4. Bölüm: MENFAAT

9 4 2
                                    

Menfaatin olduğu bir ilişkide arkadaşlığa yer yoktu.

İyi okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım.:-⁠)

     Sahilde biraz daha kitap okuduktan sonra eve gittim. Dört gündür hastanedeydim ve okula gidememiştim. Yarın da deneme sınavı vardı . Konu eksiklerim vardı. Başka çarem yoktu Derin' i aramalıydım. Derin' in telefon numarasını bu tarz acil durumlar için almıştım. Kendisi arkadaşları tarafından sevilen sarışın bir kızdır.
     Aradım ve telefon ikinci arayışımda açıldı:
     " Alo! "
     " Merhaba , Derin! Ben Rüya. " dedim. Onun numarasını almıştım ama hiç konuşmamıştık. Bu yüzden onda  numaram yoktu.
      " Merhaba. En son üç hafta önce numaramı almıştın. Unutmuşum açıkçası. Bu arada neden dört gündür okulda değilsin? " diye sordu.
      Sesi neşeli geliyordu. Belki de içime kapanık biri olmasam arkadaş olunacak biriydi.
      " Bende bunun için aramıştım aslında. Hastaydım , gelemedim. Biliyorsun yarın deneme var. Okulda olmadığım günlerde ne işlediniz diye soracaktım. Umarım önemli konular değildir. "
      " Tahmin etmeliydim. Beni sebepsiz yere aramassın sen."
      Bir sürü konu açtı. En sonunda ise işledikleri konuları söyledi.
      " Tamam , teşekkür ederim. Görüş..." dedim ve sözümü bitirmeden hemen araya girdi.
       " Dur dur! Biliyorsun haftaya okullar kapanıcak. Okul yıl sonu partisi düzenliyor. Bütün öğrenciler davetli. Katılmak istersin diye düşündüm. "
       Beklemediğim bir teklifti. Katılmak istemediğimi söylesem ne derdi acaba? Bu tarz aktiviteleri daima gereksiz bulurdum. Katılsam bile ne yapabilirdim ki? Cevabım kesinlikle hayırdı ama bunu ona nasıl anlatabilirdim?
        " Haber verdiğin için teşekkür ederim ama katılmak istemiyorum. Özür dilerim."
        " Ama neden ki ? Lütfen, en azından benim için katıl! "
        Ne diyeceğimi bilemedim. Derin' i kırmadan olumsuz cevap vermeliydim. Ama nasıl?
       " Şey... Arkadaşların yok mu ? Onlarla gitsen ? " dedim biraz çekinerek.
      " Varlar da hepsi erkek arkadaşlarıyla gidiyorlar. Neyse... Seni zorlayacak değilim. "
      Tam kapatacekken araya girdim:
      " Tamam , geliyorum o zaman. " dedim.
      Doğrusu açımıştım. Bir de bana yardım etmişti - konular hakkında - ve bende ona yardım etmeliydim.Evet ,söz konusu şey menfaatti.
      Öyleyse bu arkadaşlık değildi. Menfaatin olduğu bir ilişki de arkadaşlığa yer yoktu.
      Partinin gününü söyledikten sonra kapattı. Cumartesi günü okulun büyük bahçesinde yapılacaktı. Gitmeyi hiç istemiyordum ama Derin ' i kırmamak için gidecektim.
    Biraz kitap okudum. Kalbimden Gelen Fısıltı bitmişti. Kalkıp kitapları masaya koydum ve çalışmaya başladım. İki saat ders çalıştıktan sonra bütün yorgunluğumla kendimi yatağa attım.
     Gözümü kapatır kapatmaz aklıma o geldi. Sahilde ki yeşil gözlü çocuk...
     Sabah gözlerimi alarmın sesiyle açtım. Sinirle ayağa kalkıp kendimi hazırlamaya başladım. Otuz dakika sonra okula varmıştım. Arabadan çıkıp okula doğru yol aldım.
      Denemeye girmiştik ve şuan ise öğle arasındaydık. Kitapçığımı ve kitabımı alıp sahile indim. Yeni başlayacağım kitabın ismi ise Uzak Ülke idi. Banka oturduktan sonra kitapçığımı alıp inceledim. Emin olmadığım ve boş bıraktığım sorular çok azdı.
      Kitapçığı yanıma bırakıp kitabımı okumaya başladım. Kitabın ilginç bir konusu vardı.
      Kitabın baş kahramanı Eliza Miller, Amish denen bir toplumun üyesi. Bu toplum elektriğe çok uzak bir toplum. Yani onlar çamaşır makinesi de dahil olmak üzere elektrikle çalışan hiçbir şey kullanmıyorlar. Hatta cep telefonu bile. Kısacası tüm teknolojik ürünleri kullanmıyorlar.
      Bir an düşündüm de diğer insanlar cep telefonsuz dayanbilir miydi? Sanırım bu sorunun cevabı çok da zor değildi.
      Herkesten önce kişi kendini değerlendirmeliydi. O zaman acaba ben buna dayanabilir miydim? Bunu bir gün deneyecektim.
      Gözüm kitaptayken birden hemen karşımda duran denize baktım. İstanbul güzeldi ve denizleri ayrı bir güzel.
     Sürekli bu banka otururdum.Sağımda ve solumda balıkçılar balık tutmaya devam ediyorlardı. Bazı balıkçı amcaları tanıyordum, sürekli bu banka oturduğumdandır.
     Arkası dönük balıkçı amcayı hemen tanıdım.Bu Hayri amcaydı.Onu çok iyi tanırdım.O bana dertlerini anlatır,ben ona dertlerimi anlatırdım. Ayağa kalkıp o tarafa doğru yöneldim.
      Yanına gittiğimde yüzüm gülüyordu:
      "Ooo Hayri Usta! Görüyorum da halâ tutuyoruz balıkları."
      Bana döndü yüzünde benimki gibi bir gülümseme vardı.
      "Aaa Rüya kızım! Ne yapıyorsun?Okul nasıl gidiyor?"
     "Değişen bir şey yok ,amcam."
     Aslında vardı.Yağmurda bayılmam ve ondan sonra gelişen olaylar...O gün polislere bir sey anlatmamıştım çünkü hem abartılacak bir şey değildi hem de anlatacak gücüm yoktu.O durumu hafızamdan silmek istiyordum bu yüzden Hayri amcaya da bir şey anlatmadım.
    " Balık tutabildin mi? " diye sordum.
    "Sen bırak beni de kendini anlat ,Rüya kızım.Hem söylemedin okulun nasıl gidiyor?"
    "Okulda aynı.Bugün denemeye girdik, iyi geçti."
    "İyi iyi.İyi geçsin de...Annen baban nasıl ?"
     Yüzümdeki gülümseme anında kayboldu.Hayri amca da bunu fark etmiş  olacak ki hemen özür diledi. Özrüne karşı hafif gülümseyip "Sorun değil" dedim.Bu sefer ki gülümseme sahteydi diğerlerinin aksine.Birden Hayri Amca beklemediğim bir soru sordu:
    "Özlüyor musun?"
     Annem öldüğünde üç yaşındaydım ama o bunu bilmiyordu. Bilse de sorardı çünkü insan bazen hiç hatırlayamadığı insanları da özleyebiliyordu.Hem de nasıl demek isterdim, çok demek isterdim ama hiçbir şey diyemedim annemin özlemini anlatan.Sanki bir şey desem annemin ruhuna hakaret etmiş olacaktım.
    "Saçma bir soruydu, Rüya kızım. Kusura bakma."
    " Yok ,ne kusuru amcam." dedim.
Banka geri döndüm,tam kitabımı açıp okumaya başlayacakken sağ yanımda buraya doğru gelen birini fark ettim.Tam karşımda durup:
   "Yanın boş mu?" diye sordu.
   Gülümseyerek:
    "Hayır ,arçelik" dedim. O ise buna hafif bir kıkırtıyla karşılık verdi.Klişe bir espri olsa bile yapmadan duramamıştım.
    Yanımı gösterip" Oturabilirsin." dedim.Bu çocuğu okulda son bir haftadır çok görüyordum. Okulda ki kızları sürekli ondan bahsederken buluyordum.Elini uzattı:
   "Bu arada ben Berk.Berk Tekin.Daha önce bu güzelliği nasıl görüp de tanışmadım anlayamıyorum."
   "Belki de o güzellik tanışmak istemiyordur da ondan." dedim.
   "Rahatsız ettiysem özür dilerim, ayrıca gidebilirim."
   Uzun boyluydu. Adını bile öğrenmediğim intikamdan bahseden çocuk gibi...Pekala,bu da intikamdan bahsetmezdi herhalde.Ama o yeşil gözlüydü.
    "Hayır, sadece güzellik kelimesinde takılı kaldım.O kelimeyi geri al diyeceğim ama laf ağzından bir kere çıktı."dedim.
   Kitapçığımı alarak:
   "Cevap anahtarına bakabilir miyim?" diye sordu
   "Bakabilirsin. Yalnız cevap anahtarının bazı sorularının cevapları verilmemiş ve bazıları da yanlış."
    Kafasını umursamıyorum anlamında salladı.  Biraz sonra kitapçığı geri verdi ve şöyle dedi:
    "Seni okula bırakarak hatamı telafi edebilir miyim?"
    Derin bir nefes alarak tamda Rüya Alp 'ten beklenen bir cevap verdim.
    "Ne yani benim yürüyemediğimi mi söylüyorsun?"
    Ağzını açtı ve tam bir şey diyecekken sözünü kestim:
    "Ayrıca eğer hatanı telafi etmek istiyorsan Uçurtma avcısı kitabını al ve oku. Böylelikle hem dünyaya hem de kendine bir iyilik yapmış olusun.Özetini çıkar ve bir kağıda yaz. "
    Niyetim tamamen dalga geçmekti. Okuması umrumda değildi.
    " Tamamdır hocam !"
     Hocam demesi garip gelmişti. Arkamı dönüp okula tekrar yol alacakkken sesini tekrar duydum:
     " Görüşürüz!"
     Ona döndüm ve son bir cümle kurdum:
     " Görüşmemek üzere adını bile hatırlamadığım, çocuk. Ya da Uzun Eşşek. Evet, bu daha iyi."
     O ise arkamdan kahkahalara boğuldu.

....

     Yazarken çok güldüğüm bir bölüm olmuştu. Olmuştu diyorum çünkü bu bölümü yazalı neredeyse 3 yıl olucak.
     Bu bölümle beraber Berk' le tanışmış olduk. Benim çok sevdiğim bir karakter ama siz sever misiniz orasını bilemiyorum. :⁠-⁠)
     Derin karakterine gelince kitapta çok bir yeri olmadığı için pek bir şey söyleyemeyeceğim.
     Peki ya sizin Berk hakkında şuanlık görüşleriniz nasıl?
  

Ateş Ve KarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin