14.bölüm

61 27 29
                                    

Merhaba! Beni özlediniz mi? Ben çok özledim

Neyse çok uzatmadan iyi okumalar 🌸

Unutmayın ki Acı çeken kadınlar,çok güzel gülümser...

                              ☆

Uyumamı engelleyen şey kapının açılmasıydı. Kapı açıldığında başımı yastıktan kaldırıp gelene baktım. Gözlerim kocaman açılmıştı. Bunu asla beklemiyordum!

Ayla yüzündeki gülümsemesiyle odaya girdi. Daha çok şaşırdığım şey ise arkasından gelen Giray'dı. Elinde bir beyaz lale buketi ve çikolata olduğunu tahmin ettiğim kutuyla bana doğru geldi. Ayla güler yüzünü buruşturup yan gözle Giray'a bakmıştı.

Benim yanıma gelip elini elimin üzerine koydu. "Umarım ziyaretçi kabul ediyorsundur. Kendimi zorlayarak onayladım.

Bana rahat yoktu!

Kalkmak için kendimi zorladığım an Giray elindekileri Ayla'ya tutuşturup yastığı düzelterek dayanmam için bana yardım etmişti "Teşekkür ederim" benimle göz teması kurmadan diğer sandalyeye oturdu. Odam büyüktü. Yatağımı karşısında bir televizyon,sağında ikili koltuk ve bir tekli koltuk ve küçük iki kapaklı dolap.Odada ışıklandırma biraz fazlaydı gözlerimi rahatsız edecek kadar fazla."Habersiz ilk günden geldik ama çalışanımı merak ettim. Benim işkencelerime dayanabilecek güçte misin bakmak istedim. Ve görüyorum ki o güçtesin" Son cümlesini söylerken gözleri gözlerimi bulmuştu. Kahverengi gözleri farklı bir tondaydı. İlk defa böyle bir ton görüyordum belki lensler.

Kendimi tutamayarak"Gözlerin lens mi?

"Gözleriniz demek istedin herhalde."

"Hayır gözlerin. Şuan mesaide olmadığımıza göre burada patronum olarak bulunmuyorsun."

Memnuniyetle başını salladı "Öyle olsun bakalım."

Biraz Giray'ı inceledim. Üzerinde düz beyaz Tişörtü ve deri ceketi vardı,altında ise siyah kot pantolon. 

Yalan söylememe gerek yöktü yakışıklıydı ve üzerindekiler ona çok yakışmıştı.

Ayla hemen lafa atlayarak "O okulda ne işin vardı Yaz. Aptalmısın kızım sen. Okulda bir katil var! Ama sen gece gece okuldasın! Üstelik yangına maruz kalıyorsun! Sendeki cesaret kimsede yok be kızım! Sana hayramın!" Herşeyi beş saniyede söylemişti. Giray uyarırcasına öksürdü. Bakışlarımı ona diktim. Vardı bu adamda birşey! Ama ne?

Aynı şekilde oda bana bakıyordu. Asla bakışlarımı ilk ben kaçırmayacaktım! Bu uzun bakışmadan sıkılmış olacak ki Ayla sorusuyla böldü. "Eee anlatmayacakmısın? Neden oradaydın?"

"Ayla daha yeni uyanmış belli onu ziyaret edip yetmezmiş gibi sorguya çekiyorsun. Kendin nefes almıyorsun bari bize aldırt! Fazlasıyla çok konuşuyorsun. Bir daha çeneni açarsan tüm bulaşıkları sen yıkarsın!"

Bu dediyle güldüm Ayla asla bulaşık yıkayacak bir kıza benzemiyordu. Başımı Ayla'nın kucağına çevirdim. Kuçağında beyaz lale vardı. En sevdiğim çiçek! Ama bunu nereden biliyorlardı?

Ayla başını iki yana sallayarak "Bunları sana aldı ama vermedi. Ne olacak abi bozuntusu işte almayı biliyor ama vermeyi bilmiyor!"

Ne? Abi bozuntusu mu?

Kaşlarımı çatıp "Abi bozuntusu?"Giray sabır dilercesine mırıltılar çıkarıp derin nefes aldı.

"Evet Giray abim."

Nasıl yani nasıl olur? Ben onları patron çalışan zannettim. Şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Aslında biraz incelediğimde birbirilerine benziyorlar. "Sana bu bilgiyi vermeyi atlamışım. Bi iğleş, işe devam et sana tüm dünyadaki dedikoduları anlatıcam." Zorlukla gülümsedim Ayla iyi kızdı. Onun sayesinde o iş yeri zindana dönüşmezdi.

SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin