Bölüm 4

87 4 0
                                    

İkiz alevi bağının kopmasından ve Arına ether olduğumu söylememden 1 haftadan fazla geçmişti. Bu sürede lord ve varis olmak için düellolar başlamış ve Hava ve Toprak krallığı ilk yarışlarını gerçekleştirmişti. Düelloların güç ya da akıl üzerine olmasını bekliyordum. Ama ilk yarış irade üzerineydi. Sina, Sonay, Ayzer ve Daren yarışlara katılmıştı. 1 gün boyunca hiçbir şey yememiş ve ardından öteki gün karşılarına çeşit-çeşit yemekler dizilmiş ve 1 gün boyunca da böyle aç kalmıştılar. Hiçbiri o yemeklere çok isteseler de, ellerini uzatmamıştı. Taktir etmiştim doğrusu, acaba ben de yemek konusunda bu kadar iradeli davrana bilecek miydim?

Her bir lord ve varis bir-birilerine destek olmamak için ayrı-ayrılıkta sınava tabi tutulmuştular. Elbette, kendi krallıklarından rakipleri olmuştu. Ama kimse doğuştan lord ve varis olmuş birini kolay-kolay geçemezdi. Çoğu kişi yemeği gördüğü gibi düellodan çekilmişti.

Şimdi sıra Ateş ve Su krallığındaydı. Daren Elementalin ilk melez lordu olduğu için 2 kez mi düelloya girecek diye sorgulamıştık. Fakat çok "sevgili" tanrıçalarımız Darenin Ateş krallığındaki rakipleriyle de yarışmalı olduğunu söylemiş ve böylelikle Daren toplamda 4 gün aç kalmıştı. Ben olsam, aynı eziyyeti 2 defa çekmeğe katlanamazdım.

Şimdi sıra Ateş varisi adaylarındaydı. Ariana hayatını kaybettiği için varissiz kalan krallık için büyük, fakat benim için korkutucu bir gündü. Adaylar arasında listenin en yukarısını Prenses Fiana, yani Darenin eski sevgilisi çekiyordu. Ve beni en çok korkutan da buydu. Arianın zamanında benimle ikiz alevi bağı olduğu için istese de, istemese de bu bağa lord ve varis bağından daha çok çekildiğini biliyordum. Fakat uzun bir süredir Ateş krallığında kalan, savaşta Ateş lordunun müttefiki olan ve bir de üstüne Darenin eski sevgilisi olan bir aday ve artık Darenin ikiz alevi gibi çok güçlü bir bağının olmaması...

İşte buna karşı hiçbir şansım olamazdı. O yüzden, en azından başka bir adayın kazanmasını istiyordum. Darenin bir şey hissetmeyeceği bir varis...

Adaylar bir odaya kapatılıyor ve 2 gün boyunca kimseyle konuşturulmuyorlardı. Yani, izleme imkanımız da yoktu. O yüzden sonucu sadece 2 gün sonra öyrenebilirdik. Ve bu 2 günü diken üzerinde geçireceğimden emindim.

Bu gün adayların odaya kapatılacağı, yani daha ilk gündü. Fakat öncesinde adayları tanıtmak için Ateş krallığı meydanına toplayacaklardı. Normalde sadece  Ateş krallığı halkı bunu seyredebilirdi. Fakat lord ve varislerin ayrıcalıkları vardı. Sina ve Sonayın da Ateş krallığını ziyaret edeceklerini öyrenince, ben de adayları görebilmek için Arını ikna etmiştim. Zaten bağ koptuğundan ve benim Atlantisin kapılarını açabilme şansımı kaybettiğimizden beri benimle pek konuşmuyor, soğuk davranıyordu. O yüzden söz dalaşına girmeden teklifimi kabul etmişti. Buna üzülse miydim, yoksa sevinse miydim bilemiyorum. Tek bildiğim, kendi canım bile bu kadar yanıyorken bu davranışları haketmediğimdi.

Tek umudum, 5-ci element olduğum için belki kapıları açabileceğimdi. Fakat diyarda şimdiye kadar boşluk elementi olmadığı için haliyle pek bir bilgi de yoktu. Ve bulmak da uzun sürecekti. Ve bizim sadece düellolar sonuna kadar zamanımız vardı. Düellolardan sonraysa Ateş krallığı ve müttefiklerine karşı savaşımız başlayacaktı. Ve Arın bu savaşı kaybederse, olacakları kestiremiyordum.

Hava krallığı ve Arınla ben, Ateş krallığına gidecektik, fakat Ayzerden bir haber duymamıştım.

Ateş krallığına bedenlediğimizde is ve kül kokusu burnumu doldurdu. Garip, ilk zamanlar bu koku ve kül beni rahatsız etse de, artık alışmıştım. Ve o kadar da kötü gelmiyordu gözüme.               Bizi Daren karşıladı. Son bir haftadır durdurmağa çalıştığım titremelerim onu gördüğüm an yine başladı ve gözlerimin istemsizce dolduğunu görmesin diye başımı yanardağların olduğu tarafa çevirdim. Eskiden sönmüş olan bu vulkanlar, Lilithin gelişiyle mi, yoksa bir hafta önce Daren ve benim birleşmemin ortaya çıkardığı güçle mi bilemem, artık patlamak üzere gibi görünüyor, fokurduyorlardı. Bunu tabii ki ona soramazdım. Tireyen elimi dışardan gözükmesin diye bir leydiye yakışmasa da, binici pantolonumun cibine yerleştirdim. Gece yarısı Lordunun bana bakmasını, gözlerinde bana karşı olan o eski duyguyu görmeyi o kadar çok istiyordum ki. Fakat o hepimizi sadece başıyla hafif selamlamakla yetindi. Ve bu sefer de ilk zamanlarda olduğu gibi, sadece bana karşı olan duygularını gizliyor olmasını diledim.

Ama demiştim ya, yıldızların dilekleri gerçek olmaz.

- Hoş geldiniz, adaylar bir azdan meydana çağırılacak, siz de geçebilirsiniz- dedi ve bir daha da bize bakmadan yüzünü dönüp gitti.

- Bu da neydi şimdi? Bir de bana küstah derler-diye mızmızlandım. Halbuki ben onunla konuşmağı o kadar çok istiyordum ki...

- Savaş geliyor, Nova. Yakında bizimle karşı-karşıya gelecek. O yüzden istese de, pek samimi olamaz. - diye Arın sakince cevapladı beni. Ve sanki bazı şeyleri artık görmemi istiyormuş gibi.

- İyi de, savaşı Su krallığı, yani bizimle. Sina ve Sonaya niye böyle soğuk davranıyor?- diye fısıltıyla sordum.

- Hava krallığı Ateş Lordu ve müttefikleriyle taht için savaşmayacak, evet. Ama bu savaşta onları desteklemeyecek de. Sana göre her kesin bir-birini güleryüz göstermesi çok güzel bir şey Nova. Belki de gerçekten de öyledir. Ama böyle bir dönemde değil, savaş zamanında değil. Otorite ve ciddiyyetin daha önemli olduğu bir zamandayız. Ve sen de her kese karşı bu kadar duyarlı ve sevecen olma. Bir varis kendi halkı için savaşır, yönetir. Duygularının esiri olamaz, olmamalı.-Sakin sesle konuşsa da, sesindeki ciddiyyet bir öğretmen edası yaratıyordu. İçimden yine sadakatsizlerde geçirdiğim zamanı düşünmeden edemedim. Oysa ne kadar da mutlu ve bir-birine karşı nazikti her kes. Hiçbir savaşın aralarındakı sevgi bağına etki etmediği bir halk... Böyle bir halkın varisi olmak için ne yapmam gerekiyordu?

Bu düşünceler meydana vardığımızda ve adayları gördüğümde zihnimi terk etti. Hatta, öyle bir andaydım ki, ruhum bile bedenimi terk etti. Adaylar oradaydı, evet. Prenses Fiana da her zaman giydiği süslü elbiselerin aksine rahat bir pantolon ve gömlekle oradaydı, evet. Fakat bana her şeyden fazla etki eden meydanda Ayzerin de olmasıydı. Fakat biz lord ve varislerin yanında değil, adayların arasında duruyordu.

Ve evet, hala en yakın arkadaşım olarak gördüğüm kişi Darenin Ateş varisi olabilmek için adayların arasında duruyor ve inatla gözlerimin içine bakıyordu...

HGOİ 4 FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin