'Yeonjun acele et. Okulunu kaçırma.'
Annem bana sesleniyordu. Yeni eve taşındığımız için başka bir okula kayıt olmuştum. Hazırlanıp annemin yanına indim ve beraber yeni okuluma gittik. Annem beni ilk günüm olduğu için okula kadar bırakmıştı. Okula vardığımızda annem gitmişti ve ben de sınıfıma çıkmıştım. En arka cam kenarında bir çocuk oturuyordu. Ondan başka kimse sınıfta değildi. Zil çaldığında herkes sınıfa toplanmıştı. Ben ise çekindiğim için sınıfın dışında hocayı beklemiştim. Hoca geldiği sırada onunla birlikte sınıfa girmiştim.
'Evet çocuklar. Bu yeni arkadaşınız Yeonjun. Bundan sonra bu sınıfta kalacak. Ona iyi davranacağınıza eminim. Sen Soobin'in yanına oturabilirsin.'
Soobin dediği kişi en köşede oturan çocuktu.
"Ben tek oturmak istiyorum hocam."
'Biliyorum ama senin yanından başka boş bir yer yok. Birazcık böyle idare et'
Bu çocuk neden bu şekilde davranıyordu ki? Soobin'in yanına oturdum. Yüzüme bile bakmamıştı. İnsan bir hoşgeldin falan derdi yani. Neyse umursamayacağım. Tek istediğim okul birincisi olup defolup gitmek.
"Merhaba. Ben Yeonjun. Tanışalım mı?"
Ona elimi uzatmıştım. O ise sadece elime bakmıştı.
"Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun sanırım."
"Soobin değil misin?"
"Haha. Evet, öyleyim. Ama benim demek istediğim bu değildi. Ben buranın müdürünün oğluyum. Ayrıca burada ki herkes benden korktuğu için kaçarlar. Yani tehlikeliyim."
"A-ama... Her neyse."
Zil çaldığında koridora çıkmıştı. Okulu geziyordum. Soobin'in de koridorda olduğunu farkettim. Bütün kızlar ona hayran bir şekilde koşuyorlardı. Hani bu çocuktan herkes korkuyordu? Ayrıca neden bütün kızlar bu çocuğun peşinde? Ben daha yakışıklıyım bir kere. Hiçbir erkeğin Soobin'e yaklaşmadığını farkettim. Arkadaşları hariç. Yanında sadece iki tane arkadaşı vardı. Bu çocuğun gizemi neydi? Neden kimse onunla konuşmuyordu? Okulun müdürü olduğu için herkesin onunla ilgilenmesi gerekmez mi? Bir anda arkasını döndü ve benim ona baktığımı anlamış gibiydi. Hatta bence anladı.
"Sen bana mı bakıyorsun?"
Yüzü çok ciddiydi. Bu ondan korkmam için yeterli bir sebepti.
"H-hayır sadece-"
Yanıma doğru geldi ve beni okul dolapları ile kendisi arasında sıkıştırdı. BEN ŞUAN ONUN İKİ KOLU ARANSINDAYDIM.
"Benden uzak durman gerekiyor benim gizemimi çözmen değil."
"Bence sen tehlikeli değilsin. Sadece insanlar seni öyle görüyor ama ben diğerleri değilim."
"Öyle mi?"
"Öyle!"
Bir anda elini boğazımı uzattı ve boğazımı ciddi anlamda çok sıkıyordu. Her an ölebilirdim.
"Seni şuan benden kurtaracak kimse yok biliyorsun değil mi? Seni son kez uyarıyorum. BENDEN UZAK DUR!"
Evet, o tehlikeliydi. Sinirlendiğinde her an birisini öldürebilirdi. Ama- Ama ben ona güvenmek istiyordum. Boğazımı bıraktığında rahatlamıştım.
"Bir daha karşıma çıkma."
Son sözlerini söylemişti ve gitmişti. O gidebilir ama ben hala buradayım. Onun gizemini çözmeden şuradan şuraya adım atmam. Bir anda herkes telefonlarını aldı ve hepsi gülmeye başlamıştı. Ama bu gülme sesleri hiç iyi değildi.
'Soobin yine ortalığı batırmış.'
'Bu çocuk ne zaman akıllanacak?'
'Her geçen gün daha da çok rezil oluyor.'
'Yine bütün sırları ortaya çıktı.'
'Yakışıklığı onu kurtarmıyor.'
Soobin'in peşinden koşan kızlar bile arkasından saydırıyorlardı. Birisinin telefonuna baktım. Okulun grubuna bir fotoğraf yüklenmişti. Fotoğrafı tam göremeden telefon elimden çekip alınmıştı.
'Bence sen bunları öğrenmesen daha iyi olacak.'
Neden herkes bir anda böyle garipleşti? NEDEN HERKES BU KADAR KÖTÜLEŞTİ? Kafamda bir sürü soru ile dışarı çıktım. Dolaşırken dar bir ara gördüm. Buranın yakınlarında kimse yoktu. Acaba yasak olabilir miydi? Boşver gitsin, yasaklar ne zaman işe yaradı ki? Araya girdim ve orada Soobin vardı. O- onun elinde çakmak ve bıçak mı vardı?
Yeonjun bu şekilde.
Soobin ise bu şekilde.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Çok sık aktif olamayacağım bunun için üzgünüm.
Kontrol etmeden atıyorum bir hatam varsa kusura bakmayın. 💕
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.
Yeonbin ile kalın hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the killa / yeonbin
Teen FictionSoobin katil değildi ama kendisini bu yalana çoktan inandırmıştı.