BÖLÜM 6

3.4K 327 214
                                    

Ay selamm.

Nasılsınız? Nasıl gidiyor anlatın bakalımm. Neler yapıyorsunuz bir yazın ya.

Ben yine geldimm, hem de yeni bir bölümle. 🤭

Maşallahınızı alırım. 😸😌

Fazla uzatmayacağım, keyifli okumalar dliliyor ve hepinizi öpüyorum kocaman. 🍬♥️

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Yorum yapmaktan da çekinmeyin tamam mı? 🥹🤌🏻

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

GÜLÜ'VERDİM
BÖLÜM 6

“Denize gidiyoruz! Denize gidiyoruz, denize gidiyoruz.” Diye kendi kendine şarkı uydurup o güzel sesi ile seslendiren Yakup’a karşı aklımdan apayrı cinayet planları geçiyordu.

Sabah erkenden kalkmış, kahvaltımızı ederek denize gitmek için hazırlıklar yapmıştık. Şimdi de arabaya doluşmuş bir şekilde denize gidiyorduk. 

“Şimdi biz gittiğimiz yerde mangal yakamayacak mıyız?” diye sıkıntılı bir ses ile konuştu Fırat.

Acar güldü. “Aynen abisi, bizi artık neylerle kovarlar bilmiyorum.” Ben de gülmeden edemedim, haklıydı.

“Mangalımız eksik olsun bir zahmet! Geceden beri yemelik bir sürü şey hazırladık.” Diye kızdı Lâçin.

“Sen sus, mangal bu işlerin en vazgeçilmez başyapıtıdır. Anlayamazsın.” diye kederlendi Fırat.

“Yine azıcık durup dönecek olursak arabanın lastiklerini patlatırım bu sefer.” Diye acara ters ters baktım.

Gülerek bana yandan bir bakış attı. “Sıkılana kadar oradayız, merak etme.”

Yakup yerinden fırlayıp yanımıza gelerek iki koltuk arasından kafasını soktu. “Ne yani, akşam da durabilir miyiz?”

“Kalırız.”

Yakup derin bir nefes alarak hülyalı hülyalı yola bakmaya başlayınca gözlerim büyüdü. Alnından geriye ittirdim.

“Öyle bir şey yok, onu aklından çıkart, şş yok öyle bir şey. Bunu yanımızdan bir an bile ayırmıyoruz arkadaşlar!” diyerek bizimkilere döndüm.

Anlamayarak bana döndüler. “Niye?” diye sordu Lâçin.

“Niyesi mi var? Hayaller âlemine daldı bile. Allah’ım bu çocuk niye böyle ya?”

Yakup yan yan Acar’a baktı. “Hayır, öyle bir şey yok. Uydurmayın!”

Daha çok Acar’a diyor gibiydi.

“Ne kadar yolumuz kaldı bizim? Varalım artık, yüzmek istiyorum ben.” Diye söylenen Lâçin’e kafamı salladım. Haklıydı yine.

“Çok az kaldı. Bütün yerler dolu, arabayı koyacak yer yok. Neyse durun, ben burada durayım, siz inin. Ben arabayı düzgün bir yere park edip gelirim.”

Arabayı durdurdu. Onu onayladık. Alabildiğimiz kadar eşya alarak arabadan indik.

Bulunduğumuz yerden belli olup gözüken denize bakıp derin bir nefes aldım.

GÜLÜ'VERDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin