Bölüm 12

259 7 45
                                    

Not: N.G.Kabal yaklaşık 3 ay içerisinde 4-cü kitabın yayınlanacağını söylediği için, önümüzdeki 2 ay içerisinde bu fanfictionu bitireceğim. Okullar açılacağı için zaten ne ben pek bölüm yazabilirim, ne de siz okuyabilirsiniz. Kurgunu zamanım yettiği kadar ilerleteceğim, en sonunda da direk kitabın sonuyla ilgili teorilerim üzerine bir final bölümü yazıp fanfici bitireceğim. Bilgilendirme bitmiştir, iyi okumalar:)

                                                                                   ***

- Nova, varisim olur musun?

Duyduğum soruyla kaskatı kesildim. Belki başka durumda olsaydık sevinçle "evet" diye cevap verebileceğim soruyu öyle bir zamanda ve öyle bir durumda sormuştu ki, dilimi yutmuş gibiydim.

Daren, yüzümde nasıl bir ifade gördüyse, gözlerindeki parıltı yavaşça söndü. "Nova" diye fısıldayışı beni kendime getirince tuttuğu ellerimi aniden geri çektim. İki adım geri çekildiğimde gözü ani olarak açtığım mesafeye takıldı, sonra tekrar mavilerini benimkilerle buluşturdu.

- Yapamam...

- Nova bak-

- Yapamam, Daren- kesin bir dille fikrini inkar etmem ona söyleyecek bir şey bırakmamıştı- Böyle bir şey söz konusu bile değil.

- Neden?- Yaşadığı hayal kırıklığı yerini öfkeye bırakınca sinirle soludu- Çok sevgili ulu lordunu bırakamayacağın için mi?

- Ne?- Gerçekten, böyle mi düşünüyordu? Aylardır kendimi açıklama çabalarımdan bu sonucu mu çıkarmıştı?- Sen ciddi misin?

- Gayet ciddiyim, ulu lordun ulu varisi- iması benim de sinirlenmeme neden oldu. Ben, hiç kimsenin yanında onun bir parçasıymışım gibi seslenilecek biri değildim. Ulu varis değildim, olsam bile bu lorduma bağlı olacak bir şey değildi.

- Onca sebep arasından bir tek bunu buldun yani, öyle mi? Senin gözünde Arına bağlı biriyim yani ben?- Sesimde şaşkınlık, yüzümde söylediği şey komikmiş gibi gülen bir ifade vardı. 

Bir elini ileri uzatıp bariz bir gerçeği gösteriyormuş gibi -kendin söyledin- dedi.- Gerçekten Nova, lorduna olan sevgin göz yaşartıcı. Benim varisim gerçek kimliğini benden bir asır saklamıştı- O da sohbetimiz eğlenceliymiş gibi gülmeğe başladı. Çünkü asıl duygularımız ortaya çıkarsa bu krallık Darenin gazabında kül olur, halkı öfke denizimde boğulurdu. Ellerimi bir-birine yapıştırıp küçük bir çocuğu anlatır gibi basit ve keskin bir dille anlatmağa başladım.

- Daren, ben su varisiyim.

- Gerçekten mi- yapay bir şaşkınlıkla sordu- Kaderime lanet etmeme sebep olan bu gerçeği hatırlattığın için teşekkür ederim su varisi.

Pekala Nova, sakin ol. Üzüntüsünü öfkeyle perdelemeğe çalışıyor. Bu da gerçekleri görmesine, görse de inkar etmesine sebep oluyor. Onu sakinleştir, sakinleşdirmen gerekiyor. Hepinizin iyiliği için.

- Evet, ateş lordu. Ve senin krallığında işler biraz farklı yürüse de, benim halkım sadakatiyle tanınıyor. Bunu hatırlatmam gerekiyor mu?

- Ne yani- bu sefer gerçekten şaşırmış gibi gözüküyordu- Tek sorun krallığına olan sadakatin mi? Bu yüzden mi onlardan vazgeçmiyorsun?

- Evet?- Bunda şaşıracak ne vardı ki? Dünyadan diyara döndüğümüz günden beri halkımın beni sevmesi için ne kadar umut ettiğimi, bunun için ne kadar çok çalıştığımın kendisi şahidi olmuştu. Kendi kanımla uyandırdığım halkımdan vazgeçmemi mi bekliyordu?

- Nova- bıraksam kahkaha atacak gibiydi- bilmem farkında mısın ama, halkın seni öldürmeğe çalıştı- duyduğum cümleyle kasıldığımı fark etse de, aynı acımasızlıkla devam etti- Halkın günlerdir seni bulup zindana atmak için diyarı karış-karış arıyor. Senin belaları olduğunu düşünüyorlar- Susmalıydı, susması gerekiyordu, çünkü ağlama isteğimi daha fazla tutamıyordum- Yüz yıl önce yaşanan felaketin suçlusu onların gözünde sensin ve biri de çıkıp "onun ne suçu" var demiyor. Kısaca, Nova, Su Krallığı senden nefret ediyor.

HGOİ 4 FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin