Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Gözleri gözlerimden bir an ayrılmadan yüzüme bakarken benimse ağzımdan hayal kırıklığımı taşıyan bir nefes çıktı. Dolu gözlerimin onu bir anlığına hazırlıksız yakaladığını gördüm. Gözlerimin önündeki görüntüsü gökyüzünü saran gecenin karanlığında kızıla boyanırken kafamı iki yana salladım, beynim bana oyunlar oynamayı pek bir seviyordu.
Bakışlarım önce yere daha sonra arkamda sessiz bir şekilde bekleyen arkadaşlarıma değdi. "Jeongin." dedim burnumu çekerek. Turuncu saçlının bakışları beni bulurken sağ yanağımda ilerleyen bir yaşı silmiştim. "Beni oraya götürür müsün? Lütfen?" Ondan başka araba süren kimseye güvenememiştim bir anda. Özellikle de Minho'ya.
Bakışları ilk önce yüzümde dolaştı daha sonra arkamda bir yere, büyük ihtimalle Minho'ya, baktı. "T-tamam." dedi sonra tekrar bana döndüğünde.
Başımı onaylarca sallayıp derin bir nefes verdikten sonra ilerleyen bedenini takip ettim, Minho'nun yüzüne bir kez bile bakmadım. Ancak o beni kolumdan tutarak durdurdu.
"Jisung." dediğinde ağlama isteğimi bastırmadım. Jungwoo'ya bir şey olursa hem onu hem de kendimi asla affetmezdim. "Bırak, Minho." dedim. İkiletmedi, kolumu yavaşça bıraktı. Ben de koşarak arabasına binen Jeongin'i takip ettim.
"Ben de geliyorum." dedi Seungmin arkamdan. O da herkes gibi şok olmuştu eminim. Birlikte pistten uzaklaştığımızda ağlamam daha da şiddetlendi. "Jisung sakin ol." Seungmin omzumu sıvazladı. "Seungmin." dedim, sesim o kadar çaresiz çıkmıştı ki bir an için kendim bile şaşırdım.
"Merak etme." dedi o sırada Jeongin. Ön camdan ambulansın yanıp sönen ışıkları gözüküyordu, bu da demek oluyordu ki yaklaşmıştık. "Minho hyung asidir ama birini öldürmez."
"Teşekkürler." dedim gözlerimi devirirken. "İçime su serptin." Dalga geçtiğimi anlayarak güldü ve sonunda vardığımızda arabayı sağa çekti. Hemen aşağı indim, gözlerim ilk önce gerçekten de yolun neredeyse yarısına yıkılan betona ve altında ezilen lacivert arabaya değdi.
"Jungwoo!" diye bağırdım. Bakışlarım daha sonra ambulansın açık arka kapılarının ortasında oturan bedeni buldu. Gözlerimiz birleştiğinde öyle derin bir nefes aldım ki ciğerlerim sanki az önce çalışmıyor gibiydi. Yanına koştum, ellerimi yüzüne çıkarıp yaralarını kontrol ettim. "İyi misin?" diye sordum sonra.
"İyiyim." dedi gülerken. Daha sonra buna hemen pişman olmuş ve elini acıyan yanağına bastırmıştı. Gözleri bir anlığına arkamda bir yere kaydı daha sonra sol elini kaldırıp yüzündeki bileğime sardı. "Benim için bu kadar endişelendin mi cidden?" diye sorduğunda ellerimi çekmek istedim ama izin vermedi. Sorusu beynimde bir yerleri meşgul etti. Endişelenmiştim, iyi olduğunu görünce rahatlamıştım, bir şey oldu diye çok korkmuştum. Ama bunlar onun için miydi? Yoksa ona bunu yaptığı için Minho'nun başına gelecekler için miydi?
Bir tarafım itiraf etmek istemese de, her ne kadar geçmişte çok acı çektirmiş olsa da onun için de endişelenmiştim tabii ki. Birlikte geçirdiğimiz üç koca yılı çöpe atacak değildim sonuçta. Yine de endişelerimin büyük bir kısmının sözlerime yansımasına engel olamadım.
"Minho'dan şikayetçi olacak mısın?" diye sorduğumda güldü. "Ah, o şerefsiz." dedi tekrar arkama bakarken. "Onu hapislerde çürüteceğim."
"Çok korktum." Bir anda yanıma gelen ve elimi tutarak Jungwoo'nun yüzünden uzaklaştıran beden gülerek söylediğinde ben daha çok sinirleniyordum. Bir de yüzsüz gibi gelmiş ve elimi tutmuştu.
Elimi çektim sertçe. Bununla birlikte beni bıraktı ve Jungwoo'nun yüzüne doğru eğildi. "Fena yaralanmışsın. Geçmiş olsun." dedi.
"Dalga mi geçiyorsun lan!" Jungwoo sinirle ayaklandığında yalpalaması beni korkuttu ve hemen koluna tutundum. "Jungwoo." dedim uyarırcasına. Minho'nun yüzüne ise bakamıyordum, korkuyordum. Yüzünde en ufak acımadan eksik bir ifade görmekten, kendine o çok güvenen gülüşünün yüzünde olmasından, en çok da kendimi kararan göz bebeklerinde Jungwoo'nun yanında görmekten korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Speed to Race// Minsung
Fanfiction"Ellerimin altında böyle titremen çok hoşuma gidiyor Jisung." "Kes sesini. Ben senin öyle hiçbir şeymiş gibi kontrol edebileceğin arabalarından değilim." Sesimdeki sertliğe zıt bir şekilde hemen bir nefes uzağımda olan dudakları hissetmek için gözüm...