9. Bölüm

25 3 3
                                    

Medya: Efe

Arkadaşlar bir önceki bölümün sonuna da eklemiştim. Kötü bir dönemden geçiyorum. Bu kitaba da bana iyi geleceğini düşünerek başladım. Umarım beğeniyorsunuzdur.
_____________________

(Berfu'nun anlatımıyla)
Gözlerimi açtığımda yanımda uyuyan bir Deniz'le karşılaşmıştım. Kendi küçük odamda uyanmaya alıştığım için Deniz'in büyük odasını ve kendisini garipsemiştim.

Şimdi biz sevgili mi olmuştuk? Düşüncesi bile beni mutluluktan çıldırtacak duruma getiriyordu.

Ellerimi yeni çıkmaya başlamış sokaklarında gezdirdim. Yüzünde çapkın bı gümüş oluştu. Öküz adam bı de "uyuyacak mıyız yani" demişti. Beklentiler çok farklı beyfendide anlaşılan o ki.

Ellerimi tuttu ve avuç içimi öptü.

"Günaydın" dedim. Sakince ama içimde fırtınalar kopuyordu. Şu an onu deli gibi öpmek istiyordum.

"Günaydın

Bakışlarım dudaklarına kaydı. Allah'ım neden bu kadar güzel dudakları vardı. Gözlerini yavaş yavaş açtı. Benim bu halimi görünce ufak bı kahkaha attı.

"Ne var. Komik mi?"

"Ya sen her türlü çok tatlısın biliyosun demi. Şaşkınken, sinirliyken, mutluyken, heyecanlıyken... Her halinle cok güzel ve tatlısın."

"Yaaa öyle miyim"

Sıkıca sarıldım. Sanki beni bırakıp gidecekmiş gibi. Daha sonrada bacağımı onun bacaklarının üstüne attım. Ona yapışmıştım resmen.

Sonra gözlerim yine dudaklarına kaydı istemsizce. Bu sefer bacağımın altında bı sertlik hissetmemle irkildim.

Kendimi iyice bastırdım Deniz'e. Onunla oynamayı çok seviyordum. Derin bir nefes verdi.

"Berfu bunu yapmamanı öneririm. Yoksa sonu pek de senin istediğin gibi gitmeyebilir."

"Ha senin hoşuna gider yani"

"Bunu sana göstermek isterim doğrusu" dedi ama der demez üstüme çıktı. Dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımı emmeye başladı. Dilini dudağımın üzerine yerleştirdi. Ve ağzımın içine nefesini verdi. Dudağımı çekti ve dişlerini geçirdi. Dünkünün aksine sert ve tutkulu öpüyordu. Nefesimi tüketene kadar öptü. Geri çekildim. Şaşırmıştı.

"Ders var"

"Siktir git dersi"

"Deniz gitmemiz lazım. Annemin de babamın da bunu onaylayacağını sanmıyorum."

"İyi madem öyle olsun ama bana öpücük borçlusun. Haberin olsun."

Tip bir bakış atıp yattigim yerden doğruldum.

"Ben yanıma kıyafet almadım. "

"Orda yedek kıyafetlerimiz var ya onlardan alırsın"

Nasıl da unutmuştum. Dönemin başında ne olur ne olmaz diye kurstan kıyafet istemişlerdi. Sonuçta çok terliyorduk.

Hazırlandık ve çıktık evden. Arkamdan geliyordu ve bir anda önüme geçti arabanın kapısını açtı. Gülümsedi. Bazen nasıl bu kadar kibar olabiliyor diye düşünüyordum. Çok tatlıydı. Aslında bu sadece bana böyle olan tavrıydı. Onu ben yokken yakaladığımda böyle değildi. Tam asker tipiydi. Asker olacak kapasite vardı.

Ben de onun aksine fazla neşeliydim. Elbette modumun düşük olduğu zamanlara denk gelmezsek. Aslında tam gece insanıydım. Saat 9 u geçtikten sonra moralim düzelirdi. Ama sabahları ağlayacak konumdaydım.

"Annem yakında sizin altınıza taşınacak"

"Peki ya sen?"

"Ben gelmiyorum"

"Neden"

"Çünkü sen bana geliyorsun." Şaşırmıştım. Daha tanışalı 2 ay olmuştu. Buna rağmen içimde çok büyük bir duygu yoğunluğum vardı. Deniz'le birbirimize çok benziyorduk. Ama kafamı karıştıran şuydu. Daha birbirimizi tam tanımıyoruz bile ama buna rağmen beni yanına alacağından bahsediyordu. Konuyu değiştirme gereksinimi duymuştum. Çünkü bunları yüzüne söylersem kırılabilir di.

"Berra ve Efe'yi tanistirmalıyız"

"Katılıyorum. Ama nasıl?"

"Berra'nin numarasını atarım Efe ye"

"Böyle ne kadar ilerleyebilirler. Uzak mesafe ilişkisi kaldırabilir mi Efe bilmiyorum"

"Berrada da durum çok farklı değil. Onu belki bı süreliğine buraya getirebilirim. Mantıklı bak olabilir."

İçeri girdiğimizde Cem hoca tam karşımızda duruyordu. Önce birbirimize sonra da hocamıza baktık.

"Yarın göreve gidiyorsunuz"

"Nee!" Dedik aynı anda. Bu kadar hızlı göreve gitmeyi planlamiyorduk. Şaşırmıştık.

"Yarın sizi evlerinizden alacağız. Sabah 7 de yola çıkılacak. Sınıra gonderiliyorsunuz."

Başımızı salladık. Ama hala şokun etkisindeydik.

"Bugün gidip dinlenin yarın uzun bir gün olacak. Ha bu arada görev en az bir haftalık olur diye düşünüyorum."

****

Deniz beni kendi evine bırakmak istemişti. Ama annemle dünden sonra konusmamistik. Ve iyi bir azar yiyeceğimi biliyordum.

Kapıyı anahtarimla açtım ve içeri girdim. Annem oturma odasındaydi. Eğer selam vermesem kızardı. Versem de azar çekmeye başlardı. Neyse zaten azar yiyeceğim diyerek yanına gittim.

"Günaydın anne"

"Oo evinizin yolunu bulabilmissiniz Berfu hanım."

"Anne aramızda bişey yaşanmadı. Yorgunduk zaten ve gidip uyuduk. "

"Dersin yok mu senin? Niye geldin eve"

"Yarın göreve gidicez. Bundan dolayı dinlenmemi istediler. "

"Bu kadar çabuk mu? Ayrıca biz derken kim kimle?"

"... Deniz'le"

"Berfu cekinmeni gereketircek bir durum yok sadece şu ki daha yeni tanıştınız ve ben onu tanımıyorum bile"

" En yakın zamanda onunla tanistiracagim seni"

Annemle aramızdaki gergin ortam kalkmıştı. Çalan zille kapıya doğru yöneldim. Babam gelmiş olmalıydı. Dün nöbetteydi sonuç olarak. Elimi kapı kulpuna attım ve çevirdim. Başımı kaldırdığımda karşımda sırıtan Deniz'i görmemle bir adım sendeledim. Annem başını aradan uzattı.

" Berfu baban mı geldi"

Ve Deniz'i görmesiyle kaşları çatıldı. Hiç de iyi şeyler olmayacaktı.

_______________
Yazım yanlışları için özür dilerim. Umarım beğenmişsinizdir.

Denizin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin