Bölüm 9

110 5 16
                                    


Billie Eilish- Everything I wanted

Nefret, tiksinti, huzursuzluk.

Ne farkı vardı ki, bu bakışların buraya ilk geldiğim gündekinden? Ne farkı vardı, hissettiğim duyguların ilk seferdekinden?

Benim ne suçum var? 

Neden sevmiyorsunuz beni?

Ne fark vardı sorularımın, Elementaldeki ilk zamanlarımdakinden?

İstenmeyen varisken de, diyarı kurtaran varisken de yaşadıklarım aynıyken, artık yaşamanın anlamı neydi ki? 

Elimden gelen her şeyi yapmıştım, ama döngü gibi başladığım yere dönmem kaçınılmaz olmuştu.

Onca bilgi, onca arkadaşlık, onca sevgi, onca tecrübe, onca başkaldırı...

Bu liste uzayıp giderken, ama yine de karşımda bana onlarca utançla bakan bakış varken, direnmenin anlamı neydi ki? Bu saatten sonra kendimi kime kanıtlayacaktım?

"Sevgili" anneciğim Gela, mutlu musun?

Ben, gökyüzüne kavuşma hayallerimi oraya ait olduğum için değil, hakettiğimin bu olduğunu düşündüğüm için kurarken, acıma bakıp gülümsüyor musun oradan?

Su ve Ateşi ikiz alevi bağıyla bağlayıp  diyarı kurtarmak için saçmasapan bir plan kurarken, kendi kızını harcamanı gerçekten gururla karşılayabiliyor musun?

Bilmek istiyorsan söyliyeyim, "anneciğim": O bağ artık yok. Ve beni hayata bağlayan tek umudumun kayboluşunu, sevdiğim adamın, yüreğinden kalkan yükün rahatlığıyla huzura erişine izlerken anladım ben.

Ama en acısı ne, biliyor musun? Pişman değilim.

Yaşadığım onca şeye rağmen Darenle bir bağa sahip olabilmek lütuftu.

Daha dünyadayken beni haberim bile olmadan koruması, mezuniyetimdeki dansımız, diyardaki ilk zamanlarımda ona duygusuz bakan gözlerime karşılık bana hafif oyunbazlıkla bakan sevecen gözleri,dünyada sadece ikimize ait bir "krallık" kurmamız...

Tanrıya sığınmaktan korkup kendimi şeytanın kollarına atarken yasak elmanı çiğnediğim için bir an bile pişman olmadım.

Ve bu kadar şeyden sonra bunu sana söylemem ironik olacak belki de ama...

Teşekkürler, Gela.

Ve bundan sonra yaşar mıyım, yaşamaz mıyım, muamma, ama...

Ben bu gün her şeyden vazgeçiyorum.

Taht sizin olsun, benli olmadı, ama umarım bensiz mutlu olursunuz.

Kendimi uçurumdan aşağı bıraktığımda bir tek Sonay'ın sesini duydum ya, işte o an gerçekten de kimsenin benim için üzülmeyeceğini ve de onlar beni sevmese bile, ben onlar sevdiğim için mutlu olmalarının tek yollarının, benden kurtulmak olduğunu daha iyi anladım.

Korkuyor muydum? Deli gibi.

Fakat bir kişinin de benim için üzüleceğini düşünüyordum ki, hiçbir tepki vermemesi, ölümüme kavuşacağım son saniyelerde bile, kalbimi kırmağı başarmıştı.

Fakat bu kalp kırıklığı, gökyüzüne kavuşacağım saniyelerden bile daha hızlı bir şekilde, yerini şaşkınlığa bıraktı.

Evet, gökyüzüne kavuşmuştum, ama sadece hafifleyen ve yüklerinden kurtulmuş ruhumla değil.

Mengene gibi sıkıca sarılmış vücudum da bir anda gökyüzünde süzülmeğe başlayınca neye uğradığımı şaşırdım.

Ne zaman kapadığımı bilmediğim gözlerimi araladım. Ve şaşkınlıktan küçük dilimi yutmamak için, bir süre kendimi toparlamam gerekti.

HGOİ 4 FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin