Bölüm 7

66 5 0
                                    

Bu hikayede bulunmasını en istemediğim o iki kişi: Tanrıçalar karşımdaydı. Ve her zamanki o sinsi gülümsemeleriyle halkı seyrediyorlardı. Onlara baktığımı hissetmişler gibi yüzlerini bana doğru çevirdiler.

Kalbim göğsümde hiç olmadığı kadar hızlı atmağa başladı. Korkuyordum. Çünkü biliyordum, gelişlerinin bir amacı vardı: Beni mahvedecek bir amaç.

Benimle birlikte diğer lord ve varislerin de yüzleri tanrıçalara doğru dönmüştü. 

- Bunların burada ne işi var?- diye ilk konuşan Arın oldu. Sinirle solduğu her halinden belliydi- Düeollolara böyle katılamazlar!

Arın tanrıçalara karşı bir savaş ilan etmişti. Ve şimdi bu iki kadının ukala bir tavırla en önemli günlerden birinde krallığımız sınırlarına iniş yapmış olması onu delirtiyordu. Fakat o sinirden bu haldeyken, ben korkudan aklımı kaçırmak üzereydim.

Tanrıçalar bu bakışmayı daha fazla uzatmayıp konuşmağa başladığında titremelerim iyice artmıştı. Ve artık bunu birisinden saklamak gibi bir düşüncem yoktu, çünkü biliyordum, birazdan her şeyimi: Elementale geldiğimden beri kazanmak için çok çabaladığım o saygımı, hayata geri döndürdüğüm lordumun sevgisini, kendi kanımla uyandırdığım halkımın sadakatini kaybedecektim.

- Sevgili Su halkı, lordu ve varisi- son kelimeyi gözlerimin içine bakarak özel bir vurguyla söylemesi kimsenin dikkatinden kaçmamıştı- Ugün'ün sözlerini ise Ceni devam ettirdi:

- Ve de diğer lord ve varisler, hepinize merhaba. 

- Bu gün burada olmamızın sebebi...

- Sizlere bu gün tekrardan seçimini kutladığınız varisinizle ilgili bir kaç bilgi vermek- diye Ceni cümleyi tamamladı.

Bütün gözlerin üzerime çevrilmesini umursamadan "hayır" diye fısıldayıp başımı iki yana salladım.

Hayır, söylemeyin Gelanın kızı olduğumu.

Hayır, söylemeyin tanrıça kızı olduğumu.

Söylemeyin lanetli, günah olduğumu.

Bilmesinler suyun en büyük felaketi olduğumu.

Ben de bilmiyordum ki, bilsem bu hayata göz açar mıydım ben?

İster miydim doğuşumun kaç cana bedel olmasını?

Dilemez miydim kurtarılmak için kaçırıldığım o dünyada

Suya ilk girdiğim anda boğulmayı?

Bütün gözler tekrar tanrıçalara çevrildiğinde gözlerini hala üzerimde hissettiğim tek kişi ikiz alevimdi. Benimse kafamı yerden kaldırmağa yüzüm yoktu.

Dokunurmuş, hiç bir suçun olmadığı halde suçlu olmak. Bu insanda da böyleymiş, alfinde de, diğer canlılarda da.

- Gördüğümüz kadarıyla Su halkı ve krallığı 100 yıl önceki felaketin hasarlarını tamir etmeğe başlamış. Hoş, o zaman ortada tamir edilecek bir şey bile kalmamıştı ya.

Bunun üzerine sinirine hakim olamayan Arın onlara doğru yürüyeceği zaman onu hiç beklemediğim bir kişi durdurdu:

Sabahtan beri asla konuşmayan, ortamı sessizce izlemekten başka hiçbir şey yapmayan Ayzer Arını kolundan tutarak karşısına geçti:

- Bekle- dedi, o sakinleştirici ses tonuyla - önemli bir şey olabilir - Bunun üzerine hayal kırıklığıyla dolmuş gözlerimi onun yüzüne çevirdim. Gerçekten, hiç mi tanımamıştı bunca yıllık arkadaşını? Görmüyor muydu tanrıçaların anlatacaklarından rahatsız olduğu mu?

HGOİ 4 FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin