Şuan bir rüyanın içinde olabilir miydim? Çünkü şuan okul müdürünün oğlu bana sevgilisi olmamı teklif etmişti. Tabi eğer suçsuz olduğunu kanıtlayabilirsem. Okulda herkes onun sevgilisi olmak istiyordu ama Soobin hiç kimseyi kabul etmiyordu. Şimdi neden benden böyle bir şey istiyor ki? Amacım onunla sevgili falan olmak değil. Sadece suçsuz olduğunu kanıtlayacaktım o kadar. Eve gittim ve hemen yatağıma uzanıp telefonumu elime aldım. Aldığım sırada tanımadığım bir numara bana fotoğraf göndermişti. A-ama bu fotoğraf... Fotoğraf montajlıydı. Soobin'in okula gönderilen fotoğrafının kopyasıydı. Tek fark yerde yatan kişinin Soobin ve elinde bıçak tutan kişinin ise diğer kişi olmasıydı. Bu fotoğrafın montaj olduğuna bir kanıttı. Sorun şu ki bu fotoğrafı atan kişi sanırım bu montajı yapan kişiydi. Bunun kim olduğunu bulursam Soobin'in suçsuz olduğunu kanıtlayabilirdim.
Siz: Sen kimsin?
Yazıyor...
*...: Belki Soobin'den nefret
eden kişiyimdir.
Hatta senin onu savunmanı
istemeyen kişiyimdir.Siz: Kimsin dedim?!
*...: Bu sana ilk ve son uyarım olsun.
Eğer Soobin'i korursan başın derde
girer. Ondan uzak dur.Numara silindi, fotoğraflar gitti ve az önceye dair hiçbir şey kalmadı. Sadece bunları söylemek ve göstermek için mi bana yazmıştı yani? Daha kim olduğunu bile bilmiyorum. Ama tüm bunları bildiğine göre bizim okuldan birisi olmalı. Eğer o kişiyi bir elime geçirirsem onun ağzını burnunu... büyük ihtimal kıramayacağım. Sabah olduğunda sınıfa bir adım attım. Atmaz olaydım. Siyah maskeli birisi sırtımı kapıya yaslayarak eliyle ağzımı kapatmıştı.
'Dün ki dediklerimden sonra biraz olsun akıllandın mı?'
"Demek o sendin. Ama sen de kimsin?"
'Dün sana açıklamıştım. Söylesene hala onu koruyacak mısın?'
Cebinden bir bıçak çıkardı. B-bu bıçak Soobin'in bıçağının aynısıydı. Korkuyordum çünkü o bıçak yavaş yavaş bana geliyordu. Tam kapıdan uzaklaşıp ileriye doğru yürüyordum ki sınıf kapısının açılma sesiyle irkilerek arkamı döndüm. Gelen Soobin'di.
"Yeonjun'a bir şey yaptın mı?"
'Ben aslında...'
"YEONJUN'A BİR ŞEY YAPTIN MI?!!!"
'Bak beni bir dinle...'
Soobin sinirli bir şekilde adamı dövmeye başladı. Adam ise maskesini açamadan kaçmayı başarmıştı.
"Sana bir şey yaptı mı?"
Sadece kolumu sıktığı için biraz kolum kızarmıştı ama bunu ona söylemenin bir anlamı yoktu. Çünkü o benim için gerçekten endişelenecek birisi değildi. Az önce gördüğüm manzara da yalandan ibaretti zaten.
"Bir şeyim yok ben iyiyim."
Duygusuz bir tavırla iyi olduğumu söylemiştim. Ve daha fazla onunla aynı ortamda kalmak istemediğim için kapıdan çıkıyordum ama bir el beni durdurmuştu. Hem de tam acıyan yeri tutmuştu. Bu yüzden bağırmama sebep olmuştu.
"Ahhh!"
"Burası acıyor değil mi? Gel ve şuraya otur. Sana merhem süreceğim."
Beni en ön sıraya (zorla) oturttu ve yavaş bir şekilde merhem sürdü. Merhem çok soğuktu. Onun bana olan tavırları daha da soğuktu. İnsan bir telaşlanır, ambulans çağırır, hüngür hüngür ağlar, bağırır falan. Hiçbirisi yok bu adamda. Gerçi ambulans çağırsaydı biraz garip olurdu.
"Artık benim için uğraşma. Katilim işte anla artık."
"Sen suçsuzsun ve ben sana bunu kanıtlayacağım. İster inan ister inanma bu benim hiç umurumda bile değil."
"Sevgilim olmak mı istiyorsun?"
"Hayır."
"O zaman benden uzak dur."
"Ne alaka şimdi?"
"Eğer istediğimi yapmazsan sana istediğimi yaptırırım."
Soobin söylediği her cümlesinde kesin ve emindi. Kendisini öyle bir yalana inandırmış ki kendisi bile inanmıyordu. Ama ben bunun bir yalan olduğunu Soobin'e inandıracaktım. Ya da kendim de bu yalana inanacaktım. Zil çaldığında herkes sınıfa toplanmıştı. Soobin ve ben de sıramıza geçmiştik. Yemin ediyorum Soobin eli aynı sırada oturmak bir imtihan. Adam kalemini alıyor, resmini çiziyor, kafasını da eğiyor sonra da kendisine ulaşılamıyor. Eğer benim sınavım Soobin ise bu sınavdan 100 alıp geçecektim.
Wattpad de sıkıntı olduğu için bölümleri geç atıyorum.
Umarım bölümleri seversiniz ve ben de daha fazla aktif olabilirim. 💓
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.
Yeonbin ile kalmanız dileğiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the killa / yeonbin
Teen FictionSoobin katil değildi ama kendisini bu yalana çoktan inandırmıştı.