KS - 11

4 2 0
                                    


   Evin içi komple kararırken gözlerim de kararmaya başladı. İçtiğim limon suyundan olabilir yada susuzluk beni gerçekten mahvediyor. Su bulmam için ne yapmam gerek? Gizlice çıkıp caminin su çeşmesinden ihtiyacımı giderip hemen dönsem, olmaz, yakalarlar hemen. Yine midem bulanıyor, sular akmadığı için eve kusamam, balkona çıkıp, bahçeye kusacağım. Kapıyı açtım ve kustum. Karşı balkonlardan birinde oturan bir erkek beni gördü ve iğrenerek bakıp, balkondan ayrıldı. Arkasından bağırdım; ''Evimde kusmakta mı yasak?'' tabi bunu duyamadı.


   Kustuktan sonra yatağıma uzandım. Uzanırken uyuya kalmışım. Kalkıp hemen dışarıya baktım. Birkaç güvenlik görevlisi sokakta dolanıyor. Yanlarında beni kusarken gören adam ve şikayet eden adam var. Adiler. Sabaha kadar dışarı çıkma işim iptal oldu. Şimdi ne yapacağım? Belki arka pencereden gizlice gidip bir apartmanın su borusunu patlatıp, kimse görmeden tekrar geri kaçarım. Tam çıkmaya yeltenirken, karşı evin penceresinden bana bakan bir erkek çocuk gördüm. Bana pet şişeyle su vermesini rica ettim ve gülerek karşılık verdi. Bir süre sonra içeri gitti. Suyu kendi getirecek herhalde. Bir süre sonra çocuk yerine başka biri geldi.


''Su mu yok sana. Bir daha çocuğumla iletişim kurarsan seni güvenliğe şikâyet ederim.''

''Bir su içecektim sadece.''

''Bak hala konuşuyor, bekle tabancamı bulup geliyorum. O zaman su ihtiyacın bitmiş olacak.''

''Tamam be, kes sesini, amma uzattın. Senin suyuna kalmadık.''


   Böyle dedikten sonra bu zamana kadar duymadığım küfürleri yedikten sonra pencereyi kapatıp yere uzandım. Ah be çocuk, niye baban olacak şerefsize söylersin, aslında o şerefsiz sen suyu çıkarırken seni gördü ve peşine düştü, sonra senin içmediğini görünce sana sorular sorup konuşmanı sağladı. Sonra başımıza bela oldu. Bilmiyorum, bildiğim tek şey bir an önce suya kavuşmak. Kaç zamandır ışıkları yanmayan evden ışık yandığını gördüm. Yıllardır başka şehirde olan aile gelmiş demek. Bir süre sonra üst katta bir ışık yandı. Balkon kapısı açıldı ve bir kız çıktı balkona. Pencereyi açtım ve balkonda oturan kıza baktım.


''Hişt.''

''...''

''Karşı pencereye bak ışık yanmayan.''

''Kimsiniz? Göremiyorum sizi.''

''Bekle.'' Hemen elimle odamı yokladım ve bulduğum el aynasını karşı evin ışığına doğru tuttum.

''Tamam, gördüm sizi.''

''Ben senden bir şey rica edeceğim. Bir pet şişeye su koyup bana atar mısın?''

''Sizin sularınız mı kesik?''

''Kesik olmasa ister miyim?''

''Haklısınız. Tamam, size su getireceğim, bekleyin biraz.''


   Umarım deminki çocuk gibi olmaz. Bir süre bekledim. Sonunda geldi. Ve elinde aradığım, ihtiyacım olan su var. Su sanki şuan yanımdaymışçasına mutluluktan uçuyorum.


''Atabilecek misin?''

''Deneyeceğim.''


   Şişe kuş gibi süzülerek yere indi, uzamış otların arasında gezintiye çıktı. Arka tarafında balkon olmayan bir evin içinde olarak, karşımda duran kızdan pencereye isabet ettirmesini bekliyorum. Balkon olsa haydi bir ihtimal içeri gelir şişe. Pencere zor biraz, birde karanlık. Yere düşen şişeyi almam gerek. Arka pencereden çıkıp, karanlıkta otların içinde şişeyi arıyorum. Nerede bu? Ayağıma bir şey takıldı. Gözyaşlarım yere düşünce kapağı çıkan şişeden akan sular gibi akmak üzereyken ağlamamı engelledim. Şişenin içinde belki birkaç damla su kalmıştı. Kalan azıcık suyu yudumladım.

Kadınların SessizliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin