17. B Ö L Ü M

142 20 4
                                    

Şimdi en başa dönelim:
Evim yok, güveneceğim kimse yok, herhangi bir arkadaşım yok, ailem yok, param yok, siktiğim sahte kimlikler hariç bir bok yok.

En sona dönelim:
Emir'e evleneceğim dediğim adam, ki bu düşünceyi aklıma da Beyazıt'ın soktu, beni gayet açık ve kaba bir şekilde kovuyor.

Derin nefes alıp nefes verdim. Beyazıt'a hiçbir cevap vermedim ama gözlerimi kapatıp defalarca derin nefes alıp verdim.

Gözlerimi açıp gülümsedim. Sakin kalmalıyım fevri davranıp batırmamalıyım ki boka batmama rağmen.

"Nasıl gitmeliyim?" Dedim. Hayatım boyunca ses tonum hiç bu kadar yumuşak ve sakin olmamıştı.

"Levlâ gitmen senin için daha iyi olacak."

"Bana neyin iyi neyin kötü olacağına sen mi kara veriyorsun?" Dedim. Sesim gittikçe yükselirken karşımdaki Beyazıt tepkisiz halde beni izliyordu. Yaslandığı yerden doğrulup dirseklerini masaya dayadı.

"Bak Levlâ bana kızacaksın biliyorum-"

"Ne biliyorsun sen? Ne biliyorsun! Hani burada özgürdüm farkındaydın? Hani senin yanında olduğum sürece şöyle olur böyle olmazdı? Ne oldu!" Diye bağırarak yerimden kalktım. Sesimi yükseltmem Beyazıt'ı sinirlendirmişti.

Boynundaki damarların şişmesi kendini zor tuttuğunu gösteriyor ama bu sefer izin vermeyeceğim. Her zaman Beyazıt beni bastırıyor istediğim duyguyu istediğim gibi yaşayamıyorum. Ama bugün öyle bir gün değil.

"Konuşsana!" Diye tekrar bağırdım.

Beyazıt elini masaya sertçe vurarak ayağa kalktı. Çıkan ses irkilmeme neden olmuştu.

"O sesine hakim ol." Dedi dişlerinin arasından.

Yaşadığım şey hayal kırıklığı. Beyazıt'a güvenmiştim beni anlıyor sanıyordum. Burada kalmak benim için sığınaktı. Kimse beni görmüyor ailem beni aptal yerine koyamıyor.

"Beni yarı yolda bıraktın." Dedim sessizce. Beyazıt kaşlarını çatıp

"Ben sana hiçbir şey yapmadım."

"Sana anlattıklarım sayesinde babamı işinden ettin."

"Bunu benim için yapmadın Levlâ. Kendin için yaptın." Sesi yükselince anlamsız gözlerle bakıp

"Kendim için öyle mi?"

"Evet! Eğer tek amacın babanın işine taş koymak olsaydı benimle gelmezdin. Sen o gün benimle geldin ve ilk fırsatta Emir'in yanına gittin." Dedi.

Yine yüzüme fırlattığı gerçekle ne diyeceğimi bilemedim. Haklılığı karşısında sus durumuna düşmek istemediğim için başımı kaldırıp omuzlarımı dikleştirdim.

"Ne yani aklı sıra hedef mi şaşırtıyorsun? Sana faydam dokunmadı hatta kötülük yaptım değil mi?"

"Levlâ. Uzatmayalım. Buradan git."

"Senin için korkusuz güçlü diyorlar bir de. Sen korkaksın." Dedim bağırarak.

"Ne diyorsan de! Sen Doğan Handemirci'nin kızısın. Daha fazla bu dünyada kalamazsın. "

"Tek sorun Doğan'ın kızı olmam mı?"

"Evet! Aklınalmıyor mu ailende lanet var. Handemirci laneti."

"Tamam o zaman değiştireyim soyadımı. Evlen benimle onun bunu kızı olarak değil senin karın olarak kalayım burada." Dedim bir çırpıda.

Esir -40Günah-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin