|𝘽𝙤𝙡𝙪𝙢6 - 𝙜𝙤𝙨𝙩𝙚𝙧𝙞

468 31 3
                                    

𝙱𝚊𝚛
𝚂𝚊𝚊𝚝 20:19

"Taehyung'u yolda görmen büyük şans olmuş abi." 

Anna'nın bu hikayeye inanmış olması içimi rahatlatmıştı, dans merkezinden çıktıktan sonra ona tesadüfen rastladığım yalanını bulmak kolay oldu.

Taehyung'un evine uğrayıp ona kısaca duş aldırmıştım, benim evimde yemek yemiş ve o kendini daha iyi hissedene kadar birbirimize sarılıp uyumuştuk. Zaman hızlıydı daha ne olduğunu anlamadan kendimi bir barın önünde bulmam yirmi yaş sınırına uymayan bu iki çocuğun bara girmek için beni kullandığının göstergesiydi.

"Sizi buraya aldırmam karşılığında ne vereceksiniz?"

Anna bana küçük bir hava öpücüğü gönderip arabadan kaçar gibi indi. Gözlerim Taehyung'a kaydığı sırada Anna'nın arabada olmamasını fırsat bilerek beni yakamdan tuttu ve kendine çekip dudaklarını benimkilere alelacele bastırdı.

"Teşekkür ederim aşkım."

Bu ondan duyduğum ilk sevgi sözcüğüydü, yüzüne bakamadan Anna gibi kapıyı açıp arabadan çıktı. Dudağıma bulaşan çilekli yapışkan sıvıyı baş parmağımla silerken gülümsüyordum. Bu çocukla ilgili her şey tatlıydı.

"Hadi bakalım Jeon Jungkook, bizi içeri sok ve geceyi başlat."

___

Üç içki dörde ve dördüncü kadeh kolayca altıya dönüştü, Anna bir kaç tanıdıkla dans pistindeydi, Taehyung yanı başımda ısrarla meyve suyunun içindeki buzları yemeye çalışarak bana inanılmaz tatlı bir manzara sunuyordu. Son anda buzu yere düşürdü ve pes etti.

"Bize bir bardak buz ver." Barmen beni hızla onayladı, bir çift gözün bana baktığını net bir şekilde hissediyordum. "Jungkook, seni birden fazla görmüştüm ama asla böyle düşünceli biri olabileceğini düşünmemiştim." Barmenin hazırladığı buz dolu bardağı ona uzatırken gülümsedim. "Başka ne düşünmemiştin?" Küçük bir buz parçası aldı, ağzının içinde onu çevirerek gözlerini dans pistine dikti.

"Ben.. senin beni sevebileceğini de düşünmezdim."

Ben söylemeden yenilenen içkimin yarısını alıp onun buz dolu bardağına boşalttım, saçmalamaktan korktuğu için alkol almayı reddediyordu ama onun da ara sıra kafasını dağıtmaya ihtiyacı olduğunu biliyordum. Elimde olsa her zaman çakır keyif dolaşmak isterdim, ayık kafayla çekilmeyen şeyler vardı.. "İç, alkol oranı yüksek değil." Beni dinleyip soğuk içkiyi dudaklarının arasından sızdırdı. "Beni sarhoş görseydin muhtemelen bir daha görüşmek istemezdin." Yavaş yavaş uyuşan beynim söylediklerini anlamak için biraz vakit harcadı, yedi kadehin benim için sınır olduğunu o an fark ettim. Gençken on ya da on beş olabiliyordu.

"Sen artık hayatımın bir parçasısın, seni bırakmayacağım."

Bardaktaki buzu bu kez ben aldım, ağzıma değdiği an hal değişimine uğrayan parçayı aniden kendime çekip dudaklarına kapandığım Taehyung'un diline bırakıp geri çekildim. Önce etrafına bakıp bizi izleyen birileri var mı diye kontrol etti ve sonra kulağıma eğilip soğuk nefesiyle fısıldamaya başladı.

"Fantezi dünyanızı merak ediyorum komutan Jeon."

Aynı tonda bende ona fısıldadım...

"Hepsini üzerinde denediğimde merak ettiğine pişman olacaksın."

Sonra bunlar hiç konuşulmamış gibi geri çekildik.

___

"Siktir.."

Pantolonuma tutunan parmakları terden aşağı kayarak onu zor durumda bırakıyordu. Saçlarından tutup başını orada sabitledikten bir kaç saniye sonra öğürerek geri çekilmek istedi ama ona izin vermedim.

"Dilini geri çek bebeğim."

Sözlerime uydu ve dilini yapabildiği kadar geri çekti, ağzı zaten küçücüktü, hem onun dili hem de benim penisim için yeterli yeri yoktu. Başını serbest bıraktığım anda soluklanmak için geri çekildi, arsızca soluduğu hava bacaklarıma değerken bir sigara yaktım.

"Seni tatmin edemiyorum değil mi?"

Sigaramdan çaldığım dumanı yüzüne doğru üfleyip saçlarını okşadım. "Öylece dursan bile beni tatmin edersin, kendini benim gözümden görseydin bilirdin." Gülümsedi ve yüzünü yavru bir kedi gibi bacaklarıma sürttü, gözlerime öyle bir arzuyla bakıyordu ki hemen şimdi burada onu yürüyemeyecek hâle getirmek istememe neden oluyordu. Ya da ben sarhoştum.

"Devam etmek istiyorum."

Sigaramı duvarda söndürdüm, lavabonun kapısı çalarak yoğun ortamı bıçak gibi keserken Taehyung panikle ayağa kalktı. "Yanlış anlayacaklar!" Elini tuttum. "Anlamalılar."

Pantolunumu toplayıp hiçbir şey olmamış gibi kapıyı açtım, karşıdaki çocuğun ben ve Taehyung arasında mekik dokuyan bakışlarına aldırmadan bizi el ele mekanın lavabosundan çıkardım. Taehyung kesinlikle dağılmıştı, az önce becerildim havası bile ona çok yakışıyordu. Her şey gibi..

"Tehlikeli bir adamsın Jungkook."

"Bunu seviyorsun Taehyung."

Gülümsedi, gülümsedim. Anna'yı pistten almaya gidene dek birbirine kenetli duran ellerimiz kesinlikle birbiri için yaratılmıştı.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


kısa bir bölümdü ama hic hic vaktim yok inanın (okuyan iki kisiye ithafen 💗)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


kısa bir bölümdü ama hic hic vaktim yok inanın (okuyan iki kisiye ithafen 💗)

ballet, 𝓽𝓪𝓮𝓴𝓸𝓸𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin