Başlangıç

2.4K 46 275
                                    

Emilia yorulmuştu. Yoğun bir gündü, Bay Ash'e günün raporunu verdikten sonra biraz dinlenmeyi planlıyordu. Ofisin kapısını tıkladı.

"Girin." kapıyı yavaşça aralıyarak girdi içeri.

"Bay Ash, yeni kazançlar elde ettik. Ayrıca karşı kalenin ajanlarından birkaç kişiyi yakalamayı başardık." Ash bu duruma sevinmişti "İyi iş çıkardınız, tebrikler. Elde ettiğimiz yeni şeylere göz atabilir miyim?" Bunu saklayamadığı bir sevinçle söylemişti. Emilia bu duruma gururlandı.

"Elbette efendim, buyrun." Ash yüzünden tebessümünü eksik etmedi. Oldukça iyi durumdalardı.
"Güzel, böyle devam etsinler. Ajanlarıda konuşturduktan sonra öldürebilirsiniz."

"Nasıl isterseniz efendim."

Bay Ash'in yüzündeki tebessüm yok olmuştu. Emilia onun kendisinden kendisinden bir şey isteyeceğini düşündü. "Bana Liam'ı çağırabilir misin? Onunla konuşmam lazım." Durumu anlamıştı. Bay Ash'e bu konuda acıyordu. Liam amnesinin ölümü için Bay Ash'i suçlarken, Bay Ash ise Liam'ı suçluyordu. Aralarının hiçbir zaman iyi olduğuna şahitlik etmemişti.

"Tabii efendim, hemen çağırıyorum."

Emilia derin bir nefes aldı ve Liam'ın kapısını tıkladı. "Selam! Günün nasıl geçiyor?" Liam bir işle uğraşıyordu. Masasının üzerinde duran sudan bir yudum içtikten sonra konuşmaya başladı. "Çok iyi geçtiğini söyleyemem. Biraz yoruldum.. Seninki nasıl geçiyor?"

"Benim günümde yorucu geçiyor ama birazdan mola vereceğim!" Bunu sonunda dinlenebilecek olmanın sevinciyle söylemişti. Sevinci Liam'ı da biraz kıkırdatmıştı.

"Sana şimdiden iyi dinlenmeler o halde. Bu arada ne için gelmiştin?"

"Bay Ash seni odasına çağırıyor da bunu söylemek için gelmiştim." Liam'ın yüzü hemen düşmüştü. Babasından nefret ediyordu. Onun ismi bile sinirlenmesi için yeterliydi. Sinirlendiğini belli eder bir şekilde, "Tamam." dedi.

Liam kapıyı tekme indirirmişcesine açtı. Babasına herhangi bir saygı gösterisi yapacak tipte biri değildi.

"Beni çağırmışsın, ne istiyorsun?"

"Bugün güzel kazançlar elde edilmesinde katkın olmuş. Bunun için teşekkür etmek istedim."

"Bana iyi baba rolü oynama. Söyleyecek başka lafın yoksa gidiyorum. Baba rollerine karnım tok." Ash bu duruma tepkisiz kaldı. Kendi oğlu olmasına rağmen onunla hiç düzgün konuşamıyordu. "O halde gidebilirsin." Liam yüzünü somurttu. Yüzünde küçük bir çocuğun sinirlendiğinde takındığı ifade vardı.

"Bir daha beni gereksiz yere çağırma." Bunu söyledikten sonra kapıyı sertçe kapatıp gitti.

Emilia, Linda için endişelenmeye başlamıştı. Yarışmanın çoktan bitmiş olması lazımdı. Neden hala burada değildi?

"Linda'nın ne zaman döneceği ile ilgili bir bilgin var mı, Liam?"

"Hayır, yarışma anca biter zaten. Birazdan geleceğine eminim, endişelenme." O sırada Linda içeriye nefes nefese daldı. Koşarak geldiği için nefessiz kalmıştı. Yüzünde kocaman bir gulümseme vardı ve gözleri ışıl, ışıl parlıyordu.

"Ben geldim! Yarışmayı kazandım! Şu kupanın büyüklüğüne bakın!"

"Hoşgeldin, Linda. Tebrik ederim! Nasıldı, eğlendin mi?"

"Evet, çok eğlenceliydi!" Liam sanki yarışmayı kendisi kazanmış gibi sevinmişti.

"Tebrikler, Linda! Bu ödülü hak etmiştin."

İtaatsiz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin