Until I Heard You Sing - [TR]

Bölüm 10

Sabahın erken saatlerinde, gece lambasının hafif ışığında Adrien koltuğa uzanmış, Marinette'i kollarına almış, Marinette de başını onun göğsüne yaslamış ve kalp atışlarının sabit ritmini dinliyordu. Dışarıdaki yağmur artık hafif bir pıt pıt sesine dönüşmüştü. İki kwami, şimdi açık havada özgürce, heyecanla bu yeni keşiften ve iki gencin nihayet birbirlerini tanımaları için ne kadar uzun zamandır beklediklerinden bahsediyorlardı.

"Ama madem başından beri biliyordun, neden bize söylemedin?" Adrien sordu, "Çok daha erken birlikte olabilirdik."

"Bu bizim sırrımız değildi ki söyleyelim." Tikki açıkladı. "Kwamilerin seçilmişlerinin kim olduğunu söylemelerine izin verilmez, Plagg ve ben ikimiz de Kara Baykuş'la dövüşürken dönüştüğünde senin kim olduğunu gördük." Adrien birbirlerinin etrafında ne kadar uzun süredir dans ettiklerini fark edince iç çekti. "Yine de bunun sadece bir zaman meselesi olduğunu biliyorduk. İkinizin kaderinde birlikte olmak vardı, Uğur Böcekleri ve Chat Noir'lar neredeyse her zaman öyledir."

"Ayrıca, ikinizin ne kadar habersiz olduğunuzu izlemek çok daha eğlenceliydi, öyle değil mi Küp Şeker." Plagg bir parça camembert atarak kıs kıs güldü.

"Öyle bir şey değildi! Birbirinizi kendi zamanınızda bulmanız önemliydi." Tikki, Plagg'a ters ters baktı. "Ve sakın bana küp şekeri deme seni... seni... Kokuşmuş Çorap!"

Marinette ve Adrien iki kwaminin maskaralıklarına güldüler ve başlarını salladılar. Alay etmelerine rağmen Tikki ve Plagg'ın birbirleriyle vakit geçirmekten hoşlandıkları açıktı. Ne de olsa onlar aynı madalyonun iki yüzünü temsil ediyorlardı - yin ve yang, yaratım ve yıkım, Uğur Böceği ve onun Chat Noir'ı. Adrien daha önce ruh eşi fikrine hiç inanmamıştı ama şimdi kaderinde Marinette'le, Uğur Böceği'yle birlikte olmak olduğu inkar edilemez bir gerçekti. Her şeye rağmen onu kendi başına bulmuş ve farkında bile olmadan maskenin ardındaki kıza aşık olmuştu ve şimdi onun her zaman yanında olacağını biliyordu. Bir daha asla yalnız kalmayacaktı. Bu düşünceyle ona biraz daha sıkı sarıldı ve onun kucağında yuvalandığını hissetti.

Çok geçmeden kwami'ler birbirleriyle hasret gidermek için uzaklaştılar ve yüklerini yalnız bıraktılar. Adrien Marinette'in saçlarını hafifçe okşadı, tatlı sınıf arkadaşı ve cesur Leydi'sinin aynı güzel insan olmasından dolayı kalbinde büyük bir sevinç hissetti. Kara kedi şanssızlığına rağmen bu kadar şanslı olabileceğine inanamıyordu. Belki de Marinette'in her zaman yanında taşıdığı uğurlu bileziği sonunda ona da bulaşmıştı. Yine de cevabını bilmek zorunda olduğu yakıcı bir soru vardı.

"Marinette, sana sormam gereken bir şey var. Neden Uğur Böceği olarak beni Chat'ten uzaklaştırmaya devam ettin?"

"Çünkü başka birine aşıktım." Sessiz bir yanıt verdi. Adrien, Uğur Böceği'nin her zaman hoşlandığı başka bir çocuk olduğunu söylediğini hatırladı.

"Kim?" Oh hayır, diye düşündü, lütfen bana Luka'yı kastettiğini söyleme.

Marinette oturduğu yerden kıkırdamaya başladı ve eliyle onun yüzünü kavradı. "Seni aptal. Adrien olarak sana aşıktım." Adamın yüzünde gözle görülür bir rahatlama vardı. Elini kendi elinin içine aldı ve parmaklarını onunkilere dolayarak göğsünde birleştirdi. "Bundan da öte, Chat'in içeri girmesine izin vermekten korkuyordum. Aramıza bir duvar ördüm ve seni kalbimden uzak tutmaya çalıştım çünkü sana bir şey olmasından çok korktuğum için seni sevmeme izin vermekten korkuyordum."

Chat'in aslında neredeyse üç yıldır okulda her gün karşısında oturduğunu düşünerek başını iki yana salladı. Birlikte geçirdikleri tüm öğle yemekleri, Alya ve Nino'yla takıldıkları tüm günler, provalar sırasında piyanonun başında onunla birlikte şarkı söylemeleri. Sadece Adrien değil, aynı zamanda Chat Noir'dı ve başından beri ona aşıktı. Şimdi bu çok açık görünüyordu ve başını ağrıtıyordu. "Senin benim Chat Noir'ım olduğunu nasıl bilemezdim? Benim romantik, komik ve cesur Chat Noir'ım. İki yönüne de aşık olmuştum ve bunun farkına bile varmamıştım."