🏁You're the fire, I'm gasoline.

2.7K 492 461
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

"Felix, ne olur geri gidelim. Bak hadi lütfen!"

Beni kolumdan tutmuş, ilerideki bir gruba doğru sürükleyen arkadaşıma yalvarıyordum resmen. Buraya ayak bastığımızdan beri hiç iyi hissetmiyordum. Hadi ama, hayatımdaki en ufak heyecandan bile kaçardım ben. Tek bildiğim ders çalışmak, kendi ufak arkadaş grubumla takılmaktı. Ne anlardım araba sürmekten? Yarış yapmaktan? Sigaranın kokusundan bile nefret ederken şimdi sanki sigara ve birayla dolu bir havuza atlamış gibi hissediyordum. Bir anlık boşluğuma gelmiş, arkadaşımın yalvarmalarına dayanamamıştım ama şimdiden bin pişmandım. Hemen şimdi eve gitmek için sol böbreğimi bile verirdim.

"Jisung lütfen, sadece akşamları birkaç saat benimle duracaksın. Kimse senden yarış yapmanı istemiyor."

"Yine de..." Felix'e karşı mırıldanıp arkadaşımın koluna daha çok yapıştığımda Felix sonunda istediği yere varmış olmalıydı ki aniden durdu. Onunla birlikte mecburen ben de durduğumda yüzümü inceleyen yabancı bakışları sindirmeye çalışıyordum. "Bu Changbin, arabalarla ilgileniyor. Changbin, arkadaşım Jisung'la tanış."

Siyah saçlı genç, elindeki motor yağı bulaşmış eldivenlerini çıkarıp siyah tulumunun cebine sıkıştırdı ve elini bana doğru uzattı. El mecbur hafif bir gülümsemeyle sıkmıştım elini. Felix'in dün gece anlattıklarına göre en sevdiği bu çocuktu. Dakikalar içinde gösterdiği kibarlıktan bunun nedenini anlıyordum. İkisi Changbin'le bir diyaloğa başladıklarında arkalarından gelen alaycı sesle ikisi de arkalarına dönmüştü.

"Bir çömez daha mı?" Oldukça havalı görünen iki kişi garaja giriş yaptığında bu alaylı sesin sahibi olan kırmızı saçlı çocuk şimdiden sinirlerimi bozdu, kaşlarımı çattım ve cevap vermek üzere dudaklarımı araladım ancak kırmızı saçlı konuşmama izin vermeden devam etti. "Hiç araba sürebilecek gibi durmuyor halbuki."

"Sürebilirim bir kere." Dayanamadan cevap verdiğimde onun yanındaki siyah saçlı olan  hiçbir şey söylemeden bana kısa bir bakış attı. Göz göze geldiğimizde ise kollarımı göğsümde birleştirdim. Kafasından neler geçtiğini bilmek istedim o an çünkü gözlerime olan bakışları tüylerimi diken diken etmişti.

"Hyunjin." Changbin arkadaşını uyarırken siyah saçlı ise bakışlarını benimkinden ayırıp onun attığı anahtarları havada yakaladı. "Sağ ol Changbin." dedi sadece arabasına yerleşirken. Felix hayranlıkla onu izliyordu, bense o sırada fark etmiştim arabanın ne kadar güzel olduğunu. Dehşet pahalı gözüküyordu, fiyatını duymak bile istemiyordum çünkü dudak uçuklatacağı kesindi ve ben dudaklarımı seviyordum. İstemsizce önce farları yanan, çalışan arabayı daha sonra içinde oturan sahibini inceledim. Gerçekten yakışıklıydı, keskin çenesi, yüzünde bulunan ufak yara izleri, dağınık saçları, üzerine giydiği lacivert yarışçı ceketi, direksiyonu usta olduğu her yerinden belli olan tutuşu...

Ben bunları incelemeye dalmışken Hyunjin güldü. "Şanslı gününüzdesiniz. Minho hyung şimdi yarışacak."

O dışarı çıkarken Felix yerinde birkaç kez zıplamış ve beni kolumdan tutup garajdan çıkarmıştı. "Bunu görmen lazım." dediğinde istemsizce yutkundum. Az önceki bakışmamızın etkisinden çıkabilmiş değildim zaten. Tek bir bakışıyla beni bu kadar etkilemesi inanılmazdı. Bu istemsizce sinirlerimi bozduğunda kendime onun dehşet yakışıklı olduğunu hatırlattım. Sadece görünüşü yüzünden etkilenen, daha önce hiç ilişkisi olmayan ergen Jisung'u suçladım.

Beraber piste indiğimizde ağzım bir karış açılmıştı. Çok gürültülüydü. Sarhoş adamların asılmaya çalıştığı kızlar, çoktan bahislerini yatırıp tezahürata başlayan adamlar, kimin kazanacağına dair kavga edenler, içki şişelerinin birbirine çarpma sesi derken bir de başlama çizgisinde bekleyen dehşet pahalı arabaların birer canavarmışçasına çıkardıkları sesler karışıyordu havaya. Merakla parmak uçlarıma çıkıp kalabalığın arasından Minho'yu ve rakibini görmeye çalıştım. O sırada topuklarının en az on santim olduğunu düşündüğüm mini elbiseli bir kız elinde iki bayrakla arabaların ortasına geçmişti. Alkışlar ve tezahüratlar artarken kızın Minho'ya gülümsemesi gözümden kaçmadı.

Speed to Race// MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin