"..."
Tam yanınızda belalı bir Soobin var ve siz bu kişiden bir şeyler anlatmasını istiyorsunuz. Soobin dışında kim olsa anlatırdı ama Soobin anlatmazdı. Resmen adama anlat diye yalvardım ama yine yaranamadım. Anlatacağını kendisi söylemişti oysaki.
"İyi olduysan seni evine bırakayım."
Hayret ettim şuan. Beni evime bırakma isteği duydu. Keşke hastanelik olmadan önce de bu isteği olsaydı.
"İyiyim ama eğer anlatırsan daha iyi olabilirim."
Yalvaran gözlerle ona baktım. Sizce bana anlatmış mıdır?
"Her şeyin fazlası zarar. Hadi gidelim."
Tabiki de hayır. Herkese anlatır bir bana anlatmaz. İnatçılık tozu yutmuş resmen. Beni kucağına alarak arabaya doğru- N-ne Beni kucağına mı aldı?
"Soobin herkes bizi yanlış anlayacak."
"Aramızda bir şeyin olmadığını biliyorsun değil mi?"
"E-evet."
"Tamam işte. Sen biliyorsan geri kalanını umursamıyorum."
"Ben de geri kalanını umursuyorum. Bu konu aileme kadar giderse biterim ben. Ayrıca halledeceğini söylemiştin."
"Bir ara hallederim. Daha doğrusu canım istediğinde hallederim."
"Ben senin- neyse. Çabucak hallet şu işi."
"Emredersiniz paşam başka bir isteğiniz var mıydı?"
"Beni yere indirsen iyi olur."
"Bir de söylüyor yaaa."
"Çünkü sordun!"
Yüzü az öncekine göre ciddileşmişti. Beni arabanın ön koltuğuna yavaşça oturtmuştu.
"Anlatacak mısın artık?"
"Kes sesini."
"Lan az önce ki ciddiyetsiz Soobin nereye gitti?"
"Ne dedin sen?"
"Ağır mı oldu?"
"Ciddiyetsiz kelimesi biraz kaba olmadı mı sence de?"
"Susma hakkımı kullanıyorum."
Soobin evime doğru arabayı sürmeye başlamıştı. Arabanın sessizliğini bozan şey Soobin'in açtığı şarkı olmuştu. Tek kelime etmeden yolun sonuna kadar şarkıyı dinlemiştik. Şarkı huzur verici ve anlamlıydı. Txt'den 'dejavu' çalıyordu. Sonunda evime gelmiştik.
"Sana kapına kadar eşlik edeyim."
Kapıya kadar gelecekti sonra da defolup gidecekti. : ) Anahtarımı evde unutmuştum bu yüzden zile basmak zorunda kalmıştım. Zile bastığımda kapıyı babam açmıştı. Soobin'i gördüğünde direk eğilmişti. Ama babam Soobin'den büyük değil miydi? Önce Soobin'in eğilmesi gerekiyordu.
"Hoşgeldiniz Bay Soobin. Siz Bay Heeseung'ın oğlusunuz değil mi?"
"Evet, öyleyim. Babamla yakın arkadaşsınız diye hatırlıyorum. Ya da düşman mıydınız?"
Alaycı bir gülümseme ile babama bakıyordu. Ben ise şaşkın gözlerle Soobin'e bakıyordum. Hala ne olduğuna anlam verememiştim.
"Geçmiş için üzgünüm Bay Soobin lütfen bu konuyu şimdi açmayalım."
HANGİ KONUYUUU?! Delirmeme çok az kaldı. İkisi de benden bir şeyler saklıyor ve ben sakladıkları şeyi gram bilmiyorum. Soobin'in kolunu hafifçe tutmuştum.
"Hangi konuyu?"
Soobin'e sessizce seslenmiştim. O sadece bana gülümsemişti.
"Eğer bu konuyu açmamı istemiyorsanız bir şartım var."
"Elimden ne gelirse yaparım."
"Oğlunuz bir süre evimde kalacak."
"Ne?! Baba bir olay varsa polisi falan arasana hapise tıksınlar bu belayı."
Alaycı gülümsemesiyle kafasını doğru çevirdi. Dağa doğrusu aşağı indirdi. Adam benden bilmem kaç santim uzun.
"Eğer polisi arasak büyük ihtimalle hapise giren kişi ben değil baban olur."
"Bay Soobin lütfen-"
"Oğlunuzu verdiğinizi umuyorum ve gidiyorum. Pardon gidiyoruz."
Beni bir hamlede omuzuna alıp arabasına doğru götürüyordu. Babam ise sadece izliyordu. Bunların derdi neydi?
"İndir beni Soobin! Seninle gitmek istemiyorum."
Bu çocuk beni dinlemiyordu. Beni en ön koltuğa oturup kemerimi bağladı. Ben ne kadar direnmeye çalışsam da hepsi nafileydi. Cebimden telefonu aldı ve dudağıma kısa bir öpücük kondurup kendi koltuğuna doğru ilerlemişti. Sakın kalmalısım Yeonjun, küfür etmemelisin Yeonjun, adamı bogmamalısın Yeonjun, belanı bulamadığın Yeonjun, AĞZINI BURNUNU KIR YEONJUN! Öyle gaza gelmiştim ki... Keşke en sonuncusunu uygulayabilseydim. Ama yanımda benden daha fazla belalı bir kişi vardı. Sağı solu belli değil bu adamın. Evine getirmişti beni. Bu cidden adam kaçırmakt. Bağırmayı denesem beni öpecek diye korkuyorum. En iyisi akışına bırakmak. Arabadan indik. Bu ev neden bomboştu? Soobin salonda ki bir koltuğa oturmuştu ve benim de oturmam için e.iyle yanına oturmam için hafifçe koltuğa vuruyordu. İtiraz etmeden yanına oturmuştum.
"Benden korkmuyor musun?"
Aslında ondan biraz korkuyordum. Belki de Jay haklıydı. O bir katil olabilirdi.
"B-birazcık."
"Sevimlisin."
Bana sevimlisin dedi ve bana sarılmıştı. Ona karşı çok zayıftım. Eğer karşılık verirsem altta kalanın ben olacağına emindim.
"Bana ne zaman olanları anlatacaksın?"
"Öğrenmek istiyor musun gerçekten?"
"Öğrenmem gerekiyormuş gibi hissediyorum."
"Tek bir isteğim var eğer kabul edersen sana her şeyi anlatırım."
"İsteğine bağlı."
"Gerçekten sevgilim ol sana her şeyi anlatayım."
Bu şekilde bitirmemeliydim. 🙀
Kontrol etmeden atıyorum hatam varsa kusura bakmayın.
Umarım beğenirsiniz.
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.
Yeonbin ile kalın hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the killa / yeonbin
Teen FictionSoobin katil değildi ama kendisini bu yalana çoktan inandırmıştı.