Annemin ölümünden 11 yıl geçmişti ve artık 24 yaşındaydım. Ayrıca komiserliğe yükselmiştim ve bu uzuvları eksik ceset davasıyla ilgilenme görevini ben üstlenmiştim. 11 yıldır kimsenin sorumluluğunu üstlenmeye cesaret edemediği davayı üstlenmem herkesi şaşırtmıştı. Beni asıl şaşırtan ise bu davayı kurcalamaya bunca zamandır kimsenin cesaret edememesiydi. "Ah, kahretsin! Dosyaları incelemek çok sıkıcıymış. Bu cinayetlerin işlendiği belli bir yer var mı?" William gecikmeden sorumu yanıtladı "Evet. Bulunan cesetler şu gölün çevresinde daha yoğun. Hatta ormanın içlerine gidildikçe daha da artıyor." "Peki adli tıptan sonuç geldi mi? 11 yıldır katile ait hiçbir DNA örneğinin bulunamaması sence de fazla garip değil mi?" William biraz düşündükten sonra yanıtladı "Evet garip olduğunu kabul etmeliyim ama belki de profesyonel bir katildir." "Sanmıyorum." diyerek onu şaşırttım. Yüzünü bana çevirip gözlerini gözlerime dikti anlaşılan açıklamamı istiyordu. "Bak William bunu söylersem muhtemelen benim delirdiğimi savunacaksın. Ama benim düşünce özgürlüğüm ve bunu açıkça anlatabilme hakkım var bu yüzden söyleyeceğim. Bana kalırsa katil mutasyon geçirmiş bir insan veya bir uzaylı falan çünkü ben normal bir insanın 11 yıl boyunca insan da dahil olmak üzere yaklaşık 500 canlıyı katledip arkasından hiçbir iz bırakmamasına olanak veremiyorum." William önce yüzümü inceledi ve ardından "Bir dakika sen ciddisin!" diyip sanki ortada komik bir şey varmış gibi kahkahalara boğuldu.Onu ciddiye almadım ve yeni adli tıp raporunu almak için odadan çıktım. Adli tıp salonuna vardığımda herkesin telaşlı olduğunu gördüm. " Julia ne oluyor burada? Neden herkes bu kadar telaşlı?" Julia bana döndü. Gözleri şaşkınlıkla kocaman ayrılmıştı. "Gloria bende tam sana raporu gönderecektim. Çok garip bir sonuca ulaştık Gloria. Senin davan... Şöyle ki 11 yılın ardından katile ait bir DNA bulduk ama bu DNA insan DNA'sı değil. Kahretsin nasıl oluyor bilmiyorum ama katil bir insan değil. Hayvan olmayacağı zaten bariz ama yine de kontrol ettik. Sonuç tahminlerimiz gibi bilinen herhangi bir hayvan DNA'sı da değil. Delirmiş gibi hissediyorum Gloria." Julia'nın dehşetle bakan açık kahverengi gözlerine sakinleştirici bir edayla baktım. Ardından elimi omzuna koydum ve omzunu sıvazladım. "Merak etme bu davayı çözeceğim ve herkes rahat bir nefes alacak."
Korkuyordum. Ben de insandım sonuçta ve bu durum korkunçtu. Ancak bunu dışarıya yansıtamazdım. Güçlü durmak zorundaydım. O eve dağılmış halde gidemezdim ailemi üzmeye hakkım yok. Yükümlü olmamalarına rağmen beni yuvalarına aldılar, koşulsuz sevdiler. Gerçek ailem olsalar dahi yine de onları üzmeye hakkım yoktu. Benim de diğer insanlar gibi kimseyi üzmeye hakkım yok. Kimi kandırıyorum? Benim de dertleşmeye ihtiyacım var. Hadi ama güçlü olmalısın. Daha başı böyle olan bir dava derinleştiğinde ne olacak? Daha başından yıkılırsam dezavantajlı duruma düşerim. Ben güçlü olmak zorundayım. Ne olursa olsun başımı dik tutmalıyım.
Julia'yı sakinleştirdikten sonra ona aklımdaki soruyu yönelttim. "11 yıldır hiçbir DNA örneği bulunamamıştı. Nasıl oldu da şimdi bulundu? Hatta bunun bilmediğimiz bir canlıya ait olması..." Julia'ya baktım. Genç kadının gözlerindeki bakışı anlamlandıramadım ama tahminim kafa karışıklığından kaynaklandığı yönündeydi. "Aslında bu DNA her cesedin üzerinde vardı. Ancak DNA ve kromozom yapısı da çok farklı. Hatta belki bu canlılar bu kalıtsal yapıya farklı bir isim vermiş dahi olabilirler. Bu kalıtsal yapı gerçekten bizim bildiğimiz tüm kalıtsal yapılardan farklı. 11 yıl boyunca keşfedilmemesine şaşmamalı." Kafam karışmıştı. "Anlamadığım bir bölüm var. 11 yıl boyunca bu farklı kalıtsal yapı hiç mi farkedilmemiş?" Julia, yorgun bedenine derin bir nefes hapsetti ve sorumu yanıtladı. "Gloria biz sadece bizden isteneni araştırıyoruz. Bizden genel bir araştırma istenmedi. Sadece DNA eşleşmesi istendi. Aslına bakarsan herkes bu davadan öcüymüş gibi korkuyor. Geçmişte de korktular. Bu yüzden kimse genel bir arama istemedi hatta çok kurcalamamamız emredildi. Kimse de zaten böyle ürkünç bir davanın derinlerine inmek için hevesli değildi. Gloria sana ne oldu böyle? Gerçek Gloria bunun sebebini çoktan çözmüş olurdu. Kendine gel! Bu dava çok tehlikeli. Bu davayı araştırırken çok daha iyi düşünmelisin. Eski haline geri dönemezsen bu özellikle senin için tehlike arz eder. Gloria, bunu iyiliğin için söylüyorum. Lütfen..." Julia başından sonuna kadar haklıydı. Kendime gelmeliydim. "Haklısın. Teşekkürler Julia." Julia'nın dostça bir gülümsemeyle bana uzattığı dosyayı aldım. Soğuk ve cansız karakol koridorlarından geçtikten sonra William'ın her öğleden sonra sigara içmek için kurulduğu pencere kenarına doğru ilerledim. Nefesimi tutup dosyayı ona uzattı. Sanırım hareketim ani olmuş olacak ki irkilerek dosyaya baktı. "Bak bakalım kim haklıymış?" Alaycı bir tavırla dosyayı eline aldı ve sigarasını söndürüp küllüğe bıraktı. Tutuğum nefesimi serbest bıraktım. "Şu zıkkımı içmesen olmuyor mu?" Yüzünü bana çevirdi. "Belki de ciğerlerimi sevmiyorumdur" dedi. Bu dediği beni dehşete düşürse bile belli etmemeye çalıştım ve sakince "Bu da ne demekti şimdi?" dermiş gibi gözlerine baktığımda "Hadi ama sadece şaka yapıyorum." dedi. "Her şakanın altında bir gerçek yatar, William." Son sözümden sonra bir sessizlik oluştu ve William dosyayı inceleme fırsatı buldu. Daha ilk sayfayı bitiremeden dehşete düşmüş gibi bana baktı. "Bu ne demek oluyor? Gloria biz neyin içine düştük böyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüler Geçidi
FantasyKomiser Gloria, bazı uzuvları eksik olan cesetler bulunmasıyla amansız bir davaya atılıyor. Ama bilmediği bir şey var bu dava yalnızca dünya'nın sorunu değil. Bu ilginç dava kanlı ölümle süslenmiş dikenli yollardan geçiyor. Komiser Gloria bu ölümle...