7

23 3 2
                                    


"Bizim tatlı kardeşimiz  değil mi?!"

Amity, ikiz olan abisi ile ablasını gördükten sonra titrek bir gülümseme verirken "Merhaba." kelimesini deyip selam vermeye ihmal etmedi. 20 yaşlarındaki iki gencin bu selamlamayla birlikte onu havaya kaldıracak derecesine sarılmasını asla beklemiyordu.

Amity boğucu kucaklamaktan kurtulmak için elinden geleni yaptı ama maalesef ki çabaları yetersiz kalmıştı. Bir kaç dakika sonra tanıdık gelen kucaklamadan çırpınışlarının işe yaraması sonucunda nefes nefese kalmış Amity, kaburga kırıcı kucaklamadan kurtulmanın mutluluğunu yaşadığında ikiz kardeşlerinden kahkaha duydu.

"Amity! Çok tatlısın!"

Yeri neredeyse öpecek duruma getirecek kadar getiren iki kardeşine göz ucuyla baktığında yüzünde bir öfke belirmişti. 

"Hemen kızma Amity!"

Sanki azarlıyormuşçasına söylenen alaycı ses onun göz devirmesine neden olmuştu. Bu kucaklamayı Willow'da gördüğü için azda olsa neyse ki hazırlıklıydı. Amity, ayağa kalktı ve yere düşmesi sonucu kirlenmiş olan üstünü hızla silkeledi. 

"Peki tatlı kardeşimiz bizi niye aradı?"

Amity, soruyu yanıtlamadan önce bir süre düşündü. Sonunda iç çekmesinin ardından kaşlarını ciddiyetle çatıp ağzını açtı.

"Bende bir sorun var."

İki genç şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırmalarının ardından birbirlerinin endişeli suratlarıyla bakışıp Amity'e döndüler.

"Ne demek istiyorsun?"

Amity, onu endişeyle izleyen abisi ile ablasına baktıktan sonra iç çekip "Şey..." diyerek içini dökmek üzerine konuşmaya hazırlandı. Nedense ikisinin endişeli yüzlerini görünce bir türlü konuşmaya cesareti kendinde bulamıyordu. Tam içindeki hisleri söylemeye hazırlandığı anda tanıdık ses tonuyla "Vay! Bakın burada kimleri görüyorum." sözlerini söyleyen kadın ortaya çıktı.

Amity, onu gördüğü anda iki gözü de seğirmeye başladığını hissedebiliyordu.

"EDA!"

Emira ile Edric'in heyecanlı bağrışlarına karşılık Amity sessizliğini korudu ve iki kardeşinin Eda'ya sarılmasını seyretti.

"Amity!"

Amity, Eda'nın arkasından koşarak ona sarılmaya gelen Luz'a sadece zorla gülümseyiverdi. İçinden ona doğru koşup da ardından sıkıca sarılan kıza gülümsemek hiç gelmiyordu.

...

"Amity kimle konuşuyorsun?"

Luz'un sorusuna cevaplamadan önce Amity, elindeki mor telefonu aceleyle kapattı. Luz merakla kapattığı telefona gözünü yoğunlaştırdığında Amity, umursamamaya deneyerek "Edric ve Emira'yla  konuşuyordum." cevabını söyledi.

Luz, bir süre gözlerini kırpıştırdı sonrasında derin sessizliğin içerisinde kıkırdadı.

"Vay canına demek sonunda onlarla düzgün konuşmaya karar verdin! İkisi bana seni sormaya asla bırakmıyorlar!"

Amity, erkek arkadaşının abisi ile ablası hakkındaki heyecanlı konuşmasına karşılık hüzünle gülümsediği sırada Luz, oturduğu yatağın yanındaki boş tarafa oturdu.

"Senin telefonlarını hiç açmadığını şikayet edip duruyorlardı! Demek sonunda onlardan ulaştırdığım şikayetleri dinleyip telefonlarını açmaya karar verdin."

Amity, hüzünle gözlerini zemine doğrulttu. O haklıydı. Neredeyse hiç abisi ile ablasının aramalarını cevaplamazdı. Tonlarca onların ismiyle yazılmış cevapsız arama ve mesaj gelen bildirimlerde birikip dururdu. Sanırım onlara biraz fazla sert davranıyordu.

Yetişkin olduğundan beri onlar ona yaklaşmaya denerken Amity onları kendisinden uzaklaştırmıştı. Tıpkı küçüklüğünde annesinin sözünü dinlediği sırada Willow'a yaptığı gibiydi. Amity'nin içine ani farkındalıkla büyük pişmanlık hissi oluşmuştu.

"Onları ben aradım aslında."

Luz, bu yanıta fena halde şaşırmıştı. Hatta o kadar çok şaşırmıştı ki "Ne?" kelimesi dışında başka söyleyecek bir şey diyememişti.

"Neden?"

Kafasını kaldırdığında soruyu soran Luz'un endişe ile karışık meraklı suratıyla karşılaşmıştı. Amity neden Luz'un endişelendiğini anlamamıştı. Yoksa çalkantılı hislerinin farkında mıydı?

Amity, nefes alıp verdi. Luz'a direk Edric ile Emira'ya sana olan hislerim hakkında konuşuyorum diyemezdi değil mi?! Bundan dolayı kolayca inanabileceği bir bahane bulmaya karar verdi.

"Onları özledim."

Luz'un kahverengi gözleri söylediği cevaba karşılık yumuşamıştı. "Ay Amity~" duygulandığı zamanlarda kullandığı klasik cümlesini söylerken onun yatağın üzerinde olan elini sıkıca tuttu.

"İkisi çok mutlu olacaklar."

Amity, sadece başını sallayıp konuyu kapatmaya çalıştı...Anlaşılan Luz o kadar kolay kapatmayacaktı.

"Peki ne zaman buluşacaksınız?"

Amity, kızın sorusuna cevap olarak yalnızca "Bugün." yanıtını verdi. Luz, kaşlarını çatıp onun yüzünü sessizce izledi. Amity, daha demin konuştuğu telefondan kafasını kaldırıp "Bir şey mi oldu?" sorusunu soruncaya kadar Luz onun yüzünü baştan aşağı incelemişti.

"Hiç bir şey yok...Biliyor musun bence buluşman harika olur."

Amity, Luz'un konuşmasını onayladı. Evet onlarla buluşması harika olacaktı. Hem kendi hissettiği hakkında ipucu bulacaktı hem de onlardan kaçınmayı bırakacaktı.

Kısacası Amity bugün yapmayı planladığı şeyle bir taşla iki kuş vuracaktı. 

...

Ya da öyle umuyordu.

Amity, bu sabah ki konuşmayı düşünürken iç çekti. Luz'un 'Eda'yla buluşmaya gideceğim.' planıyla buraya Eda'yla beraber kendisinin yanına gelmesini beklemiyordu.

Bu tesadüf mü?

Amity, Luz ile şu anki buluşmalarını tesadüf olmasını umuyordu. Luz ona sıkıca sarılırken Amity iç çekti. Tam Luz'dan uzaklaşmak için geriye doğru adım atacağı sırada Edric'in "Peki Amity bize ne söyleyecektin?" sorusu kulağına ulaştı.

Amity, dudaklarını büzdü ve ona yöneltilen meraklı yüzlere baktı. Luz'un abisinin sorusunu duyar duymaz başını kaldırıp kendisini yoğunca izlemesi istemsizce onu germişti. Amity, gergin ortamı yumuşatmak adına kahkaha attı.

Edric, tam meraktan kaşlarını çatmasının ardından 'Niye gülüyorsun?' sorusunu soracağı anda Emira onun karnına dirsek hızla attı.

O an Amity, kendisine gülümseyerek başını sallayan Emira'ya yüksek sesle 'Teşekkür ederim.' dememek için kendisi zor tuttu. Neyse ki Emira, kız kardeşinin minnettarlık karışımı panik dolu ifadesini anlayıp yüzündeki gülümsemeyi büyütmüştü.

Luz'un yoğunca onu izlemesi Eda'nın alaycılıkla Edric'e "Pekala. Ortamı okumayı öğrenmelisin adamım." demesine kadar devam etmişti. Amity, baykuş kadının alaycı cümlesiyle azda olsa gerginliğinin azaldığını hissetmişti.

Happy DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin