*1.KISIM* [ 5.BÖLÜM ] [NELER OLDU? BÖLÜM 1]

8.9K 804 209
                                    


Sevgili günlük, ben Donna. Bugün Sacimor Topluluğunda 2.555 günü geride bıraktık. Tam yedi yıl önce bu topluluğun lideri Rickey, beni, Savannah'yı ve topluluktaki on iki kızı kendi topluluklarına getirdi. Ben ve Savannah şanslıydık, çünkü Rickey ile anlaşmış ve köle olarak değil, topluluğun bir üyesi olarak gelmiştik. Ancak on iki kız için durum aynı değildi; ağır işlerde çalıştırılıyorlardı. İlk sene bitmeden üç tanesi buna dayanamadı ve intihar etti. Diğer dokuz tanesi ise toplulukta söz sahibi olan ve zengin statüsündeki insanlara verildi.

Rickey, ilk zamanlar bana karşı aşırı sert ve kabaydı, ama günler ilerledikçe bana karşı nazik ve kibar olmaya başladı. Topluluğun çok uzak bir konumda olduğunu öğrendik. Kanada'nın en güneyinde bir dağın yamacında kuruluydu burası, o yüzden bir daha ne babamı ne de Mustafar'ı görebildim. Ancak umudum, onları bir gün görebilmek üzerineydi. Umudumu asla kaybetmedim.

Bir senenin sonunda artık bu topluluğun bir üyesi olmuştum. Rickey bana aşırı kibar davranıyor ve bana her şeyi anlatıyordu. Ancak ona olan kinimi ve öfkemi asla dindiremiyordum. Dışarıdan bakıldığında çok mutlu olduğum söylenebilirdi, ama içimde fırtınalar kopuyordu. Sevdiğim adamdan beni ayırmış ve ondan uzakta bir dünya kurmama sebep olmuştu. Babamı görememem de bu öfkemi daha fazla arttırıyordu.

İlk işim, ordularının güçlerini öğrenmek üzerine oldu. Zira bu öğreneceğim bilgi ileride işime yarayabilirdi. Ordu içerisinde görevler almak istediğimi belirttiğimde Rickey önce buna karşı çıktı. Sonra ısrarcı olmam ve yeteneklerimin onu etkilemesi sebebiyle orduda bir komutan olarak görev almaya başladım. Kanada'da bulunan küçük topluluklara baskınlar düzenliyor ve onları kendi topluluklarımız haline getiriyorduk. Ancak sonra işler sarpa sarmaya başladı, hem bizim hem de diğer büyük topluluklar için. Bu süreç içerisinde Alexfandora, Kindomassa, Hilhos ve Gamortas topluluklarının yıkıldığını ve binlerce insanın yaratıklar tarafından vahşice katledildiğine tanık olduk. Ne kadar öfkelensek de, ne kadar üzülsek de kendi topluluğumuzu düşünmek zorundaydık. Müdahale edemezdik. Tek yaptığımız, oradan kaçan ve hayatta kalan insanlara topluluğumuzu açmaktı.

Tüm bunları yaparken, ben ordu içerisinde kendimi sevdirmiş ve büyük bir kalabalığı kendi tarafıma çekmeye başlamıştım. Ani bir darbe ile Rickey'i öldürecek ve Sacimorların başına geçecektim. Sekiz yüz kişiden oluşan bir topluluktu, ama bu topluluğun yarısından fazlası yaşlılar, kadınlar ve çocuklardan oluşuyordu. Küçük topluluklardan oluşan bir koalisyon kurmuşlardı ve bu koalisyon yirmi topluluğa kadar genişlemişti. Koalisyonu kabul etmeyen topluluklar ise Sacimorlar tarafından saldırıya uğruyor ve yaşlı, kadın çocuk demeden savaşan herkesi katlediyorlardı. Bizim topluluğumuzun kendi halkını korumak için savaşmaktan çekinmesi sebebiyle Rickey cesaret almıştı. Sonrasında neler oldu biliyorsunuz.

Orduları doksan kişiden oluşuyordu. Taramalı silahları ve ağır silahlarla donatılmış arabaları bulunuyordu. O gün savaşsaydık belki onları orada yok ederdik, ama bedeli ne olurdu? Kaos dolu ortama daha fazla kaos hakim olurdu ve masum insanlar ölürdü. Buna cesaret edemedik, edemedim. Ama şimdi olsa ve o zamanki durumda olsam kesinlikle savaşır ve onları yok ederdim. Seneler geçtikçe öfkem yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı. Rickey'in bana yaptığı jestler ve sürprizler sayesinde onu sevmeye başlamıştım.

Ama kalbim her zaman buruk kalmıştı. Zira aklım her zaman Mustafar'daydı. Siyah saçları, kahverengi gözleri ve o mükemmel gülüşü aklımdan çıkmıyordu. Ona bıraktığım tek şey yanağına kondurduğum öpücük ve ilk günlüğümdü. O beni unutmuştur bence, evlenmiş ve çocuk bile yapmıştır. Belki de elini çekti her şeyden, küçük bir bağ evinde ailesi ile yaşamaya çalışıyordur. Beni unutamamıştır ama hayatına devam etmek istemiştir. Belki kızı olmuştur ve ona benim ismimi vermiştir kim bilebilir ki, belki de ölmüştür. Artık onu görmek hayalden başka bir şey değildir.

Her ne olursa olsun, onu sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Aslında zaman içerisinde Sacimor Topluluğunun ikinci liderliğine yükseldim. Rickey'in bana olan davranışları ve bana olan sevgisi sonucunda ben de ona aşık olmaya başlamıştım. Hayatta kalmak için bu yeni düzene ayak uydurmak zorundaydım. İlk zamanlar çok zor olsa da, zaman her şeyin ilacıydı; yani öyle derlerdi. Gerçekten öyleydi, zamanla bu duruma alışmış ve Sacimorları benimsemiştim. Artık eski benden eser yoktu, zira değişmiştim ve kalbim katılaşmıştı. Bana kızıyor olabilirsiniz ama böyle bir dünyada hayatta kalmak için duygularınızı her zaman yok etmek zorundaydınız. İlk aşkım Mustafar olsa da, yaşamak için ona olan sevgimi kalbime gömmek zorundaydım. Yoksa bu dünya beni yok ederdi.

Ama işler herkes için kötü geçmiyordu. Savannah bu yeni topluluğa kısa sürede ayak uydurmuştu. Yeni bir görevi vardı; topluluğun başhekimi olmuştu. Tüm topluluk sağlık açısından ona mahkumdu ve bu onun hoşuna gidiyordu. Kısa zamanda tanınan ve sevilen birisi olmuştu. Bir adamla tanıştı, ismi Tommy, ve kısa süre içerisinde evlendiler. Dedim ya, yedi sene geçmişti, ne yapacaktı ki başka, eski topluluğa geri dönmeye mi çalışacaktı? İkimiz de yapmadık. Hayatta kalmak için bu yeni yaşama ayak uydurduk.

Şu anda Savannah hamile, çok yakında yeni bir bebek aramıza katılacak. Tabi eski teknoloji yok olduğu için bebeğin cinsiyetini sadece doğduğunda biliyoruz. Her ne olursa olsun, o bebek yaşama tutunmamız için bir sebep oluyor. Çünkü gelecek nesil artık bizim yerimizi alıyor. Neyse, anlatacak çok şey var. Ama her şeyin bir zamanı vardır.

Ben, Sacimorların ikinci lideri, psikopat olmak zorunda kalan ve tüm mutluluğunu içinde saklayan Donna Scoltweld...

Hikayemiz; [1. Bölüm 6. Kısım] [NELER OLDU? BÖLÜM 2] ile devam edecektir.

Z WORLD: KIYAMET'İN SESLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin