14. Bölüm

354 37 11
                                    

    Mirza'dan

   Masamın üzerinde bulunan son dosyayı da inceleyip imzaladım, son zamanlarda sadece rölantide götürdüğüm işler yüzünden piyasa da emek emek var ettiğim adım unutulmaya yüz tutmuştu. Oysa liseden beri, gençliğimi hatta çocukluğumu harcayarak Mirza Aladağ adını piyasaya tırnaklarımla kazımıştım.
  
    Karşımda oturan yıllanmış dostum Önder bu halime hem şaşkın hem de özüme döndüğüm için mutluydu,

    "Bu aldığımız son iki ihale ile piyasada acayip sükse yaptık, dönüşün muhteşem oldu Mirza Aladağ." dedi sonunu alaya vurarak.

   "Bende özlemişim kendi işimi yapmayı, uzaktan bu tadı vermiyor." dedim elimdeki kalemi sümendeki yerine bıraktım.

   "Daha ne kadar burdasın, bu gece kutlamaya gidelim mi?" diye sordu. 

   Koltukta geriye yaslandım,

    "Akşam ucağına bilet aldım dönüyorum." dedim içinde ki sıkıntıyı görmezden gelmeye çalışarak.

   Kaşları havalandı önce dudak büktü,

    "Daha kalırsın sanmıştım."

    "Konağı nasıl bir halde bıraktığımı bilsen bu kadar kaldığıma şaşarsın." deyip kalkıp  askıdan ceketimi aldım.

    "Onu bilmem de yengeden nasıl bu kadar ayrı kaldın esas ona şaşkınım." diyerek günlerdir kaçtığım konuya yine giriş yapmaya çalıştı.

    "Boşa zarf atma Önder konuşmak istemiyorum." dedim onu arkamda bırakıp kapıya yürürken beni takip ediyordu.

    "Mirza, haftasonu olsun Mardin'e gider gelirdin. Sen Ülkü'den ayrı duramazsın ki... Anlat belki bi faydam olur." diyerek samimiyetini saklamadan konuştu.

    "Konuşmak istemiyorum." diye kestirip attım kısadan.

    Sıkıntılı bir nefes alıp verdi,

    "O da sana kırgın belli? Yoksa çıkar gelirdi, o da gelmedi." dediğinde histerikçe güldüm elimde olmadan.

    "İşi var onun çıkıp gelemez." dedim susmayı beceremeyerek.

    Karşımdaki adamın nasıl kurt olduğunu en iyi ben bilirdim yine şaşırtmadı,

    "Oğlum kız doktor bunu bilerek evlendin, şimdi sitem etmeye hakkın yok kusura bakma." diye çıkıştı.

   "Sen hiç Jale'den konuşmak için randevu istedin mi?" diye sordum.

    Kaşları çatıldı bu kez,

    "Abartma oğlum o kadar da değildir yani." dedi inanamayarak.

    "Daha acıklı birşey söyliyim mi? O randevuyu bile veremedi. Sence böyle nereye kadar gider? İşine saygım var, işiyle evli gibi yaşamasına değil!" deyip çıktım odadan. Daha fazla durursam tüm içimdekileri dökecektim ve bunu istemiyorum. Ne olursa olsun bunlar bizim özelimiz ve öyle kalmalı.

     Kırgınlığım beni ilgilendirir...

    Gece geç vakit konağa vardığımda sessiz adımlarla odamıza çıktım, kapıyı araladığım da boş yatakla yüzleştim, nöbette olmalıydı.

   Kısa bir duş alıp yatağa geçtim, örtüyü açtığımda yastığıma kılıf gibi geçirilmiş tişörtümü fark ettim. Gitmeden önce ki gece üzerimde olan Ülkü'nün aldığı bir tişörttü... Dudağımın kenarı burukça kıvrıldı, hep bana sarılıp uyumayınca dinlenemediğini söylerdi. Anlaşılan o ki boşluğum fazlaca hissedilmiş.

Aşk'sa Herşeye Değer... (Hesna'm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin