15.Bölüm

98 13 3
                                    

      Miran'dan

     Ayağım ritmik bir şekilde yere vururken, hastane kokusu dört bir yanıma dolanıp içinde olduğumuz gerçekliği yüzüme vuruyordu. Ben kapıdaydım, Canan içerde...

    Yine ayrı düşmüştük...

   Mirza salladığım bacağıma uzandığında elini dizime koyup,

    "Abi sakin olmalıyız, telaşın kimseye faydası olmaz. Canan da korkmuştur bari sen soğuk kanlı ol." dediğinde haklılığı ile duraksadım. Kollarımı göğsümde birleştirip geriye yaslandım.

    "Ülkü yanında değil mi?" diye sordum.

    "Yanında, bak birazdan çıkıp korkulacak birşey olmadığını söyleyecek görürsün, kaç kere böyle acil aramalar ile yataktan fırlayıp yanlış alarmmış diyerek konağa geri döndü sende biliyorsun." Diyerek beni teselli etmeye çalıştı.

    Yanlış alarm değildi, ters giden birşeyler vardı. Doğuma iki ay olmasına rağmen karnı Narin'in son halinden bile büyüktü. Özellikle bu ay üzerinde farklı bir ağırlık vardı. Ruh halide hiç normal değildi. Bazen çok neşeli hayat dolu, bazen dalıp gitmiş.

    Ülkü'ye sormuştum gizlice 'Hamilelikte normal, kolay şeyler yaşamadınız. Atlatacaktır...' demişti.

    Biraz sonra Mirza'nın dediği gibi Ülkü muayene odasından çıktı, fakat gözlerini itina ile benden kaçırıyordu, yanında ki kendinden yaşça büyük erkek doktorun arkasında kalmayı tercih etti. Şakaları hafifçe kırlaşmış uzun boylu, gözlüklü adam boğazını temizlemek için hafifçe öksürünce bakışlarım onu buldu,

    "Canan hanımın muayenesini yaptık, Ülkü hanım şüphelendiği kitle için benden yardım istedi, onun için burdayım. Benim alanım onkoloji..." Dediğinde gözlerim yorgunca kapandı, içimden bir ip çekip bütün dengemi bozmuşlar gibi sendelediğim de kolumda Mirza'nın eli vardı.

    "Açık konuşmakta her zaman fayda görürüm, Ülkü Hanım'ın rahminde neredeyse bebeği büyüklüğünde bir kitle var. Geçen ayki kontrollerde plesanta ile karışmış yada onun gölgesinde kalmış olacak ki uzman arkadaşım fark etmemiş. Ancak bebekten daha hızlı gelişen ve onun gelişimini de engelleyen bir yapı da olması beni kötü huylu olması konusunda şüphelendirdi." Dedi.

    Nasıl olurdu böyle bir şey her ay düzenli kontrollerine gidiyorduk. Geçen ay doktoru bebeğin gelişimi biraz yavaşlamış, suyu azalmış. Su içmene  dikkat et demişti. Onun dışında da ne muayenede ne tahlillerde sorun yoktu.

    "Şuan nasıl, görebilir miyim?" dedim daha fazla negatiflik duymaya tahammülüm yoktu doğrusu.

    "Şimdi daha iyi ağrı kesici verdik, görebilirsiniz." deyince Ülkü'nün yol göstermesi ile odaya doğru yürüdüm.

   Canan yorgun düşmüş uyuyordu, yanına oturup usul usul saçlarını okşadım, varlığımı fark eder etmez aralandı kirpikleri. Halimi görünce kaşları çatıldı,

    "Korkma Miran iyiyim, bugün biraz yordum kendimi onun için oldu. Dinlenince birşeyim kalmaz." dedi hasta haline rağmen beni teselli etmeye çalışıyordu. Eğilip alnına bastırdım dudaklarımı, göz göze gelmemek için uzun uzun soluklandım kokusunda.

    Yanağıma uzanan eli ile mecbur uzaklaştım biraz,

    "Bak sonra koca bebek deyince alınıyorsun Miran, iki çocuk babası adamsın dirayetli ol bakalım azıcık." diyerek takıldı.

     "Yanına yatayım mı?" dedim söylediklerine kulak asmadan. Yana kaydı hemen,

    "Gel..." derken o da artık ters giden birşeyler olduğunu anlamıştı ama sormadı. Bende soramamıştım doktora, bu dediklerinizin sonu nereye varır diye. Duymayınca olmayacak sanıyor insan... En azından bu gecelik gücüm yoktu.

Aşk'sa Herşeye Değer... (Hesna'm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin