Birinci bölümü okuyan ikiye geçmiyor yaa 😅 Niye? Yasak mı koydum 🤨
¤
Adım gibi emindim çiçeği Saçlı'nın gönderdiğine ama kanıtım yoktu. 3 haftadır onun evine doğru yürümemek için kendimi zor tutuyordum. Vücudum istemsizce bir mıknatıs gibi ona çekiliyor gibiydi. -Evi uzakta, simdi işim var, ders var, uykum var- diyerek kendimi geçiştiriyordum.
Okula başlamak çok iyi gelmiş, kafam dağılmıştı. Derslerde zorlanmak gibi bir durumum yoktu. Sevdiğim bir bölümdü ve dil öğrenmek hoşuma gidiyordu.
Bu esnada tekrardan elimdeki bukete baktım. Derin bir nefes alıp kokladım. Normal çiçek dışında parfüm kokuyordu ama önemi yoktu.
Karar vermiştim. Etiket üzerindeki adrese gidip Saçlıyı tarif edecektim. Eğer o göndermişse bu sefer evine doğru yürümeyecek, koşacaktım.
Anlamıyordum. Ciddi mânâda bir şeyler beni O'na doğru itiyordu. Kendimi durduramıyordum. Sevmek böyle bir şey miydi bilmiyordum. Kalbim O'nu bulmak istiyordu.. Onunla konuşmak, vakit geçirmek istiyordum..
¤
Çiçeklerle beraber etiketin üzerindeki adrese gidip durumu anlattım. Yardımcı oldukları için teşekkür etmeyi ihmal etmedim. Sonuç tahmin ettiğim gibiydi.
Aldığım cevaptan sonra gerisin geri eve döndüm. İçim içimi yiyeceğine montumu giyip tekrardan dışarı çıktım. -Otobüs mü beklesem, taksiye mi binsem?- derken taksi çevirdim ve adresi söyledim.
Özel araçla 15 dakikada gelmiştim çünkü trafik yoktu. Ücreti uzatıp araçtan indim ve bana işaret ettiği arabasını aynı yerinde gördüm. Park alanında aynı araçtan yoktu. Çünkü araç -ben özel birine aidim- diye bağırıyordu. Araca yaklasıp tekerine vurdum.
Çünkü ben salaktım normal bir iş etmek aklımın ucuna gelmezdi.
Tekere vurunca alarm çalmaya başladı ve bende aracın arkasında saklanmaya başladım. Çok gecmeden Saçlı araca bakmak için aşağı inmişti bile. Bende aracın arka tarafında bir kedi gibi sinmiş beni bulmasını bekliyordum.
Ama O tekrar eve yürüyüp gitti. Yerimden kalkıp sinirlenerek -Salak zaten salak bulur- dedim ve kendime çıkıştım.
Anlamsız bir şekilde öfkelenmiş, kırılmıştım. Sanki bilerek aracın arkasına bakmadan gitmişti.
Cesaretim mi yoksa kalbim mi kırılmıştı bilmiyordum ama ruhum sızlıyordu...
¤
Eve gelene kadar da otobüsün camından gözlerim hep onun aracını aramıştı. Belki anahtarını evde unutmuştu, belki anahtarı almaya gitmişti, inince beni görecekti değil mi?
Üniversite son sınıf öğrencisiydim ve büyük ihtimalle bölümü birinci olarak bitirecektim fakat duygusal yönüm beni aşağıya çekiyordu. Tam bir aptaldım..
-Ben şimdi senin defterini dürüp kafamdan atayım da sen gör- dedim sesli düşünerek. Bu esnada çoktan evden içeri girmiş, pijamalarımı giymiş, yarın ki öglen sonrası tek derse girmeye kafamı hazırlamıştım.
Büyük bir kase mısır patlattım ve uzun zamandır izlemek istediğim filmi açtım. Film izlemek ve uyumak problemlerden kaçmamın en güzel seçeneğiydi ve ben genelde film izlemeyi tercih ederdim.
Filmin ortasında kapı çalmıştı. Gidip açmadım. Çünkü kimseyi göresim yoktu. Israrla çalınca açmak zorunda kaldım. Bi umut saçlı'dır dedim ama kargo gelmişti. Bot aldığım aklımdan çıkmıştı. Denedim. Olunca ayağımdan çıkarıp kenara salladım ve film izlemeye geri döndüm..
¤
Kim olduğunu bilmediğim biri beni ne hâle dönüştürüyordu böyle?
Kendime gelmek zorundaydım..
Çok geç olmadan,
Kalbimi iyice kaptırmadan,
Bu saçma rüyadan uyanmalıydım..¤
Ben geldim diyeceğim de -hoşgeldin- diyen kalmadı gibi ^_^
Yine de bölüm yazmaya devam;
Okuyan çıkar beeelki 🥳Bir dahaki bölümde görüşmek üzereeeeee 🖖🏻
Benim Saçlı odun mu yoksaa yaa, Allah Allah ⚡️🫤
Kırdın kızı, pühh sana mı? 😑