Hakkında çok şey duyduğum bu zengin ve yakışıklı babayı zaten tanıyor gibiydim.
~~~
Karşımda ki adama bakarken, onun Freddie'yi kollarına alması ve doya doya öpmesini izledim. Ama bunu izlerken gözlerimde beliren duygu değişimleri fark edilebilecek derecedeydi.
Freddie, babasının kucağından indiğinde Louis Tomlinson'nın tüm odağının hala küçük mavi gözlü çocukta olduğunu fark ederek derin bir nefes çektim. Hala daha beni fark etmemişti.
Freddie, babasının elini tuttu ''Baba gel!'' dedi, bana doğru ilerlerken üstünde ki takımlarıyla oldukça etkileyici duran Louis kafasını kaldırdı ve ağzı biraz açılırken bana doğru şaşkınca baktı.
Freddie, küçük işaret parmağını bana doğru uzatırken bir babası bir de benim aramda göz gezdirdi ''Baba bu Harry artık o da bizimle! Bugün çok eğlendik!''
Louis, oğluna baktı ve hala daha şaşkınlığını gizleyemiyorken sonunda boğazını temizledi ''Bu çok güzel oğlum.'' dedi donuk bir sesle.
Freddie, yerde ki boyama kitabını aldı ve babasına doğru götürdü ''Beraber bir kurbağa boyadık!''
Louis, oğlunun yanağını sıktı ve kucağına onu da alarak bana baktı, ''Bahçede bize katılmak ister misin Harry?''
Onun ağzından ilk defa adımı duymak beni garip hissettirmişti ama bozuntuya vermeden kafamı salladım ve onların arkasından ilerlerken merdivenden bizi izleyen Selina'yı görmemiştim.
Bahçeye çıktığımızda oldukça büyük çimlerle ve hava karardığı için yer yer dizilmiş led ışıklara baktım yerde ki çimlerde çardakla ev arasında dizili taşlar çimlere basılmaması için konulmuştu. Louis ve Freddie'nin ilerlediği yerde bir çardak vardı ve çardak oldukça genişti üstünde ki atıştırmalıklara baktığımda bunların Louis için hazırlandığını fark etmiştim.
Renkli mor çiçekler ve bir kaç yerde yeni ekilmiş gibi duran papatyalar vardı, aniden bir köpek kulübesinden çıkıp havlayarak bana doğru koşturmaya başladı ve yanıma geldiğinde şaşkınca köpeğe baktım. Dilini çıkarmış beni izlerken siyah tüylerle dolu karnını bir bacağımdan ötekine sürtünmeye başlamıştı ve ben eğilip onu sevdim. Köpeklerle aram her zaman iyi olmuştu.
O sırada o keskin sesi duydum, Freddie yanında oturmuş boyama kitabını incelerken o gömleğinin az önce açık olmayan ilk üç düğmesini açmış pür dikkat bana ve köpeğe bakıyordu ''O da Clifford.''
Clifford kendi ismini duymasıyla hemen Louis'nin olduğu çardağa koştu ve dilini çıkarıp kendi etrafında dönerken Louis onun başını sevdi. ''Ben de seni özledim oğlum.'' dedi. Buna şaşırmıştım çünkü köpeklerle kurtlar pek iyi anlaşabilen varlıklar değillerdi, şaşırtıcı çünkü bir nevi benzer ırklardan gelmelerdi. Ama bu ismi Clifford olan köpek her nasılsa Louis Tomlinson'a oldukça farklı bakıyordu.
Onlara doğru ilerledim, bu babanın Louis Tomlinson çıkacağını asla düşünmemiştim. Aklıma bugün sabah avukatın yanındayken imzaladığım kağıtta yazan maddeler geldi. Neden o maddelerin olduğunu şu anda çok daha iyi anlıyordum. Ya da Freddie'nin neden gelen bakıcıların babası için değil de kendisi için geldiğine emin olmak istediğini şu anda net bir şekilde anlamıştım.
Ama benim burada bulunma amacım tamamen Freddie'ydi ve böyle kalmasına oldukça dikkat edecektim. Çünkü bu kadar iyi parası olan bir işi kaybedemezdim.
Louis'nin yanında ki Freddie'nin boş tarafına oturdum ve Freddie'ye gülümseyerek baktım. O sırada üzerimde gözler hissettim ama kafamı çevirmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fireside | Larry Stylinson
FanfictionOMEGAVERSE Borçlarla başı dertte olan Harry bir barda kafayı bulduğunda iyilik meleği olarak nitelendirdiği mavi gözlü ünlü iş sahibi WereCrop'un CEO'su Louis Tomlinson onu kurtarır. Tek sorun bu kişinin eski erkek arkadaşının milyarder olan eski al...