Kali ve Lalanın eşliğinde ilk düelloma doğru ilerliyordum. Her ne kadar soğukkanlı olmamı ve heyecanlanmamamı söyleseler de, sanki halkımın karşısına ilk kez çıkacak gibi hissediyordum. Yüzümde ciddiyetimi korusam da, kalbimin sesini duymamalarına umut ediyordum. Prensip olarak Arın bana eşlik edemezdi, çünkü her ne kadar düellolar boyunca bile krallığımın varisi olarak kalmağa devam etsem bile, diğer adaylarla aynı şartları bölüştüğümü ve de lordum tarafından diğer adaylar ve ben arasında fark koyulmadığını ısbat etmek için Arın beni diğer adaylarla birlikte karşılayacaktı. Hal-hazırda krallığımız bulunmadığı ve mağaralarda yaşadığımız için meydanda değil, şelalenin başında toplanacaktık. Benim ilk kez halkıma takdim edildiğim o şelalenin başında. Ve 2-ci sefer aynı yerde halkım tarafından varis olarak kabul edilebilmeği diliyordum.
Şelalenin başına doğru kalkan yokuşa vardığımızda alkış sesi yükseldi. Kali ve Lala aşağıda durup alkışlayanlara eşlik ederken yokuşu tırmandım ve halkımı seyretmeğe başladım. İçim ister-istemez gurur hissiyle dolup-taşarken elimi adeta bir prenses edasıyla kaldırıp halkımı selamladım. Sonuçta aday bile olsam, onların varisiydim. Bu sırada şelalenin başıyla aynı hizada olan başka bir kayalıkta Sina ve Sonayı gördüm. Sina onu gördüğümde başını hafifçe eyip selamını iletti. Sonaysa sanki dünyada karşılaştığım bir arkadaşımmış gibi çok rahat bir şekilde elini kaldırıp sallayarak bana selam gönderdi. Onun bu halini görünce ister-istemez gülümseyerek ben de kafamı hafifçe eğip selamlarını kabul ettim. Ateş Lordu ve Toprak varisi ortalıkta gözükmüyordu, şaşırmamıştım, doğrusu. Fakat beni geren Arının ortalıkta gözükmemesiydi. Ayrıca yanımda başka adaylar da yoktu. Tek başımaydım ve bu beni geriyordu. Diğer adaylar neredeydi? Yoksa, gerçekten de Kalinin dediği gibi...
Heyecanım daha da arttı. Sanırım, ben su varisliği için tek adaydım ve otomatik olarak bütün yarışlardan azat ediliyordum. Ve aynı şelalenin başında ikinci kez resmi olarak su varisi oluyordum.
O an yanıma biri bedenledi. Burnuma dolan deniz tuzu kokusuyla yüzümü dönüp kimin geldiğine bakmağa ihtiyaç bile duymadım. Lordumla halkımı izlemeğe devam ettim.
" Senden daha azını beklemezdim, Nova"- dedi Arın kulağıma doğru fısıldayarak.- "Düelloları başlamadan bitirdin. Bu da halkımızda kimsenin sana karşı olmadığını, kimsenin senin yerine geçmek istemediğini gösterir. Ben bile düellolara katılmak zorunda kalmıştım. Kıskanmadım diyemem, doğrusu."
Yüzümü ona doğru döndüğümde bana gülümseyerek ve gururla bakan yüzünü uzun zaman sonra tekrar görmek kendimi iyi hissettirmişti. Yüzümü tekrar halka doğru döndüm ve artık su varisi adayı olarak değil, 2-ci kez su varisi olmuş Nova olarak konuşmağa başladım.
- Sevgili halkım- konuşmağa başlamamla bütün sesler kesildi. Omuzlarımı dikleştirip konuşmama devam ettim - Bu gün buraya su varisi yarışları için toplanmış bulunmaktayız. Fakat sizlerin lordunuz ve varisinize karşı yüksek sadakatinizden dolayı, gördüğünüz gibi, tek aday benim. Bana olan inancınız ve güveninizden dolayı size teşekkürlerimi sunar, düelloların daha başlamadan bittiğini ve karşınıza tekrar varisiniz olarak çıktığımı belirtmek isterim.
Konuşmam mutluluk nidaları ve alkış sesleriyle bölündüğünde bir süre onların tekrar sessizleşmesini bekledim ve bu diyarda uzun süre beklediğim bana olan sevginin tadını çıkardım. Yüzümde beliren gülümsemeyi saklama gereği duymadım.
Fakat o sırada gözüm karşımdaki kayalıklardan birinde duran Ayzer ve Darene çarptı. Yüzümdeki gülümseme solarken sanki yanlış bir şey yapıyormuş hissiyatına kapıldım. Ayzer hareketsiz durmağa devam ederken, Daren onları farkettiğimde ellerini yavaşça bir-birini çarparak beni alkışlamağa başladı. Yüzündeyse alkışmasına ters olarak büyük bir ciddiyyet vardı. Bana hayal kırıklığıyla baktı diyemem, ama sanki onu hayal kırıklığına uğratmağa devam ediyormuşum ve buna hiç şaşırmıyormuş gibi baktı diyebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HGOİ 4 FANFICTION
FanfictionBu, Deliler ve Cellatların devamı sayılabilecek bir fanfictiondır. Hikaye gerçeği yansıtmamaktadır. Sadece Kabalın okuyucusuna ait bir kurgudur. Ve 4-cü kitapla ilgili en güçlü teoriler üzerine yazılmıştır.