Geçmiş herşeydir. Acıyı,korkuyu, neşeyi, öfkeyi,kederi barındıran geçmiştir. Yaşama sebebini insana veren geçmiştir. Ölüm eşiğindeyken bile insanın yaşamayı dilemesini sağlayan şey yine geçmiştir.Geçmiş için yaşar insan. Zayıflık veya güç geçmişin en derin noktasından gün yüzüne çıkar. Geçmiş insanın yapı taşıdır. Çoğu bilinmezliği açığa çıkaran şey geçmişten gelir. Geçmişi olmayan birinin geleceği olamaz çünkü geçmiş gelecektir.
Çok değer verdiğimiz, bizim için bir şey ifade etmeyen, aklımıza geldiğinde öfkeden gözümüzün kararmasını sağlayan anılar geçmişten gelir. Geçmişi olmayan ise yarımdır. Kayıp bir çocuktan farksızdır. Nerede olduğunu bilmez, bulunmak ister ama insanları tanımaz, ne yapacağını bilemez.
Yaşamak için anlamak gerekir , anlamak içinse bilmek. Ve geçmişini bilmeyen ne anlar ne de yaşar. Oradan oraya savrulurken kaybolur gider.
Kayıplar ise asla bulunmaz , bulunamaz. Evrenin en ücra köşesine gitsede göz önünde olsada bulunmaz çünkü o artık kayıptır.
Geçmişi kayıp insanlar ise göz önündedir ama asla görülmezler. Gözler kapatılır ve belkide kör olunur çünkü dünya kayıpları sevmez. Geçmişlerinden korkanlar ise ötekileştirilir . Geçmişi kayıp ,kendisi korkak . Dünya kayıpları sevmez ,korkaklardan haz etmez.Saat 05.48 ve ben elimdeki defteri ne okuyor ne de inceliyorum çünkü ben geçmişimden,geçmişimi öğrenmekten korkuyorum. Geçmişten kendi ruhuma ait olan geçmişimi hatırlamaktan korkuyorum, üstelik en çok istediğim şey buyken. Korkuyorum çünkü kötü anıları hatırlamak istemiyorum. Geçmişimde beni üzen beni bu hastane odasına tıkan hiçbir şeyi hatırlamakta bilmekte istemiyorum.
Zihnimde ki bu büyük boşluk belki de tanrının bana bahşettiği bir ödüldür. Belki de hatırlamamak hatırlamaktan daha iyidir.
Kim bilir belki de tek ihtiyacım olan şey hatırlamaktır. Hatırlarsam her şey çözülecektir, her şeyi anlamlandırabilecektim ama ben korkuyordum. Beni bu hale getiren geçmişimden korkuyordum.Duyduğum takırtı sesi ile başımı hızla sesin geldiği tarafa çevirdim. Bir kuş cama vuruyordu. Gözlerimi camın olduğu yerden çekip tekrardan önüme döndüm. Oda tamamen sessizdi. Bunun nedeni tek başıma olmamdı. Uyandığımda annem oda da değildi, banyoda olduğunu düşünmüştüm ama orada da yoktu. Bu saatte nereye gittiğini bilmiyordum. Benimle ilgilenen doktor bugün nöbetçi değildi, yani doktorla da konuşmuyordu. Mandy yerine sabah saatlerinde başka bir hemşire gelip serumu değiştirmişti, onunla da konuşmuyordu.Eşya almaya gitti desem onları zaten getirmişti.Kantinde olabileceğini düşünmüştüm ama tam iki saattir gelmemişti. Başımda başka birinin olmadığını bir anne olarakta koruma içgüdüsüne sahip olduğunu düşünürsek şuan yanımda olması gerekirdi. Ama iki saatten fazla süredir yoktu.
Gözlerim elimde ki deftere kaydığında bir süre durakladım. Eğer şimdi yapmazsam bir daha da cesaret edemezdim.
Derin bir nefes alıp defterin ilk sayfasını açtım. Kırmızının hakim olduğu bir sayfa karşıladı beni . Sayfanın köşelerine siyah kalemle sarmaşıklar çizilmişti. Sarmaşıkların diğer sayfalarda olup olmadığına bakmak için hızla defteri baştan sona inceledim. Hayır, sarmaşıklar sadece bu sayfada vardı ve sanki. Sanki üzerinde kan damlaları varmış gibi damlalar çizilmişti. Tuhaftı.
Sarmaşıkları inceledikten sonra gözlerim sayfada yazılı olan yazıya kaydı. Kırmızı renkte kocaman harflerle yazılmış bir cümle.Benim iliklerime kadar titrememe neden olan cümle. Nefesim teklemesine neden olan bir cümle. Buram buram acı kokan, benim kullandığım kalemden çıkan bir cümle.
29 Şubat birimiz için acı birimiz için keder olan, beyazın siyaha boyanışının resmidir.
Hayatıma dair hiçbir şeyi hatırlamıyordum ama bu cümle ruhumu yaralamıştı. Ruhum küçük çocuk gibi bir köşeye sinmiş ve titremeye başlamıştı. Neden böyle olduğunu anlamamıştım daha doğrusu anlayamamıştım. Buna neden olan kurulan cümlemi idi, yoksa atılan tarih mi? Neden özellikle tarih belirtmiştim mesela? Bu tarihin benim için önemi neydi de ilk sayfaya bunu yazmıştım?
Ne anlama geliyordu ?
Ne anlatmaya çalışmıştım ?
Ben hangi acımı birkaç satırlık cümleye dökmüştüm?
![](https://img.wattpad.com/cover/370329635-288-k484633.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Işık
FantasyO gece seçilmişlerin sonuncusu olan bir başka çocuk doğdu. Ancak kimse bilmiyordu bu çocuğun asıl olan olduğunu. Tüm gece yağmur yağdı. Evren üzerinde ki tüm varlıklar bunun bir lütuf olduğunu düşündü. Ama o gece için tanrının başka bir planı vardı...