İtaatsiz

Geçmişe Dönüş VII

Nicolas eve vardığında odasında biri olduğunu fark etti. Rex arkasını döndü.

"Merhaba oğlum." Nicolas babasını görmeyi beklemiyordu. Durumdan rahatsız olmuştu. "Hoşgeldin diyemeyeceğim." Rex güldü. "Birkaç gün okula gitmemeye ne dersin? Baba oğul vakit geçiririz." Nicolas tiksinirmişçesine babasına baktı. "Hayır, kalsın." dedi ve odasına çıktı. Rex bodrum katındaydı ve orada yaptığı gürültü Nicolas'ın odasına kadar geliyordu. Bu sinir bozucuydu. En sonunda dayanamadı ve ne yaptığına bakmaya karar verdi. Bodrum katının kapısını sessizce açar açmaz Rex, Nicolas'ı boynundan tutup havuza daldırdı. Nicolas havuzdan başını çıkarabilmek için uğraşırken Rex onu tamamen havuza attı. Nicolas bu travması yüzünden asla yüzme öğrenememişti. Havuzun en dibine batmıştı. Panikle çırpınıp duruyordu. Kendisini yüzeye çıkarmaya uğraşıyor, her başardığında ise Rex onu tekrar en dibe batırıyordu. Alabildiği bir saniyelik nefes en sonunda onu bayılttı. Rex bir süre onun batışını izledi. Sonra havuza daldı ve Nicolas'ı çıkarıp onu yere attı. Hizmetçilerden Nicolas'a bir havlu verip sonra da kapıyı kitlemelerini söyledi. Nicolas'ı seviyorlardı ama patron Rex'ti. Yalabilecekleri bir şey yoktu. Nicolas üç gün boyunca orada kaldı. Üşütmüştü, bodrum fazla serin ve karanlık bir yerdi. Üşütmesi doğaldı. Nicolas birkaç gündür okula gelemeyince Ash ve diğerleri endişelenmeye başlamıştı. En sonunda Patrick'i onu kontrol etmesi için gönderdiler. Rex'in, Patrick'i sevdiği söylenemezdi. Daha çok... sinirlerini bozuyordu. "Nicolas! Tanrım, Ash'e sağlığına dikkat et diyip ke din mi hastalanıyorsun cidden?" Nicolas iç çekti. "Sonra anlatırım." diyince Patrick direkt olarak Nicolas'ın babasına baktı. Babası onu öldürecek gibi bakıyordu. Patrick hemen başını başka tarafa döndürdü. Nicolas'a endişeli bir şekilde baktı. Nicolas yorgun görünüyordu. "Kendine dikkatli bak Nicolas. Bir haftaya spor turnuvaları başlıyor. Ah, birde Ash selam söylememi istedi." Nicolas yüz ifadesiyle Patrick'i uyardı. Ama babası zaten duymuştu. Rex, "Ash demek? Patrick, benim de Ash'e selamımı söyle olur mu?" dedi. Nicolas ve Patrick gerilmişti. Patrick, "Ah... tabii efendim." dedi ve Nicolas ile vedalaşıp gitti. Rex, "Ash ile iyice yakınlaşmışsınız." dedi. Nicolas bir şey demedi ve arkasını dönüp yattı. Sonrasında Rex odadan çıktı.

Nicolas telefonuna bakmıyordu. Ama Ash yine de ona yazmak istedi. Gece olmuştu ve yine uyuyamıyordu. "Umarım iyisindir, iyi geceler dilerim." Ash telefona uzun uzun baktı. Nicolas için çok endişeleniyordu. Belki görür umuduyla biraz daha bekledi. Tam telefonu kapatıcaktı ki Nicolas'ın çevrimiçi olduğunu gördü. Heycanlanmıştı. "Yine mi uyuyamadın? Saat gece üç buçuk." Ash mesaja gülümsedi. Ash, "Sürekli bunu tartışıyoruz. Bana iyi olup olmadığını söyle." diye yazdı. "İyiyim, sen?" Ash'e pek inandırıcı gelmemişti. "Emin misin?" diye yazdı. Nicolas, "Evet." diye cevapladı. Ash bir süre ekrana baktı sonra 'Yazıyor' metnine odaklandı. "Okula geldiğimde vakit geçirelim olur mu? Seni özledim." Ash bu mesaja utanmıştı. Ne yazamayacağını bilemediği için sadece, "Tamam." yazdı.

Bir hafta sonra Nicolas geri dönmüştü. Bugün spor turnuvaları başlıyordu. Herkes herkes yaşıt olduklarıyla mücadele edicekti. Ash, Nicolas'ı henüz görememişti. Yarışmalar yüzünden herkes hazırlanıyordu. Nicolas'ı bulduğunda koşu müsabakası için üstünü giyiniyordu. Nicolas onu gördüğünde gülümseyip el salladı. Ash yanına geldiğinde hemen onu azarladı. "Neden kendine dikkat etmiyorsun sen? Hala bjraz hasta görünüyorsun. Sakın sakatlanayım deme." Nicolas gözlerini devirdi ve, "Tamam anne." dedi. Patrick buna güldü, Ash'te kaşlarını çattı. Nicolas, "Sen hangi müsabakalarda yarışacaksın?" diye sordu.
"Koşu, boks, atlama ve yüzme. Sen?"
"Koşu, atlama, jujutsu ve... bokstu sanırım."
"Sanırım mı? Peki yüzmeye neden katılmadın?" Nicolas'ın yüzü düştü. Boynunu kaşımaya ve gözlerini kaçırmaya başladı. Sonra da, "Yüzme bilmiyorum..." dedi. Ash dayanamayıp kıkırdadı. Nicolas'ın durumdan utandığını fark edince kendine hakim oldu. Sonra bir anda küçüklük anılarından birini anlatmaya başladı. "İlk yüzmeye çalıştığımdaa... denize atlarken ayağım kaymıştı ve takla atarak girmiştim. Eh, sonuç olarak ayağımı kırmıştım tabii." Nicolas gülümsedi, "Tatlı bir çocukmuşsun." dedi. Ash gözlerini kaçırdı, "En azından artık bir yerimi kırmıyorum." dedi. Zil çalınca birbirlerine baktılar. Ash, "Başarılar." dedi. Nicolas'ta ona başarılar diledi ve ikisi de kendi sınıfının yanına gitti. Ash'in sınıfı çok çalışmıştı. Birinci olmaya niyetlilerdi. Nicolas sınifına göz atarken Patrick'in endişeli olduğunu gördü. Yanına gidip durumu öğrenmeye karar verdi. "Hey, iyi misin?" Patrick, Nicolas'a baktı. "Evet... yani hayır. Baban bana Ash ile görüşmek istediğini söyledi." Nicolas'ın gözleri kocaman açıldı. "Sen ne dedin?" Patrick bir süre sustu. "Bu işe beni karıştırmayın lütfen dedim. Ama boğazıma yapıştı. Ash ile onu görüştürmezsem beni öldüreceğini söyledi."  Tam o sırada düdük çaldı. Müsabakalar başlamıştı. Nicolas'ın yerine gitmesi gerekiyordu. Sonra konuşacaklardı. İlk yarışma koşuydu her sınıf aynanda başlıyordu. Ash ve Nicolas birbirlerine baktı. Sadece yaşıt sınıflarda puanlama olucak olmasına rağmen ikisininde aklında birbirlerini geçmek vardı. İkinci düdük çalar çalmaz koşmaya başladılar. Herkesi arkalarında bırakmışlardı. Koşarken arada birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı. Hakem konuşmaya başladı. "Ash Russell ve Nicolas Clark artık kendi aralarında yarışıyormuş gibi görünüyor sayın izleyiciler! İkinci ve dördüncü sınıf arası bir rekabete kim hayır der?" Çizgiye aynanda varmışlardı. Sularını yudumladılar. Nicolas, koşarak Ash'in yanına gitti ve saçını kırıştırmaya başladı. "Tanrım hepsi koşarken beni güldürdüğün için! Yoksa kazanmıştım!"
"Kazandın zaten! Kendi sınıflarımız arasında yarışıyoruz, unuttun mu?"
"Benim tek rakibim sendin ukala."
"Ben mi ukalayım?"
"Evet. Seni telefonumda böyle kaydetsem iyi olur."
"Saçmalama."
"Hemen şuan değiştiriyorum." Kavga etmeye başladılar. Patrick ve Ryan arkalarından gülüyordu. Sırada Ash'in boks müsabakası vardı. Nicolas izleyebileceği için mutluydu. Patrick'ten maçı kayda almasını istemişti. O da kabul etti. Nicolas kendi turnuvasına gitti.