🕯️İMPARATORUN ARZUSU

4.2K 696 506
                                    

Aşklar wattpaddeki sorunu biliyorsunuz. Wattpadi tekrar açmaları için elimizden geleni yapıyoruz ama açılana kadar sabredeceğiz mecbur. Bu tarz durumlarda benden haber alabilmek için sosyal medya hesaplarımı takip edin lütfen. Bu olayda da gördük ki her an her şey olabilir :(

İnstagram adresim: endless_q.r

X adresim: Endless_QR

▏₰ Roxana

'Ölüm kıymetlidir küçük ecelim.'

'Ölüm kıymetlidir küçük ecelim.'

'Ölüm kıymetlidir küçük ecelim.'

Kafamın içindeki ses sürekli aynı cümleyi kurup duruyordu.

Kökenin güllere nasıl değer verdiğini gerek kalede yaşayanlardan gerekse kökeni gözlemleyerek anlamıştım. Nasıl anlamazdım ki? Görmemek için kör olmak lazımdı. O vampir güllerle ilgilenirken birazcık sert davransa incineceklermiş gibi davranıyor, her bir yaprağına dikkatlice dokunuyordu.

Gülleri öldürmüştüm.

Öldürdüğüm halde sanki onlara göz alıcı bir hediye vermişim gibi konuşmuştu benimle.

Ölüm bir hediye olabilir miydi?

Sabahtan beri bunu düşünüp duruyordum. Gülleri kesip vazolara koyduğum haberi kalede kısa sürede yayılmıştı ve şimdi herkes bana gerçek bir cinayet işlemişim gibi tuhaf bakışlar atıyordu. Lord Zehel'in bu olayın üzerine beni kovmayı bırak tek bir laf etmemesi ise bu bakışların ağırlığının artmasına sebep olmuştu tabii. Muhtemelen benim diğerlerinden ne gibi bir farkımın olduğunu sorguluyorlardı ki bu konuda haklılardı.

Aynı şeyi bende sorguluyordum.

İç çektim. Umarım bizim hakkımızda saçma sapan dedikodular çıkarmazlardı.

Ne kadar hata yaparsam yapayım beni cezalandırmıyor, yaptığım her şeye kendince bir kılıf uyduruyordu sanki. Nazik değildi. Köle tüccarını cezalandırırken gözlerindeki acımasızlığa şahit olmuştum, gazeteci çocuğu sıkıştıran vampir kardeşlerin kökenin adını duyunca nasıl yerlerine sindiklerini görmüştüm. İkiz vampirler de kökenin kurallarını çiğneyen vampirlere merhamet göstermemiş, hepsinin kafasını kopararak yakmışlardı.

Nazik bir adam etrafına böylesine bir korku salmazdı.

Elimi yanağıma götürerek okşadığı yere dokunmak istesem de yapamamıştım.

Parmakları soğuk olmasına rağmen tenimi yakmıştı.

Ecelim.

Bana niye öyle hitap etmişti ki?

Onun gözünde ben ölümle eş değer biri miydim? Hayır, ölümle değil... onun ölümüyle.

"Balıkları böyle beslemeye devam edersen çatlayacaklar." Meyra'yı bir anda yanımda görünce irkilerek yerimden sıçradım. Düşüncelerime o kadar derin dalmıştım ki geldiğini fark etmemiştim.

Az önce söyledikleri aklıma gelince panikle bakışlarımı süs çeşmesinin içindeki balıklara çevirdim. Kalede çalışanların beni gördükleri anda kendi aralarında fısıldaşıp hakkımda dedikodu etmelerine daha fazla katlanamadığım için kendimi seraya atmıştım. Gidip kavga çıkarsam onların ekmeklerine yağ sürüp olayları daha da büyütecek ve herkesin nefretini kazanacaktım.

En iyisi kimsenin beni görüp sinir etmeyeceği bir yere gitmekti bende çözümü seraya gelmekte bulmuştum.

Lord sık sık serada vakit geçirdiğinden kaledekiler buraya zorunda olmadıkça gelmiyorlardı.

GÜNAHKÂR: KAN SÖZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin