilde ellerini omuzuma koydu ''Hayır sen ve ben.''
Merdivenin köşesinde beliren Selina, sarılaşmış gözleriyle bakarken öfkesini burdan hissetmiştim. Neye sinirlendiğini anlayamasam da bunun kurt güçlerini açığa çıkartacak kadar yoğun olmasını anlamlandıramamıştım.
Kafamla onayladım sadece, o sırada Freddie'nin bana baktığını gördüm ve onu kucağıma alıp koltukta ki yerine geri bıraktım ''Ben bir süre burada olmayacağım ama geldiğimde beraber araba yarışı izleyebiliriz olur mu?''
Yanaklarına minik bir öpücük bırakırken arkamdan şaşkınca baktığını görmüştüm, minik gözleri öyle yoğun bakıyordu ki her an ağlayabilecek gibi.
Kendimi istemsizce kötü hissetmiştim.
Ama yukarı çıkıp hazırlanmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu ve öyle yaptım yukarı çıkıp hazırlanmaya başlarken aklımda dolanan gerçeklik ile kafam da ki sorular canlandı. Louis Tomlinson ile özel yemek yiyecektim?
Yani pek özel değildi sanırsam çünkü benim hakkımda merak ettiği şeyler olduğunu çok önceden söylemişti. Hazır olduğum zaman kapıyı açıyordum ki Selina'nın kapımın önünde dikilmiş bana doğru baktığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fireside | Larry Stylinson
FanfictionOMEGAVERSE Borçlarla başı dertte olan Harry bir barda kafayı bulduğunda iyilik meleği olarak nitelendirdiği mavi gözlü ünlü iş sahibi WereCrop'un CEO'su Louis Tomlinson onu kurtarır. Tek sorun bu kişinin eski erkek arkadaşının milyarder olan eski al...