SOOBİN MESAJLARI OKUMUŞTU!
Gözlerini sonuna kadar açıp hızla telefonumu elimden aldı. Ayağa kalkıp tüm mesajları okumaya başlamıştı. Telefonumu almaya çalışıyordum ama onun boyu resmen arşa kadar uzanıyordu. Telefonumu ondan almam imkansızdı. Bu sefer tüm azarları hakettim. Bu sefer gerçekten benim suçumdu. Gözlerimi kapatmış işiteceğim azarları bekliyordum. Soobin sonuna kadar haklıydı. Hem ben-
"Yeonjun."
Ben gerçekten de aptaldım. Baştan beri Soobin'i dinleseydim b-
"Yeonjun!"
Geçmişe gitmek istiyorum. Daha doğrusu sadece şu andan kaçmak is-
"YEONJUN!!"
Ha? Bu bağırma sesi kimden gelmişti? Gözlerimi açtığımda karşımda bana eğilerek bakan bir Soobin görmüştüm. Bana bakarak sırıtıyordu. Ne yani bana kızmayacak mıydı? Eğilerek bakıyordu ama boyum kısa olduğundan değil bana yaklaşmak içindi. Bu durum ne kadar sinir bozucu olsa da sanırım hoşuma gitmişti. Ne diyorum ben? Ondan hoşlanmıyorum ama... Ama o şuan çok iyi görünü- Kendimi kaybetmiştim çünkü o beni dudaklarımdan... Elleri Belimde yüzü ise yüzümün önünde. Bu anın hiç bitmesini istemiyordum. Bilincim yerine geldiğinde hafifçe kendimden uzaklaştırmıştım onu.
"Her halin hoşuma gidiyor."
"Sanırım bunu yapmamalıy-"
Sözüm daha bitmeden beni öncekinden daha sert öpüyordu. Sanki yaşadığımız tüm anıları geride bırakalım ve sadece bu anı hatırlayalım der gibi öpüyordu. Eğer anılarımızı unutmamı istiyorsan bu benim için imkansız Soobin. Ama unutmasam bile o anılar umurumda bile olmaz. Bu sefer o bırakmıştı. Hala anlamamıştım. Biz buraya neden gelmiştik? Ya bana karşı kötü planları varsa?
"Taehyun ile bir daha konuşma. Sadece Taehyun ile değil benim dışımda kimseyle konuşma."
"Oldu başka?"
"Benden hoşlanmanı istersem?"
"Olmaz başka?"
"Senden sadece seni istiyorum başka bir şey değil."
"Ya ben istemiyorsam?"
"O zaman zorla alırım."
Beni kucağına alıp en ön koltukların olduğu yere getirmişti. Bir anda salon insanlarla dolmuştu. Bu adamın planı ne? Daha doğrusu bu adamın benimle derdi ne? Aslında bizim hikayemiz benim onu korumak istememle başlamıştı. Önce bana kötü davrandı sonra beni evine kaçırdı sonra da beni sevgili olmaya zorladı en sonunda ise beni buraya getirdi ve ne yapacağını söylemedi. He bir de Taehyun ile arkadaşlığımı da kısıtladı. Bunu az önce yapmıştı.
"Bu koltuğa otur. Ben de yanına oturacağım."
Bana oturmam gereken koltuğu eli ile göstermişti. Oturduğumuz sırada film başlamıştı. Bu film çok romantik ve duygusaldı. Artık öyle ağlıyordum ki resmen Soobin'in omuzuna kafamı koyup bağıra bağıra ağlayacaktım. Ve sanırım bunu çoktan yapmıştım. Soobin filmi izlemek yerine beni izliyordu. Bana bakarak sürekli sırıtıyordu.
"Benim filmim daha güzel."
Konuştuğu an başımı onun omuzundan kaldırmıştım.
"S-senin f-filmin neydi ki?"
Ciddi ciddi bir film için hıçkırarak ağlıyordum. Ağladığım için konuşmakta zorluk çekiyordum. Bu Soobin'in hoşuna gitmişti çünkü iki saattir bana bakarak kahkaha atıyordu. Şimdi onun ağzını burnunu kırmak vardı. Düşüncesi bile çok güzel.
"Benim filmim sensin ve umuyorum ki sonu mutlu bitecek. Yani sonumuz mutlu bitecek."
Kulağıma fısıldayarak söylemişti son cümlesini. Ve bu cümle çok hoştu. O kimsenin yapamadığını yapmıştı şu an. Bana sorumun mutlu biteceğini garanti vermişti. Ama ben neden buraya geldiğimizi anlamamıştım. Sadece bir film için beni buraya getirmiş olamazdı.
"Biz buraya neden geldik?"
Ağlamam durmuştu ama Soobin'in kahkahaları gram durmamıştı. Çok güzel gülüyordu ama ben ona gülmeyecektim.
"Film izlemeye geldik işte."
"Yalan söyleme."
"Çok merak ettin sanırım. O halde söyleyeyim. Herkes buraya baksın!"
Ayağa kalkarak herkesin bize bakması için bağırıyordu. Sanırım yapacağı şey hiç de iyi olmayacaktı.
"Biliyorsunuz ki Yeonjun benim sevgilim ama o benden benim ondan hoşlandığım kadar hoşlanmıyor. Yeonjun. Benimle gerçekten de sevgili olmak ister misin? Geçmiş anıları arkamıza alıp birlikte savaşmak ister misin?"
Bana elini uzatmıştı. O el birçok kez bıçak tutmuştu. Birçok kez adam dövmüştü. Birçok kez bana dokunmuştu. Şimdi ben mi ona dokunacaktım? Her şeye rağmen yoluma onunla mı devam edecektim? İçimde ki ses o eli tutmamı söylüyordu. Ben de içimde ki sesi dinledim. Beni yanıltmadı.
"İsterim."
Birbirimize sarılmıştık. Koltuklarda oturan birisi gözüme çarpmıştı. Bu Jay'di. Bize bakarak gülümsüyordu. Sanırım artık amacından vazgeçmişti. Soobin ile aynı anda telefonumuza bildirim gelmişti. Okul grubunda Jay aslında Soobin'in katil olmadığını itiraf etmiş.
"Artık katil olmadığını kabul ettin mi?"
Ona bakarak konuşmuştum. O beni anlamıştı.
"Hayatımda gördüğüm en parlak pırlantasın sen. Teşekkür ederim. Her şey için."
Uzun bir aradan sonra bölüm atıyorum.
Kontrol etmeden atıyorum hatam varsa kusura bakmayın.
Finale çok az kaldı, umarım beğeniyorsunuzdur.
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.
Tzuyu'nun bu şarkısını sevdiğim için buraya koydum.
Yeonbin ile kalın hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the killa / yeonbin
Teen FictionSoobin katil değildi ama kendisini bu yalana çoktan inandırmıştı.