𝙶𝚘̈𝚜𝚝𝚎𝚛𝚒𝚍𝚎𝚗 𝚞̈𝚌 𝚑𝚊𝚏𝚝𝚊 𝚜𝚘𝚗𝚛𝚊
𝙹𝚞𝚗𝚐𝚔𝚘𝚘𝚔'𝚞𝚗 𝚎𝚟𝚒"Seni görmeyeli uzun zaman oldu Min, gelmene sevindim."
Viski bardaklarından birini karşımdaki adama uzatırken gözlerim dostane bir bakışla arkamızda duran iki küçük bedene kaydı, Taehyung tanımadığı herkese karşı takındığı utangaç tavrına bürünmüş öylece beni takip ediyordu. Yoongi'nin evlendiğini duysam bile eşini hiç görme fırsatım olmamıştı ancak şimdi karşımda duran genç adama baktığımda tam da kendine yaraşacak birini bulduğunu anlıyordum.
"Taehyung sen ve Jimin bize biraz müsaade edebilir misiniz?"
Durup Jimin'e kısa bir bakış attıktan sonra tereddütle başını salladı. Giydiği kısa şort ve tişörtüyle zayıf bedeni tam olarak göz önündeydi, Jimin ondan daha keskin bir görünüşe sahip olduğundan ona karşı ön yargısı olduğunu tahmin etmek zor olmadı. Bizi oda da yalnız bıraktıklarında Yoongi hiç beklemeden konuya girdi.
"Ordudan uzaklaştırıldım."
Kaşlarım kendiliğinden çatılırken elimle kanepeyi işaret ettim, bir kaç dakika sonra ikimiz de gerginliğimizden kaynaklı olarak kambur oturuyorduk. "Açılan savaşlarım detaylarını barındıran dosyalar bendeydi, himayem altında olan her şeye nasıl baktığımı bilirsin. Bu kez aylarca onları korudum ama üzerime iftira attılar ve dosyalar bir anda odamdan çalındı."
Ayaklanıp girişte bıraktığı çantayı bana getirdi. "İşte, dosyaların önemini göz önünde bulundurarak birer kopyasını çıkarmıştım. İftira olayından sonra üst rütbeliler ordudan uzaklaştırılmam gerektiğine karar verdi, bende kopyaları ve bir kaç harddiski alıp buraya geldim."
Çantaya kuşkuyla baktım, içinde üç ince dosya, iki harddisk ve bir cd vardı. Yoongi'ye sonsuz güvenirdim, ben dosyaların içindekine güvenmiyordum. "Benden ne istiyorsun Min?" Viskisini hızlıca içti. "Arayacakları ilk ev benimki olur, dosyaları ben aklanana kadar saklamanı istiyorum Jungkook. Ordudan kimin bana çamur attığını öğrerene dek sende kalsınlar." Başımı salladım, ben oradan ayrılalı yıllar oluyordu.. Evim bakacakları son yerdi.
"Jimin biliyor mu?"
İç çekti, "Hayır, tatildeyiz sanıyor." birlikte bahçedeki puflarda oturan ikiliye baktık. Tüm dertlerden uzak, bambaşka bir evrene ait iki melek gibi görünüyorlardı. Özellikle Taehyung'un sadece içten güldüğü anlarda ortaya çıkan kare gülümsemesi kalbimin ritmini değiştiren tek şeydi.
"Bu arada sen ve o çocuk.. erkeklerden hoşlandığını bilmiyordum."
"Bende bilmiyordum." diye mırıldandım. Cinsel yönelimim hakkında düşünmek için fazla kaba saba biriydim. Komutanken oturup acaba erkekleri mi yoksa kızları mı seviyorum diye düşünmeye fırsatım olmamıştı. Tanrı aşkına.. O gün Anna ısrar edip de beni o aptal gösteriye götürmeseydi onu tanıyor olmazdım.
Bir an için bu düşünceden nefret ettim. Üç hafta önce bar tuvaletinde bana hediye ettiği oral seksin sızısı yeniden kasıklarıma tırmandığında gülümseyerek bardağımı masaya bıraktım.
"Nerede kalmayı düşünüyorsunuz, evim yeterince büyük bir alternatif."
Yoongi bir süre eşine baktıktan sonra yoğun bir bakışla bana döndü. "Jimin bunun gerçek bir tatil olduğuna inanmalı, bu yüzden otele gitmeyi planlıyorum ama önce banka hesaplarımdaki paranın bir kısmını nakite çevirmem gerek. Her harcama yaptığımda beni takip etme şansları artıyor." Zekasına hayran kalarak onu onayladım.