5

15 4 3
                                    


Willow ve Hunter'ın gitmesi 2 saati bulmuştu. 

Amity, sessizliğini koruyarak herkesin anın tadını çıkarmasını seyretti. Willow'un esprili konuşmalarının sonunda herkesle beraber kahkaha atmaya özen gösterdi.

Bu sayede kimsenin dikkatini çekmemişti. Ya da öyle sanıyordu...Amity, her Willow'un konuşmasının bitmesinde güldüğünde Luz'un onu pür dikkat izlediğini hissedebiliyordu. Amity, ona döndüğünde ise sessiz yüz ifadesi gülümsemeye dönüşüyordu.

Amity, elinden geldiğince şüphe çekmemeye çalıştı. Geçen sefer ki gibi onun ağlamasını istemiyordu. Amity, iç çekti.

Willow'un "Amity bazen çok salak oluyor değil mi?" sorusuna umursamadan 'Evet.' dediğini bile farkına varmamıştı. Kazayla ne söylediğinin farkına varıp kafasını kaldırdığında Amity, çok geç kalmıştı. Willow'un kahkahaları kocaman salonun ortasında yankılanınca etrafına telaşla bakındı.

Neden herkes ona öyle bakıyordu?

Luz'un "Amity..." ismini hafif tedirgin tebessümle seslenmesi ve Hunter'ın ağzının önüne elini koyarak kıkırdaması Amity'nin neye evet dediğini merak etmesini sağladı.

Amity'nin merakı, Luz'un kulağına gelip neler olduğunu fısıldayıncaya kadar sürmüştü.

"WİLLOW!"

Willow'un kahkaha attığı sırada suratına oturduğu siyah koltuktaki beyaz yastığı fırlattı. Willow buna karşılık vermeden gülmesini devam ettirdi.

Nihayetinde kahkahalar Willow ve Hunter'ın "Görüşürüz!" diyerek onlara gitmeden önce kapının önünde el sallaması ve sarılmasıyla son bulmuştu. Amity, Luz'un iki arkadaşına veda ettikten sonra mor kapıyı kapattığını gördüğünde uzaklaştı.

Daha demin oturması yüzünden sıcak olan koltuğa tekrardan oturan Amity, iç çekti. Willow'un endişeli sorularından sonra mutlu başlayan günü tamamen mahvolmuştu.

Saat öğle vaktine yeni geliyordu. Saatin 12 olduğunu gösteren saatten gözlerini ayıran Amity, altın gözlerini dinlendirmek adına kapattı.

Altın gözler bir süre geçen hoş hissettirmeyen sessizliğin ardından açıldığında gördüğü ilk manzara Luz'un onu dikkatle izleyen kahverengi gözleriydi.

"Amity iyi misin?"

Luz'un basit sorusu nedense Amity'e sanki zor soruymuş hissi vermişti. Amity, konuşmaya hazırlanmadan önce Willow'un gerginlikten yaptığına benzer şekilde dudağını ısırdı.

"Luz." Erkek arkadaşının adını dediği anda çocuğun gözleri onu incelemeye başlamıştı. Amity, soruyu sorması gerekli mi diye düşünüyordu. İçinde bir yerde bu hisleriyle yüzleşmek için Luz'a sorması gerektiğini haykırıyordu.

Sor gitsin Amity. 

Amity cesaretini toplayıp ağzını açtı.

"Benim sadece kızlardan hoşlanan lezbiyen olduğumu mu düşünüyorsun?"

Amity, neden bu soruyu sorduğunu bilmiyordu. Aslında sormak istediği soru 'Benim seni kabul etmeyeceğimi mi düşünüyorsun?' olacaktı. Kendisinin çözemediği hisleri karşısındaki masumca onu izleyen çocuk nasıl çözebilirdi ki?

Amity, hatasını düzeltmek istedi. Aceleyle dudak aralarından "Üzgünüm yanlış soruydu-" çıkan sözleri "Willow sana ne dedi?" sorusuyla beraber yarıda kalmıştı.

Amity, altın gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı. Luz'dan daha demin duyduğu soruyu hiç beklemiyordu. Kahverengi saçların altındaki öfkeli suratı görünce Amity, bir şeylerin yanlış gittiğini anında anladı.

"Haklıyım değil mi?"

"O sana söyledi."

Luz'un sesi Amity'nin kulaklarına giderek histerik geliyordu.

"Ona güvenmiştim."

"Direk sana mı söyledi?!"

Luz'un art arda titreyen nefesle söylediği histerik konuşmalar Amity'i şoke etmişti. Titreyen nefesin ardından gelen hıçkırık ve göz yaşı gördüğünde mor saçlı kızın ne yapacağını panikletmişti. Ani sinirle büyü dalgasından dolayı eşyaların yere düştüğünü fark ettiği zaman acil bir şey yapması gerektiğini anlamıştı.

"Luz sakinleş."

Aceleyle sakinleştirmek amacıyla gözlerinden yanaklarına doğru akan yaşları silmek için elini uzattığında, Luz'un sol eli onun sağ elini sıkıca tuttu.

Yanağındaki yaşları silen sıkıca kavradığı eli öpmeden önce Luz, yatıştırıcı sesle "Sakinim ben Amity." sözlerini söylediğinde Amity ona inanmak istedi.

Amity, ağzını açmak ile açmamak arasında kalınca Luz ona sarılıp başını göğsüne yasladı. Eskiden kız olan erkek arkadaşının yaptıklarına Amity hiç bir şey demeden bekledi. Luz'un kafasını kaldırır kaldırmaz ağlayarak "Özür dilerim." demesini sessizce kabul etti.

Elini ve belini kuvvetli şekilde tutan ve göğsüne doğru yaslanırken ona sıkıca sarılan çocuğun sarılmasına mümkün olduğu kadarıyla karşılık vermeyi denedi. Nedense karşılık verecek enerjiyi kendisinde bulamıyordu.

...

"Seni seviyorum."

"Sende beni seviyorsun."

"Cinsiyetim senin için fark etmeyecek."

"Çünkü kız ya da erkek olmam senin için bir şey değiştirmeyecek."

"Hep beni seveceksin."

Amity, yalnızca onun omuzlarını sertçe kavrayan Luz'un gözlerinin içerisine bakındı. Bir kaç saniyeliğine de olsa Amity, Luz'un kahverengi gözlerinin renginin değiştiğini gördüğüne yemin edebilirdi.

Amity başını salladı ve sadece kulağına fısıldayarak "Sadece kafan karışık." diyen sesi kabul etti.

Happy DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin