Ash sabah büyük bir baş ağrısıyla uyandı. Babası onun yanında beklerken uyuya kalmıştı. Ash bir tek Nicolas'ın ona alkol içirdiğini hatırlıyordu. Buraya nasıl geri döndüğünü merak ediyordu. Babasının elini tuttu ve okşadı. O da çok yoruluyordu, Ash babasını yormaktan nefret ediyordu. Babasının yanağına bir öpücük verdi ve sonra üzerini ince bir örtüyle örttü. Yatağını düzeltti ve kıyafetlerini değiştirip okul için hazırlandı. Servisin gelmesine beş dakika kalmıştı. Babasına hızlıca bir not yazıp bıraktı ve aşağı indi. Annesiyle karşılaştı ve ona, "Günaydın anne..." dedi. Michelle, "Günaydın." diyerek karşılık verdi. Ash kapının önüne vardığında servis yeni gelmişti. Servise bindi ve Ryan'nın yanına oturdu. Ryan, "Günaydınlar Sarhoş Beyfendi." diyerek dalga geçti ve kıkırdadı. Ash kaşlarını çattı. "Haha çok komik. Dur... saçma sapan bir şey yapmadım değil mi?" Ryan duraksadı ve camdan dışarıyı izlerken ona, "Nicolas'ın kucağına yığılıp uyuya kalman dışında hayır. Ha sonra Nicolas'ın seni babana teslim etmesi ayrı gericiydi tabii." dedi. Ash dona kalmıştı. "Dalga mı geçiyorsun?" Ryan kollarını birbirine kavuşturdu ve, "Hayır, cidden böyle oldu. Nicolas'a neden bu kadar yakın davranıyorsun? Sarhoşken bile. Önceden aranızda bir şey mi oldu?" diye sordu. Ash, "Hayır. Ah, bu çok aptalca..." dedi. Ryan gülümsedi. "Onunla arkadaş olmak istiyorsun ama bu biraz..."
"İmkansız"
"Evet..."Patrick, "Nicolas, Tanrım cidden dün neden ona öyle davrandın? Hiç beklemediğimiz hareketler yapıyorsun. Ağzım açık izledim..." Nicolas ilk başta cevap vermedi. "Ne bileyim, o çocukta tuhaf bir şeyler var ama anlamıyorum. Kafamı karıştırıyor." Harry, "Oğlum hadi hepsini geçtim, babasina kucağında teslim ettin, manyak mısın sen?" diye çıkıştı. Patrick, "Cidden... ya babası seni dövseydi?" dedi. "Ama dövmedi değil mi? O zaman ortalıkta ne gibi bir sorun var?" Harry ve Patrick birbirlerine baktılar. Patrick, "Eee, yok sanırım?" diye kısık sesle konuştu. Nicolas, "O zaman konuyu kapatalım." dedi.
Okula vardıklarında Ash sınıfına geçmeden önce Nicolas onu bileğinden tuttu. Onu biraz sinir etmek istiyordu. Ash ilk başta sert bir şekilde, "Ne oldu? Ne istiyorsun?" diye çıkıştı. Ona zorla alkol içirip sarhoş olmasına sebep olduğu için sinirliydi. "Hiç teşekkür yok mu? Sen sarhoşken ben sana baktım. Babana bile ben teslim ettim." Ash kaşlarını çattı. "Sarhoş olmama sebep olan sendin." Nicolas kahkaha attı. "Neye gülüyorsun?"
"Aklıma sarhoşken beni öpmeye çalıştığın zaman geldi de."
Ash'in gözleri kocaman açılmıştı. "Yalan söyleme!"
"Yoo ne yalanı fotoğrafı bile var."
"Saçmalama."
"Tamam, tamam dalga geçiyorum sadece. Az kalsın inanıyordun ama."
"Niye inanayım?"
"Gözlerini kocaman açtın ama."
"Sen daha fazla saçmalamadan sınıfa gidiyorum." Nicolas, "Dur, bekle!" diye Ash'in arkasından bağırdı. Ash arkasını döndü, "Ne var?" dedi. Nicolas yüzünü kaşıdı, "İstersen arkadaş olabiliriz. O kadar da fena birine benzemiyorsun. Düşündüğüm kadar gıcık bir herif değilsin." Ash kaşlarını kaldırdı ve önüne döndü. "Olabilir." dedi ve sınıfına döndü. Ryan, Ash yanina oturur oturmaz, "Ash, bir aylık kamp olacakmış!" diye heycanla ona haber verdi. "Bir aylık kamp mı? Ne kampı?" Ryan başını iki yana salladı. "Bende bilmiyorum ama kamplar her sene çok eğlenceli geçiyor." Ryan'ın heycanlı olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Ash ona gülümseyince Ryan gülümsemesine karşılık verdi. Öğretmen içeri girdiğinde herkes ayağa kalktı. "Oturun gençler. Size yeni bir kamp duyurum olacak." Herkes heycanlı bir şekilde konuşmaya başladı. "Gençler! Dikkatinizi bana verin. Kamp bir dövüş kampı ve bir aylık. Kamp sevmeyeniniz yok ama yine de belirteyim katılım zorunlu. Çünkü eğitiminiz için oldukça önemli bir kamp. Her gün beş saat olacak, sizi çok yormak gibi bir amacımız yok. Önemli olan gelişiminiz." Herkes beş saat olmasına rahatlamıştı. Ama kişiye ozel beş saat olduğunu öğrendiklerinde biraz moralleri bozulmuştu. Yine de kamp harikaydı. Orada her şey vardı ve odalar aşırı güzeldi. O yüzden morallerin tekrar yükselmesi uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtaatsiz
FantasíaKalenin patronu ve ekibi şeytanlarla nasıl baş edecek? İçi şeytanlarla dolu bir kalede hayatta kalmaya çalışan bir ekip ve patronlarının hayat hikayesi. Acılarla büyümüş bir adam ve ölen eşinin ona emanet ettiği bir kale. Kahramanlarımız bu işten na...