''Peki.'' dediğimde sessiz kaldı, ceketini eline alırken keskin bakışlarını üzerimden çekti ve içeriye doğru adımladı.
~~~
Gözlerimi açtığımda oldukça dinlenmiş uyanmıştım.
Burada ki ikinci iş günüm olmasına nazaran burayı bu şekilde benimsemiş olmak bana garip gelmişti, hızlıca uyanıp Freddie'nin yanına gitmek istiyordum. Onu oldukça fazla sevmiş ve yakın görmüştüm, genel olarak çocukları sevdiğimden bahsetmiştim. Ama Freddie apayrıydı, ışıl ışıl bakan mavi gözlerinin arkasında ki garip sezi beni ona daha da çok çekiyordu.
Gülümseyerek yatağımdan çıktım yataktan çıktığım anda pencereme ilerledim ve şimdiden hareketlenmeye başlamış şehre penceremden kısaca göz gezdirdim. Bu şekilde uyanıp her sabah bu görüntüyle karşılaşmak alışmış olduğum bir şey değildi bu yüzden uzun bir süre orada durdum.
Kapım aniden çalınınca kendime geldim ve kapının eşiğinden gözlerini keskince bana dikmiş Selina'yı gördüm.
''Günaydın, Harry aşağıya inmek için neyi bekliyorsun? Freddie seni soruyor.''
Hızlıca üzerime baktım, kadının gözleri kareli pijamamda dolaşırken hemen paniklemiştim ''Oh, çok üzgünüm hızlıca geliyorum.''
Kadın, sert bir şekilde kapıyı çarptığında hızlıca hazırlanmaya başladım. Üzerime beyaz bir tişört altına da ekoseli bir pantolon geçirdim, bakıcı olabilirdim ama gün içerisinde herhangi bir kıyafet giyme zorunluluğum yoktu. Bu güzel bir şeydi.
Hızlıca aşağıya indim. Bahçede kurulmuş kahvaltı masasına kısaca göz gezdirdiğimde Louis, Freddie ve Selina'nın masa da durduğunu fark ettim. Selina, fısıldarcasına bir şey söylerken kapı da beni gören Louis, kendisine bir şey anlatan Selina'dan tüm odağını çekmiş bana bakıyordu.
Aniden, yanında ki Freddie ayaklanıp bana koşturduğunda ''Harry geldi! Günaydın Harry!'' diye bağırdı.
Kocaman gülümsememe engel olamadım böylesine tatlı bir çocuğa bakıcılık yapmak oldukça güzeldi. Ki bu da ironikti çünkü bakıcı adaylarını korkutup kaçıran kişi de bu sevimli çocuğun ta kendisiydi.
Ona kocaman sarılırken beraber hazırlanmış masaya ilerledik. Selina, ellerini masanın önünde birleştirmiş bana bakıyordu.
''Kahvaltı saatlerimiz her zaman 9'dur Harry, saate dikkat etmeye çalışırsan güzel olabilir.''
''Çok üzgünüm.'' diyebildim sadece.
Selina, ayakta dikildiğimi fark ettiğinde Louis'nin karşısında duran sandalyeyi işaret etti ''Burası senin yerin.''
Freddie, yanıma oturduğunda bende artık Louis'nin karşısındaydım ve yanımda keskin gözlerle beni süzen Selina yalnızca hoşnutsuz bir tavırla dikiliyordu.
Çekingen bir şekilde kahvaltı tabağımı hazırladım, kendim yemeden önce Freddie'nin yemek istediklerini tabağına yerleştirdim ve masada ki sürahiden onun için portakal suyu doldurdum. Masada ki herkes yemeğine odaklanmışken ben Freddie'ye yemeğini yediriyor, onun çiğnemesini beklerken kendim yiyordum.
Louis, elinde ki suyu kenara bıraktı ve üzerinde ki siyah gömleğinin kollarını sıvazlarken bana bakıyordu. Freddie, aniden doyduğunu söylediğinde masadan kalktı ve Clifford ile etrafta koşturmaya başladığında Louis, ayağa kalktı.
Selina'ya doğru döndü ''Ben şirkete geçiyorum.''
Çiğnediğim şeyi yutarken son kez beni keskince süzmesinin ardından ben de yemeğimi bitirdim. Bir saat sonra Freddie ile salonda oturmuş televizyonda ki araba yarışını izliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fireside | Larry Stylinson
Fiksi PenggemarOMEGAVERSE Borçlarla başı dertte olan Harry bir barda kafayı bulduğunda iyilik meleği olarak nitelendirdiği mavi gözlü ünlü iş sahibi WereCrop'un CEO'su Louis Tomlinson onu kurtarır. Tek sorun bu kişinin eski erkek arkadaşının milyarder olan eski al...