5. BÖLÜM: Piknik Part 2

101 8 5
                                    


Yarım saatlik yolculuğumuz şarkı söyleyerek geçmişti ve sonunda piknik alanına gelmiştik.

Gelirken bir markete uğrayıp kömür, içecek ve diğer malzemeleri almıştık. Minel'i kucağıma alıp 3 erkek 2 kadın ve 2 çocuğun olduğu topluluğun yanına yaklaştım.

Kumral kadın bana sarıldı " Merhaba tatlım benim adım Gülce, sanırım sende şu magazinlerde bahsedilen Melis'sin gerçekten güzelmişsin " kadın benden ayrıldığında ben bi tık şoktaydım.

Kadın hafifçe gülünce kendime gelmiştim, o sırada Furkan'ın ve diğer 3 adamın tartışma sesleri duyuldu.

"Abi ben yakarım mangalı hadi siz hamak falan kurun ya" dedi esmer olan " Hayır olum ben kasap çocuğuyum doğuştan mangalcıyım " diyen kumral mangal yelleme şeyini sallıyordu .

++++++++++++++++

"Anne su" diyen Göktuğ'ya suluğunu verdim. Bu arada Gülce ve İrem'le çok iyi anlaşmıştık.

İrem 8 aylık hamileydi, Gülce ise Hilal ve Bulut'un annesiydi . İkiside çok tatlı kadınlardı,  bu arada Gülce Kerem yani şu esmer olan ile evliydi, İrem ise Yavuz ile evliydi bir de Gülce'nin bahsettiği sap   Poyraz vardı oda sarışın olandı .

Şu an ben domates kesiyordum, Gülce ise köfteyi yapıyordu. Furkanlar ise hala mangalı kimin yapacağına karar verememiş şu anda taş kağıt makas oynuyordular.

Poyraz diğer bir piknik masasına gitmiş kızıl bir kadın ile konuşuyordu.

"Sahi Melis bu çocuklar sana  niye anne diyorlar " dedi çocuklara bakarak,  benim de yüzüm çocuklara döndüğümde istem dışı bir gülümseme gerçekleşti dudaklarımda .

"Bilmiyorum eve geldiğim ilk günden beri bana anne diyorlar " kafamı hala çocuklardan çevirmemiştim. Kolilerden bir su şişesi çıkartıp kapağını açtım ve ardından içtim

"Bence siz Furkan ile çok yakışıyorsunuz " demişti İrem ama demesiyle benim suyu püskürtmem bir olmuştu. Biz gülerken Furkanlar bunlar mal mı bakışı atıyorlardı.

Biz kızlarla sohbet ediyorduk daha doğrusu İrem bize neler aşerdiğini anlatıyordu.  Bir insan salatalık turşusu ile mayonezi birlikte aşerebilirmiydi çünkü İrem aşermişti.

Yavuz etleri getirince hepsini bir tencereye koyduk ve diğer piknik masasını hazırlamaya başladık. Masa hazırlama bittiğinde çocukları çağırdık.

Çantadan Minel'in sütünü alıp ona içirmeye başladım . Zaten bi kaç dakika sonra Furkanlar da gelmişti. Onlar masaya oturduklarında hepimiz yemek yemeye başladık

____________________________

Dün yaptığım pastayı kutudan çıkartıp masaya koydum ve diğer tabakları Furkan'a verdim. Furkan bana anlamamış bakışlar atıyordu

"Ne bakıyorsun kardeşim millet tatlı bekliyor" dediğimde oflaya puflaya tabakları masaya götürdü. Bende hemen arkasından içecekleri götürmüştüm .

Biz tatlıları yerken Poyraz "Yenge harika yapmışsın, abim de gül gibi seni bulmuş yiyordur evde tüm yemeği " dedi ben bir öksürük krizine girdiğimde Gülce sırtıma vuruyordu

Diğerleri ise hala kıkırdıyordu, o sırada çocuklar yanımıza geldi ve hepimizin parçalarına bildiğiniz yapışmışlardı.

Ve hepsinin dilinde aynı cümle vardı

"Anne/Baba oyun oynayalım "

Biz her ne kadar hayır desekte hepsi yavru köpek bakışı atıyorlardı, hayır bu çocukların maksimum yaş 3,5 nerden biliyorlar bu bakışı

İç sesime engel olan şey Minel'in beni çekiştirmesi idi. Olm bu çocuk 9 aylık nasıl çekiştiriyor beni..

Artık kimse dayanamamış kabul etmiştik ve şimdi oyuna karar verme kısmındaydı. "Yakandop oynayalım " dedi Bulut.

Bu fikir herkese makul gelmişti hepimizin onayladığında kenara Kerem ve Furkan geçmek üzere kenara gittiler.

İrem hakem olmuştu hamileliği yüzünden, ama maşallah onun da yüzünde güller açıyordu.

Oyun başlamıştı çocuklara hafif atıyorlardı ama iş bize gelince hatta sadece bana gelince top hem hızlanıyor hemde sertleşiyordu.

En sonunda omzumdan vurulmuştum Furkan hemen panikle yanıma gelirken kendine sövdüğünü duyabiliyordum

"Hayvan yavaş atsana ya , omzum çıktı yemin ederim" diye Furkan'a karşı yakınıyordum.

"Tamam o zaman madem omzun çıktı " dedi ve salise bile geçmeden beni kucağına aldı,

Lan ben şimdi ciddi ciddi Furkan'ın kucağındamıydım Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum

"Tamam tamam domates gibi oldun " diyip beni piknik masasının üstüne oturmuştu. Olum ben 67 kiloydum masa kırılmasa iyi valla .

____________________

Şu an piknik alanın yanındaki gölde oturuyorduk. Çocuklar tahtadan parkta oynarken bizde buraya gelme gibi bir karar almıştık.

Havadan sudan bahsederken Furkan hakkında birkaç şey öğrenmiştim. Mesela ailesi Fransa da yaşıyordu ve ailesinin bir şirketi vardı, bu yüzden Türkiyede ki davetlere Furkan gidiyordu .

Düşüncelerime ara vermeme sebep olan şey İrem'in inleme sesleriydi. Herkesi bir telaş kaplarken Yavuz daha da panikti.

"Y -Yavuz  doğurucam galiba " demişti İrem acılar eşliğinde kıvrınırken. İremin  elbisesinin alt kısmı ıslanmıştı yani kısacası kızın suyu gelmişti.

Yavuz hemen İremi kucaklarken Gülce ve Kerem çocukları almaya gitmişti. Kaybedecek zamanımız olmadığı için bizim arabaya bindik. Ben arkaya İremin yanına otururken Furkan şoför Yavuz ise yolcu koltuğuna oturmuştu.

"Karıcım hadi bak çalışmıştık nefes al nefes ver hadi " dedi Yavuz ama Yavuz İremden daha panikti.

"Ehh Yavuz yeter ben doğuruyorum sen değil, ahhh" Yavuz sanki hiç birşey olmamış gibi hala İrem'le konuşuyordu.

Gülceler çocukları götürüyordu, hepimiz endişeliydik çünkü İrem daha 9. ayındaydı ama söylediğine göre zaten erken doğum olma riski varmış.

Sonunda hastaneye geldiğimizde Yavuz acil sedye istemişti, İremi bir sedyeye koyduklarında hala İrem ile Yavuz el eleydi.

Hemşireler İremi doğumhaneye soktuklarında mecburen Yavuz ile elleri ayrılmıştı.

Tanışalı bir buçuk saat olmuştu ama ben şu an İrem için acayip endişeleniyordum...

______________________________

💕Selammm

Öncelikle bölüm ile ilgili yorumlarınızı alayım, benim içime sinen bir bölüm oldu💓

Ayrıca karalterler için tanıtım bölümü yapayım mı yoksa siz kafanızdan devam edermisiniz💌

Daha fazla uzatmayım oy ve yorum atmayı unutmayın seviliyorsunuzz 💞

                                   ~ Nağme ~

BAKICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin