İ𝒛 / 𝟏

2.3K 53 14
                                    

"İzem, bu çekimin kusursuz olmasını istiyorum. Markamız için önemli bir proje, iyi değerlendir lütfen."

"İçiniz rahat olsun. En az formalar kadar kusursuz bir çekim olacağından emin olabilirsiniz."

Onur Bey yanımdan uzaklaşırken gözlerimi devirdim. Sabahtan beri aynı şeyleri söyleyip duruyordu.

Zaten yeterince gergindim ve ne kadar önemli bir çekim olduğunun bende farkındaydım, defalarca söylemesine gerek yoktu.

"İpek bana bir kahve yapar mısın lütfen?" Biraz kendimi rahatlatmam gerekiyordu.

Askılığa doğru ilerledim ve son bir kez formalarda göz gezdirdim. Kendi tasarımım olduğu için söylemiyorum ama gerçekten de çok güzel görünüyorlardı.

Oyuncuların ve taraftarın üstünde, olduğundan daha da güzel görüneceğine emindim.

İpek'in uzattığı kahveyi aldım ve teşekkür ettim. Geriye sadece oyuncuları beklemek kalmıştı. Bugün yapabildiğimin en iyisini yapmalıydım.

                                              ✧

"Mauro, we have to change the pose."
(Mauro, pozu değiştirmeliyiz.)

Yanına yaklaştım ve nasıl poz vermesi gerektiğini anlattım. Mauro anladığını belli eden bir şekilde beni tekrar ettiğinde yerime geçtim ve flaşın patlamasını bekledim.

Sırasıyla Muslera, İcardi, Torreira, Kerem, Berkan, Abdülkerim ve Kaan'ın çekimini yaptıktan sonra sırada son bir kişi kalmıştı.

Derin bir nefes aldım, o formasıyla birlikte kameranın karşısına ilerlediği esnada bedenim kontrolüm dışı kasılmaya başladı.

Bu iş birliği ilk yapıldığında onunla yüz yüze geleceğimin farkındaydım ama şu an onu yıllar sonra tam karşımda görmek içimde dindiğini sandığım öfkeyi tekrar gün yüzüne çıkarıyordu.

Bakışları beni bulduğunda usulca yanına yaklaştım. Geldiğinden beri gözleri sürekli üstümdeydi ve bunu hiç çekinmeden sürdürüyordu.

Hâlâ utanmadan yüzüme bakabilmesi beni oldukça sinirlendirse de kendimi dizginlemeye çalıştım. Onun yüzünden işiminde, günümünde mahvolmasını istemiyordum.

"Vermek istediğiniz bir poz var mı? Gol sevinciniz ya da sizin için özel olan bir hareket olabilir."

Söylediklerimi sırıtarak dinledi ve konuştu.

"Hayır, yok. Sana bırakıyorum."

"Öyleyse armayı veya forma numaranızı gösterebilirsiniz." dedikten sonra ondan uzaklaştım ve kameramanın yanına ilerledim.

Pozunu ayarladığı esnada gözleri üzerimdeydi.
Ne zaman onun olduğu yere baksam bana baktığını görüyordum. Bu beni oldukça rahatsız ediyordu.

Fotoğrafın çekileceği esnada kameraman Barış'a seslendi.

"Barış Bey kameraya bakın lütfen."

Barış kendisine seslenildiğinde son bir kez daha bana baktı ve kameramana döndü. Hâlâ salaktı, en az lisedeki kadar.

İltimas / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin