Bay Yun FEUL akademisinin müdiresiyle konuşup iki kişi daha talep ederek, durumu açıkça izah etti. Müdüre Kransilva özel bölümlerden iki kişiyi bu görev için seçti.
Birisi yüce diyardan Savaşçı Yuto, diğeriyse Patros Savaşçı krallığından, Savaşçı Eren’di. İkisi de B bölükten olup gerçekten iyi birer askerlerdi.
Hemen boyut büyüsüyle FUEL akademisine gönderildiler.
Bu sırada Yun da, kendi büyücülerinden iki kişiyi seçmişti. İkinci sınıflardan Toprak buyucusu Zhor, ve sevimli partneri ışık buyucusu Polo.
Hepsini yanında toplayıp diğerleri gibi hazırlanmaları için Bay Paul’un mesuliyetine verdi.
Kalan vakitlerindeyse ekrandan Shin’i izlemeye devam ediyordu.
Aksi bir durum olmadıkça hala vakitleri vardı. Şu anda Shin savaş hazırlıkları yapıyor, savaşta en önemli olan yemek ve su depoluyordu.
Tabi kanında büyü olan insanlar zor acıkırlardı ama güçlerini toplaya bilmeleri için yemek ve su önemliydi.
Gelecekte iyi bir kral ve harika bir büyücü olacağına şüphe yoktu. Shin gerçekten akıllı bir çocuktu. Daha şimdiden korkmadan savaşı yönete biliyordu.
Kapısı çalınca içeri girmelerini söyleyip ekrana geri döndü. Büyücü ve savaşçılar gelmişti. Sırayla karşı kanepede oturup gözlerini Yuna diktiler. Lakin Yun oralı olmadı. Şu anda Shin’in savaş taktiklerini izlemekle meşguldü.
“Ne zaman gideceğiz?” Lider Sun’un sabırsız sesiyle Aron uğraştığı çemberden başını kaldırdı hemen.
“Bir saat içinde hazır olacaktır lider Sun. Lütfen beklemeye devam edin”
Bu sırada Shin mağarada oturmuş önündeki masanın üzerindeki haritayla geçişleri belirliyor, savaş taktikleri hakkında konuşuyordu.
Elinde inanılmaz bir kuvvet vardı ve bunu iyi değerlendirmeliydi.
Diğer taraftan düşman kara buyucunun yarattığı taş dev ordu olduğundan bir hayli işi zorlaşıyordu tabi. Kara Büyücü yasaklı büyü olan canlandırma büyüsü kullanmıştı. Normalde bunu ölüleri diriltmek için yaparlardı lakin, bu Kara Büyücü bunu taştan dev heykellerin üstünde kullanmıştı.
Gücünün sınırlı olduğunu düşündürtmüştü bu durum. Çünkü neden yenilmez bir ceset ordusu yerine, taş orduyu tercih ederdi ki bir insan? Saçmaydı elbette.
Büyüyü kırmak için engelleri aşıp, taş devleri yok edip, en sonunda yüzünü görmediği Kara buyucuyu alt etmeliydi.
Şanslıydı. Zira onun ışık buyucu Kara büyünün doğal düşmanıydı.
Yani yüzleşseler bile, ki eninde sonunda karşı karşıya geleceklerdi, yenileceği düşünmüyordu. Hayır, Kara Büyücüyü küçümsediğinden değildi bu durum, kendi gücüne olan güveninden dolayıydı.
İşte tam bu anda yer ve gök sarılmaya başladı. Sanki binlerce Yıldırım aynı andı aynı yerde patlamış, yeri yarmış gibi bir ses çıkıyordu ortaya.
Başını kaldırıp yanında bulunan dev arkadaşına döndü kaşları çatık vaziyette. “Neler oluyor Seran?”
Dışardan adım sesleri duyuldu ve mağaraya başka bir dev girdi hemen. “Shin, acil durum. Düşman harekete geçti, yarım saat içinde köye varacaklar.”
Shin şaşırdı. Nasıl olmuştu bu durum? Ne kadar da çabuk. Acaba ışınlanma büyüsü falan mı yapılmıştı. Bilmiyordu ama hemen harekete geçmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F.U.E.L || bxb
FantasyBüyü evrenine hoş geldiniz. Bu evrende çıkacağımız maceraları okumak için bize katılın. Aksi taktirde çok pişman olursunuz. Ayrıca bxb hikayesidir. Homofobik insanların okuması tavsiye edilmez... Tüm haklar bana aittir.