🏁Ten dokunur ruh denene

2.4K 447 421
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

"Ah yine pek iyi değildim sanırım." Felix, alttan bakışlarını omzundaki kolun sahibine çıkarıp söylediğinde Changbin kafasını iki yana salladı. "Üçüncü denemene göre gayet iyiydin Felix."

"Gerçekten mi? Üzülmeyeyim diye yalan söylemiyorsun değil mi?"

Changbin kafasını tekrar iki yana salladı. "Gerçekten." dedi samimi bir şekilde gülümseyip. Birlikte garaja girdiklerinde Seungmin ayaklanıp Felix'i alkışlamıştı. "Minho'yu sen yeneceksin Felix. Ben inanıyorum." dedi onunla beşlik çakıp tekrar eski yerine yerleşirken. Bense bacaklarımı kendime çekmiş öylece oturuyordum. Son yaşananlardan sonra Minho'nun yüzüne bile bakamaz olmuştum. Ondan kaçabildiğim kadar kaçıyordum. Yalnızca adını duyduğumda bile aklıma sürekli o öpücük geliyordu. Ve bu hiç iyi değildi. Hem de hiç.

"Kafayı yiyorum sanırım." Kendi kendime mırıldanıp başımı dizlerime sardığım kollarıma yasladım. Tam o sırada garaja gürültüyle bir araba giriş yapmıştı. Lastiklerinden çıkan fren sesiyle park edip içindeki beden aşağı indiğinde ben de kafamı kaldırarak içten içe bilsem de kimin geldiğini kontrol ettim.

Minho, arabanın anahtarlarını Changbin'e fırlattıktan sonra derin bir nefes verdi ve baş parmağıyla arkadaki arabayı işaret etti. "Arka sağda ufak bir göçme oluverdi." Öyle rahat söylemişti ki bunu. Ben bile o an daha çok korkmuştum sanırım. Neyse ki çok bir şey gözükmüyordu demek ki hızlı gitmediği bir anda olmuştu. Çok şükür ki öyle olmuştu yoksa bu kadar rahat konuşamazdı zaten.

"Neeeee! Hayırrr!!! Benim güzel Civic'im!" Ryujin hızla hasara bakmak için ağlamaklı seslerle yere çöktü. Arabaya sarılarak onu iyileştireceğine dair saçma sözlerde bulunurken Changbin anahtarları havada yakalayıp arkadaşının önüne yürümüştü. "Ne? Bir dakika bu yüzünün hali ne?" Gerçekten mükemmel ve tam yerinde bir soru olduğu için içimden onu tebrik ettim. Harbiden bu yüzünün hali neydi?

Changbin, elini kaldırıp onun kaşında ve dudağının yan tarafında kanayan yaraya dokunacaktı ki Minho onu engelledi. "Sen bir de diğer adamı gör, haha-ah." Tam gülecekken dudağının kenarında acıyan yara yüzünden gülüşü yarım kalmıştı. Salak herif, hala gülüyordu ya.

"Yine mi kavga ettin?" O sırada garaja giren Chan ellerindeki motor yağını silerken söylemişti. Burada geçirdiğim vakitler sonucu öğrendiğim bir bilgiye göre kendi arabasıyla hep kendi ilgilenirdi, başkasının dokunmasına izin vermiyordu. Elinden her işin gelmesine ister istemez hayran oluyordunuz.

"Arkadan vurdu, suçunu kabul etmedi." Minho omuzlarını silkti. "Vay orospu çocuğu!" Ryujin sinirle bağırdı. Bunun üzerine Chan kafasını iki yana sallarken Seungmin çoktan onun yanında bitmişti bile. Gerçekten bu kadar özgüvenli olmasına bayılıyordum. Resmen Chan'la çıkmaya bile başlamış olabilirlerdi. Üzerinde sadece siyah bir atlet ve eşofmanla öylece gülen Chan'a sırnaşıp göz kırptı. "İşin bitti mi?" diye sorduğunda karşılığında aldığı baş sallamasıyla havalara uçacaktı neredeyse. Kolundan tutup onu götürürken Chan da alt dudağını ısırmış ve Minho'ya dönüp "Kendin hallet o halde." demişti.

Bununla birlikte Minho'nun bakışları sandalyede oldukça küçülen bedenimi buldu. Bunu beklemediğim için bakışlarımı kaçırınca birkaç adımda yanıma geldi. Görmesem bile sırıttığını biliyordum ve neden bana doğru gelmişti ki şimdi? "Önemli değil, benim doktorum burada zaten. Değil mi?" Oturduğum sandalyenin hemen dibine çöktüğünde bakışlarım zor da olsa suratını bulmuştu sonunda. "Ne diyorsun?" Kaşlarımı çatıp söyledim. Yüzündeki bilmiş gülümseme bununla birlikte büyürken iyice dizlerime sarıldım. Onunla ilgilenmeyecektim tabii ki! Bana neydi ki zaten?

Speed to Race// MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin